S-400''ler geldi, tartışmalar bitmedi... (III)

S-400 sevkiyatının başlaması dolayısıyla yazdığımız son yazıda olayın birinci döneminin sona erdiğini belirtmiş ve 'Hiç kuşkusuz, 'ikinci periyod' da en az birincisi kadar ilginç gelişmelere neden olacak.' demiştik...

Bu gelişmelerin başında 'yaptırımlar' konusu geliyor...

ABD, Türkiye'nin kararında direnmesi karşısında bazı yaptırımları uygulamaya koydu bile... Ancak öyle anlaşılıyor ki, 'bedel ödetme' operasyonlarında bu tür 'doğrudan' yaptırımlar belirleyici olmayacak.

***

Bunu söylememizin nedeni, bu yaptırımların hedef alınan ülkeler kadar onları uygulayanları da olumsuz yönde etkilemesi...

Örneğin, Beyaz Saray'dan yapılan son açıklamayla resmen açıklanan F-35 uçaklarının satışının durdurulması konusunu ele alalım...

Türkiye, bu karardan olumsuz etkilenecektir... Ama ABD silah sanayii de bu işten zarar görecektir!

***

Unutmayalım ki, söz konusu uçakların sayısı yüzü geçiyor...

Türkiye, bu uçakları alamadığı takdirde uzun vadede kendi uçağını yapmaya ya da Rusya ve Çin gibi alternatif ortaklar aramaya yönelir...

Ancak her geçen gün daha fazla tartışma konusu olan F-35'lere müşteri bulmak ABD silah sanayii için kolay olmaz.

***

Pentagon'un S-400 sevkiyatının başlaması üzerine yapmayı planladığı açıklamayı iki kez üst üste ertelemesi, perde gerisinde bu hesapların yapılmakta olduğunu gösteriyor...

Hiç kuşkusuz, bu tür duraksamalarda ABD içindeki çıkar gruplarının içine girdiği mücadele de rol oynuyor...

Göründüğü kadarıyla, diplomatik faaliyetlerini yürütürken bir silah tüccarı gibi davranan Trump ile ABD'nin geleneksel Rusya düşmanlığını sürdürmekte kararlı olan bazı çevreler arasındaki tartışma tüm hızıyla sürüyor.

***

Bu tartışmanın sonuçlarını önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz...

Ancak 'taraflar' şimdiden kamuoyu önünde tartışmaya başladılar bile...

ABD Savunma Bakanı Vekili Mark Esper, Türkiye S-400'lerden vazgeçerek Patriot almadığı takdirde yaptırım uygulanmasının en ateşli taraftarlarından biri olarak öne çıkarken, muhalefetin temsilcilerinden Demokrat Parti mensubu senatör Elizabeth Warren, Esper'i hedef alarak, 'Amerikan halkı aldığınız kararların ulusal güvenlik için mi yoksa kendi çıkarınız için mi alındığını bilmeyi hak ediyor' ifadesini kullandı.

***

Warren, bu sözlerle Esper'in daha önce silah şirketi Raytheon için çalışmış olduğu gerçeğini hatırlattı... Bilindiği gibi, S-400'e alternatif olarak ABD tarafından Türkiye'ye teklif edilen Patriot hava savunma sistemi Raytheon tarafından üretiliyor...

S-400 alımı gündeme gelmeden önce Türkiye'nin Patriot alımı talebine olumsuz yanıt veren, yani bir anlamda yaptırım uygulayan ABD, S-400 anlaşmasının kesinleşmesi üzerine bu tavrından vazgeçmiş ve 'S-400 yerine Patriot verelim' demişti...

Bu tür çelişkili tutumlar, ABD yönetimi içindeki sıkıntıları artırıyor.

***

Hiç kuşkusuz, bu işten zarar görenlerin başında Trump geliyor...

Senato'nun Silahlı Kuvvetler ve Dış İlişkiler Komitesi'ne mensup dört senatör Başkan Trump'a hitaben bir mektup yazarak yaptırım kararlarının acilen uygulanmasını talep etti...

Bu tartışmalar sürerken CNN International'ın internet sitesinde ABD Dışişleri Bakanı Michael Pompeo ile Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un, yaptırımların acilen yürürlüğe sokulması için Trump'a baskı yaptığı yolunda bir haber yayınlandı...

Demokrasileri Koruma Vakfı'ndan John Hannah da yaptırımların gecikmesinin nedeninin Trump olduğunu öne sürerek, 'O, yaptırımlara ilişkin tetiği çekmek ve Türkiye'nin F-35 savaş uçakları satın almasını baltalamak istemiyor. Her şeyden önce Erdoğan'a talihsiz bir yakınlık duyuyor' ifadesini kullandı.

Trump ise, bu tür baskılar karşısında, 'Türkiye Patriot füzesi almak istedi ama önceki yönetim satmadı, (bu davranış) adil değil. Türkiye konusu çok karışık, onlarla konuşuyoruz.' diyerek 'topu taca atmaya' çalıştı; ancak sonunda baskılara direnemeyerek Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmasına onay vermek zorunda kaldı.

(Devam edecek)