MİZAH İSTEMEZ İZAH

Mizah malzemesi bol bir ulusuz.Bunun da nedeni, keskin ve kıvrak zekâlı oluşumuz ve yaşamı her zaman ciddiye almadığımızdandır.Ne var ki, mizahın çeşitleri var.Bu hem çizgiyle, hem de sözle yapılabilir oluşunun rahatlığından. Gülmece, Gül-düşün,Güldürü gibi adlar versek de hepsinin ortak noktası incelik, alaysama,hatta kendini bile tiye alma durumunu da anlatır bize.

***

İlk aklımıza gelen Nasrettin Hoca'dır da,ünlü hocamıza, Nasılettin Hoca diyecek kadar ince zekâlılar var günümüzde.Çok ciddi olanlar var ama (özellikle çizgi ağırlıklı dergilerde) fanzin gibi,fanteziye kaçan, anlamsız, abuk sabukluklar da var.Bu işi ciddiye alanlara saygım da çok.Şu gerçek ki; mizahın yaşamımızda çok önemli bir yeri var. Anlatmak ise ayrı bir ustalık ister...

***

Günümüzde mizahın en güzel örneği aforizmalardır ( çarpıcı sözler): Kimileri bunları sütunlarına laforizma olarak da alıyorlar. Ben de yapıyorum.Etkili oluyor mu, ilgi çekiyor mu, okurumla sık sık ve yüz yüze görüşme olanağı bulamadığım için kesin bir şey söyleyemeyeceğim.Ancak mizah yanımın güçlü olduğunu söyleyen dostlarım var.

*

Bu yazımda sizlere, tam olmasa da, bazı haberlere aforizmamsı yorumlarla seslenmek istiyorum:

1-Haber:Öğretmenler çok çalışıyor, az kazanıyor...

Yorum:Çok kazananları yetiştirebildikleri için mutlu olmalılar :Hiçbir meslekte böyle bir manevi kazanç yoktur...

2-Haber: Din ve Ahlak Bilgisi dersi sorun oldu; ayrılsın mı konusu tartışılıyor...

Yorum: Ayırmak en doğrusudur: ikisi arasında kan uyuşmazlığı olabiliyor. Gazete ve TV haberlerini kanıt gösteriyorum...

3-Haber:Atamaları yapılmayan öğretmenler Ankara'da eylem yapacak...

Yorum:Duymak istemiyorlarsa,ne yapsanız yapın boşuna; onlara vız geliyor, siz gene tırıs gidiyorsunuz !

4-Haber:Okullarda hizmetli açığı kangren haline geldi...

Yorum :Öğretmen bulamayan yönetim, hizmetliyi nerden bulsun? Okul Aile Birliği üyeleri,hizmetleri sıraya koysun  yahut  yap-işlet-devret modelini uygulasın...

***

Bu toplumda, mezardan ölü çalanlar bile var…

Zeki Müren'in mezarında bulunan üç bronz kubbeden biri çalınmak istenmiş, ama çalamamışlardı.

Bunlar şöhret olmak olanağını bulamadılar yani.Ah bir de minare çalabilseler demek geçiyor içimden...

*

Yeni Anayasa çalışmaları için Kemal Anadol,"Cami avlusuna terk edilmiş çocuk gibi" nitelemesi yapmıştı:Devlet korumaya alır,ona bir ad verilir,nesebi sahih olur,telaşa gerek yok:18 yaşına gelince bu kez  de sokağa bırakılır...

*

Gazetecinin biri Ekim'deki oylama için 'halt'  oylaması demiş: Halt etmiş o da. Hangi bir haltı oylatacağız;Arapsaçına döndü işlerimiz...

***

İstanbul'un hangi paşasını beğendiğimi sorsalar, üçünü sayarım:Gedikpaşa,Mahmutpaşa,Kasımpaşa.Ama Davutpaşa'yı saymam,orası kışla. Ayazpaşa'yı saymam;sokakları buz tutar.Piyalepaşa,ise GıdaSA'ya çalışıyor...

Umarım kafanızı şişirmemişimdir!