Yaz aylarıyla birlikte televizyon kanalları için ölü sezon başladı.
Bence ölü sezon değil de öldüren sezon diye tanımlamak daha doğru olur.
İktidarın sesi haline geldiğinden bu yana haber bültenlerini çoğunlukla pas geçiyor, arada bir denk gelen kaliteli belgesellerle, filmlerle, müzik programlarıyla avunuyorduk.
İzleyiciyi ekranlara kilitleyen açık oturumlardan, söyleşilerden söz etmek bile istemiyorum.
Şimdi onlar da yok…
Sululuğun tavan yaptığı aile boyu yarışma programları almış başını gidiyor.
Ölü sezon dedik ya…
Kimi kanallar, çareyi geçen dönemlerin reyting rekortmeni dizileri yeniden yayınlamakta buluyor...
Kimi kanallar da 'bununla idare et' dercesine reyting fakiri programlarla sezonu atlatmaya çalışıyor.
Bu kısır döngüde benim sığınacak limanım reklam programları olurdu.
Zeka ürünü reklamların verdiği keyfi hiçbir programda bulamazdım.
Şimdi onlar da çekilmez oldu.
Ekranlar, yaratıcılıktan, incelikten, çarpıcılıktan ve espriden uzak reklamların istilasına uğramış sanki.
Ne zaman izlemeye zorlasam kendimi, yıllar öncesine uzanan ''kara reklam''ın yer aldığı broşür gelir aklıma...
Huzurlu bir ortamda dinlenme özlemi çeken Ankaralılara hitap eden bir reklam.
Broşürde anlata anlata bitirilemeyen yer, Eskişehir yolu üzerinde Konutkent'e 24 kilometre mesafede itina ile seçilmiş bir arazide yer alıyor.
Özellikleri de şöyle sıralanmış:
-Etrafı çevrili, su sorunu yok.
-Ulaşımı kolay.
-Güzergahta besi çiftliği ve benzin istasyonları bulunuyor.
Fiyatına gelince sudan ucuz. Bir kişi 65 tl. Aile boyu alımlarda ise fert başına 5 tl indirim.
Nasıl? Cazip değil mi?
Alıcı iseniz Ankara Özel Aile Mezarlığı'nda yeriniz hazır.
Allah geçinden versin
Reklamın böylesi de var.
En iyisi ekranlardaki işkenceyi fazla dert etmemek galiba...