Ankara

Seymen divanı gecesi, Ankara’nın kültürel mirasına ışık tuttu

Anadolu Kültürünü Koruma, Yayma ve Yaşatma Derneğinin, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen "Sıra Bizde: Anadolu'nun Sıra Geceleri ve Sohbet Kültürünü Yaşatma Projesi" kapsamında Ankara Konağı’nda gerçekleşen Ankara Kulübü Derneği "Seymen Divanı Gecesi" programında; Seymenlik kültürünün taşıdığı derin anlamlar, öyküleriyle bezeli Ankara türküleri ve oyunlarıyla harmanlanarak, izleyicilere unutulmaz bir kültürel deneyim sundu.

Anadolu Kültürünü Koruma, Yayma ve Yaşatma Derneği Başkanı Fatma Yalçınkaya yaptığı konuşmada; "Ankara Seymen Divanı Gecesi programımız vesilesiyle birliğimizin ve beraberliğimizin daim olması dileğiyle, kültürümüze gönül veren her bir yüreğe minnettarız. Katılımlarınız için teşekkür ediyor, Anadolu’nun kıymetli gecesine verilen destek için Ankara Kulübü Derneğimizin kıymetli Seymenlerine teşekkür ediyorum." dedi.

Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan da konuşmasında şunları ifade etti: "Ankara Kulübü Derneği Seymen Divanı Gecemize hoş geldiniz. Türk tarihinin en eski, en köklü, en kadim, en kesiksiz ve uzun ömürlü geleneklerin en başında gelmektedir Seymenlik. Geleneğin yegane temsilcisi olan ve bu yıl itibariyle 100. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin ilk derneği Ankara Kulübü çatısı altında sizleri ağırlamaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz, onur verdiniz.

BİNLERCE YILLIK KÖKLÜ BİR GELENEK

Ankara Kulübü,1925 yılında büyük önder Atatürk’ün Seymenlik geleneğini yaşatın talimatıyla kuruldu. Kurucuları; Milli Mücadelede, Kurtuluş Savaşında ülkemizin kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde büyük önder ile omuzdaş olan Ankara’nın önderleri ve Seymenlerdir. Kamu yararına bir dernek olarak bu yıl 100. yılımızı kutluyoruz. Seymen geleneği binlerce yıllık, uzak Asya’dan Anadolu’ya yaydığımız köklü bir gelenektir. Geçmişte Anadolu’nun hemen her şehrinde var olan Seymenlik, en rafine, en kristalize bir şekilde Ankara’da yaşatılmaktadır. Bunun nedeni ise 13-14. yüzyılda Ankara’da beylikler döneminde seçimle iş başına gelen ve bir nevi cumhuriyet idaresi olarak tanımlanan ve büyük Atatürk’ün de Ankara’yı başkent yapmasının temel nedeni olan Ankara Ahiler Devletinin varlığıdır. Seymen geleneği, Ahiler Devletinin kılıçlı koludur, Seyfi, Seymen koludur, yiğit alayıdır. Moğolların baskısı artınca ve Milli Filozofumuz Ahi Evran katledilince, böylesine köklü bir geleneğin temsilcileri olan Ankara Ahileri, batıya göç ediyor ve Şeyh Edebali'nin yönlendirmesiyle Osmanlı’nın sancağı altında toplanıyor. Ankara Ahileri, Osmanlı Devletinin kuruluşuna öncülük ediyor. Fatih dönemine kadar 10 Başvezirin 9’u Ankaralı'dır. Seymen geleneği, bir eskiçeri geleneği olarak yeniçeri geleneğine model oluyor. Dolayısıyla köklü Seymenlik geleneği hem Osmanlı İmparatorluğunun özünde, hem de Cumhuriyetin özünde var.

Seymenlik geleneğinin iki tarz töresi, işlevi vardır. Bunlardan birisi milli boyutta, diğeri ise toplumsal töre boyutundadır. Milli boyutta olan; Kızılca gün ve Seymen dizilme töresidir. Seymen dizilme töresi ancak Kızılca günlerde gerçekleştirilir. Kızılca günler ise yeni bir devleti, yeni bir lideri, yeni bir başı müjdeleyen günlerdir. Ve onun kutsandığı, töreninin yapıldığı günlerdir.

Seymen dizilme töresinin de üç töreni vardır: İlki; sinsin ateşidir. Sinsin ateşi yeni bir devletin kurulacağını, yeni bir dirliğin oluşacağını haber vermek için yüksek bir yere atlı-yaya silahlı Seymenler tarafından çağrı ve davet özelliği taşıyan yakılan ateştir. O ateşi gören, haberi alan, silahlanacak ve atlı olarak merkeze gelecektir. O törenin kurbanı kesilir, dualar, selalar okunur, yiğitlik gösterileri, Sinsin ve zeybek oyunları oynanır. İkincisi ise; yeni bir devleti-lideri müjdeleyen tuğ töreni, sancak çekme törenidir. Yine bunun da kurbanı kesilir- koçu atılır, duaları okunur, binlerce yıllık geleneğimiz davullar meydana çıkar. Üçüncüsü de; Seymen Alayı dizilmesidir. Yeni devletin asker ordusu, halk ordusudur ve yeni başı-lideri merkeze, liderlik yapacağı yere getirir.

