Sonu gelmeyen bir maaş artış hikayesinin daha perde arkası…

Kamu personel düzenlemeleri son yıllarda o kadar çok değiştirildi ki; sonunda dikiş tutmayan bir ücret politikası ortaya çıktı. Bir kısım kamu personelinin ücret yetersizliğinden ‘özel sektöre gidecek’ benzeri gerekçeleri de hep uydurularak ücret artışı sağlanmaya çalışıldı.

Benzer bir gerekçeyle TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hafta başı Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın bütçe görüşmelerinde gece yarısı merkez teşkilatındaki kariyer meslek mensupları ve yöneticilerin mali haklarına yeni artış getiren bir önerge sunuldu. Bu önergeye iktidar ve muhalefetin tamamı destek verdi.

Ben de sonu gelmeyen maaş artış hikayelerinden birinin daha alabildiğim perde arkasını anlatayım…

Konuyu değerlendirmesini istediğimiz eski bürokratlar, “Bütçe görüşmelerine önerge konulması aslında komisyonun bir irade göstermesi açısından önemliydi” değerlendirmesi yaptılar. Devamında da “Bu önerge net bir metin değildi. Şimdi sormazlar mı; ‘Yapamayacağın şeyi neden koyuyorsun. Enine boyuna neden tartışmıyorsun” yorumunu da eklediler. Ayrıca, Anayasa’nın 161’inci maddesinin ‘Bütçe Kanununa bütçe dışında hükümler konulamaz’ amir hükmüne göre bütçeye konulamayacağı anlaşılınca, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan vergi paketi kanun teklifine eklendiğine de dikkat çektiler.

Başından beri merkez-taşra ayrımı yapacağı için eksik yönü olduğu eleştirileri yapılan önergenin Genel Kurul’da muhalefetin ısrarı sonucu geri çekilmesi bilgisi geldi. Bütçe Komisyonu’nda onaylanmış bir önergenin Genel Kurul safhasında geri çekilebilmesinin iki yolu var.

İlki, Plan Bütçe Komisyonu raporu çıkmamışken komisyonun toplanarak önergenin geri çekilmesi ile olabilir. İkincisi de Genel Kurul’da görüşmeleri esnasında verilecek ‘geri çekilmesi’ kararı ile önerge geri çekilebilir.

Dolayısıyla ücret artışı süreci halen sürüyor. Ama nereye evrileceğini önümüzdeki günler gösterecek!

Biz de Genel Kurul safhasında ‘geri çekilme!’ kararının nasıl oluştuğuna kulak verdik.

Saadet-Gelecek Partilerinin oluşturduğu parlamento grubunun Grup Başkanı Selçuk Özdağ, “Grup Başkanvekilleri olarak görüşülürken itiraz ettim. Merkez’de 70-80 bin kişiye ücret artışı getiriliyordu. Biz bunu uygun görmedik. ‘Tüm bürokrasiye verilirse’ olur dedik. 6.5 milyon memurumuz var, bunların 6.4 milyonu mağdur olacak. Ayrıca 16.5 milyon emeklimiz var onları olumsuz etkileyecek” dedik. Vekillere danışmanlık yapan ‘meclis uzmanlarına verelim’ dediler. ‘Bu kesim kıdem tazminatı alamıyor, onların maaşlarını artıralım’ dediler. Şunu anlattık: ‘Biz bu arkadaşlara vermeyelim’ demiyoruz, getirin izahını doğru yapacağınız bir düzenlemeyi o zaman konuşuruz.’ Yine taşra ve merkez uzmanları düşük ücret alıyorlarsa kamuoyu önünde tartışalım yapalım. Ancak böyle ‘yangından mal kaçırır şeklinde olmasın’ dedik” sözleriyle önergenin yaratacağı sıkıntıları anlattı.

Tüm muhalefetin anlamadan araştırmadan komisyonda onayladığı önerge ile ilgili CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da, “Türkiye’nin her yerinden bazı bürokratlara ilişkin zamlarla ilgili tepkiler var. Biz bu imzayı verirken eşit, herkese tüm memurlara kamu görevlilere emekliye verilmesini murat etmiştik ama gerçekten öyle olmuyor yoksulluk yokluk herkeste var. Ya eşitçe herkese zam ya da biz buna karşı olacağız. Zaten bu çekiliyor. 86 milyonun içi rahat etsin” şeklinde açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

Bu arada bürokrasiye yapılacak ücret artışlarına itirazın altında çok daha farklı noktanın olduğunu belirtelim. Tepki en çok uzman, kariyer meslek mensubu kavramlarının içinin boşaltılmasına yönelik yapılıyor ve şunlar vurgulanıyor:

“Uzmanlık devlete politika üreten tepe noktalardı. Lisan okulu kapandı. TODAİ kapandı. Nerelerden insan yetiştireceğiz artık. Eskiden DPT vardı, oradan uzman yetiştiriliyordu. Maliye Bakanlığı’nda bile uzmanlık sulandırıldı. Müfettiş ile uzmanı yan yana getirdiler. Müfettiş dediğin adam, müsteşarı, bakan yardımcısını soruşturur. Silsile yoluyla bozuldu sistem.

Taşrada odacıya bile ‘kariyer meslek mensubu’ unvanı verildi. Merkezde bütün kurumlara uzmanlık kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı’nda idari bilimler fakültesi mezunu ‘uzman’ yapıldı. Albay ona mı bakacak. Tarım Bakanlığı’na idari bilimler fakültesinden ‘uzman adı altında’ eleman alındı, oradaki veterinerler, gıda mühendislerine hakaret edildi. Merkez’de tutulan uzman sayısı azdı, taşraya da yayıldı ‘uzman’ diye. Kamu personel düzenlemesinin çivisinin çıkarılması nedeniyle bunlar yaşanıyor.”