Toplumsal törenlerimiz ise düğünler, bayramlar, ferfeneler, muhabbet geceleri, cümbüş geceleri, divan geceleri, cepken giyme törenleri, Seymen başı törenleridir. Çok sayıda Seymen geleneğinin törenleri vardır. Bugünkü Seymen Divanı Gecemiz de bunlardandır. Tekrar hoş geldiniz. Programımızı destekleyen Anadolu Kültürünü Koruma, Yayma ve Yaşatma Derneği’ne, Ankara Kulübü Derneğimizin yönetim ekibine ve tüm katılımcılarımıza özveri ve emek için şükranlarımızı sunuyorum. Seymen Divanı gecemizin gerçekleşmesinde çok sayıda omuzdaşımızın katkısı, emeği, alın teri, gönül teri, beyin gücü var. Yıllardır hayalini kurduğumuz Seymen Orkestramızın, Saz Heyetimizin oluşmasına gövdesini koyan ülkemizin bir numara bağlama üstadı Ankara'mızın gururu Arif Balaban Hocamıza, Seymen saz grubumuza koordinatörlük yapan ve Seymen Divanı Gecemizin içeriğini hazırlayıp sunan Berkay Veli kardeşime, yine Seymen oyunlarının ve hazırlıklarının koordinasyonunu üstlenen Zafer Akıncı kardeşime, Ankara türkülerimize, oyunlarımıza çok az bulunan davudi sesiyle can veren Celal Sezer kardeşime ve saz heyetimizdeki tüm sazendelerimize, büyük bir sorumluluk bilinciyle Divan Gecemizde yer alan, katkı sağlayan Çınar Seymenlerimize, Kart Tıraş Efelerimize ve Yini Yitmelerimize, Seymenlik kültürünün derinliklerine ışık tutan tüm Seymenlerimize gönülden tek tek teşekkür ediyorum. Hepimizin gücüyle bu miras; Seymen Geleneğimiz daha da büyüyerek ve yaygınlaşarak ilelebet yaşayacak. Seymen Divanı Gecemiz kutlu olsun."

Konuşmaların ardından Seymen Divanı Gecesi, Ankara Kulübü Derneği Seymeni Berkay Veli’nin muhteşem sunumu eşliğinde; TRT Ankara bağlama sanatçısı Ankara Kulübü Derneği Seymeni Arif Balaban’ın yönetiminde yerini alan saz heyetinin ve Halk Müziği Ses Sanatçısı Celal Sezer'in duygu yüklü sesinin türkülerle bütünleştiği, türkülerin ise başkentin kültürel mirasını yansıtan Seymenlerin ritmiyle birleştiği gurur verici bir gösterim ile devam etti.

Programda, Asalet Divanı, Ankara Zeybeği, Misket, Bad-ı Sabah, Ankara’da Yedim Taze Meyvayı, Ali’mde Gitme Pazara, Denize Dalmayınca, Gökte Yıldız Tekerlendi, Atım Arap, Karaşar Zeybeği, Hüdayda ve Cezayir gibi, Anadolu'nun içtenliğini, Ankara'nın kendine özgü ezgilerini taşıyan türküler, Seymen oyunlarıyla harmanlanarak izleyenleri Ankara'nın köklü kültürüne götürdü, salonu adeta geçmişle bugün arasında bir yolculuğa çıkardı.

Seymen Divanı Gecesi'nde ayrıca; hem Ankara’nın sesini sazı ve sözüyle Ankara türkülerine taşıyan, hem de duruşlarıyla ve oyunlarıyla Seymenlik geleneğini omuzlayan usta isimler de saygı ve minnetle, rahmetle anıldı. Rıfat Balaban, Necmettin Palacı, Rasim Gözübüyük, Ünal Türkben, Bayram Aracı, Genç Osman, Yağcıoğlu Fehmi Efe, Osman Böcek, Uğur Pamuk, Nevzat Duman, Selami Başer, İbrahim Erçetin, Mehmet Erol ve Erdal Güler, bıraktıkları izler ve aktardıkları kültürel mirasla hafızalarda yeniden canlandı. Türküleriyle, emekleriyle ve bıraktıkları eserlerle gönüllerde yer edinen Çınar isimler için salonda duygusal anlar yaşanırken, onların mirasının yaşatılmaya devam edeceği vurgulandı.

Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr. Metin Özaslan, plaket takdim töreninde ise saz heyetinde yer alan genç Seymenlerden Nihat Yalçınkaya'ya bağlama takdim ederken (hediye), geleneğin onun ellerinde geleceğe taşınacağı temennisini dile getirildi.