"Medeniyetler ittifakı" gündemde...

Katar'ın Türkiye, İran, Irak ve Suriye ile birlikte beşli bir ittifak kurulması önerisiyle ilgili bir önceki yazımızda Arap dünyasının etkili yayın organlarından Mısır merkezli al Ahram gazetesinde yayınlanan konu ile ilgili bir analizden söz etmiştik...

'Böyle bir ittifak Ortadoğuyu sallar' ifadesinin kullanıldığı Salah Nasrawi imzalı analizde Katar'ın teklifinin, Trump yönetiminin Ortadoğu'da artan Rus etkisini sınırlamak için Suudi Arabistan etrafında kurmaya çalıştığı bir başka ittifak fikrinin 'öldürülmesi' anlamına geldiği yazılıyor ve şu sonuca varılıyordu:

'Katar, İran'ı kuşatmayı planlayan ABD ve Suudi Arabistan stratejisinin alıcısı olmadığını gösterdi.'

***

Yazarın da belirttiği gibi, Katar'ın bu önerisinin önemi yalnızca ABD'nin 'Arap NATO'su' adı verilen ittifak projesinin akamete uğratmasından kaynaklanmıyor...

ABD'nin İran'ı kuşatma stratejisi aslında çok daha büyük bir stratejinin parçası olduğu için küresel bir önem taşıyor...

Bu strateji, Samuel Huntington'un 'Medeniyetler Çatışması' adı verilen kitabında dile getirilen 'böl ve yönet' stratejisidir.

***

İran'ın kuşatılması ve ambargolarla dize getirilmek istenmesinin amacı, yalnızca İran petrolünün denetim altına alınması ve İran'ın nükleer araştırmalarının sonlandırılması ile sınırlı değildir...

Bunlardan daha önemli olan şey Şii İran'ın Sünni Arap devletleriyle çatıştırılmasıdır...

Bu başarıldığı takdirde bölgede büyük bir mezhep çatışması meydana getirilecek, kuşatılmış durumdaki İsrail, bu çatışmada Suudi Arabistan liderliğinde oluşacak koalisyonla birlikte hareket ederek tecrit zincirini kıracaktır.

***

Tabii bir kere bu çatışma meydana gelirse, gerçek çelişkiler ortadan kaldırılamayacağı için bir süre sonra 'Sünni cephe'yi oluşturan ülkeler de birbirine düşürülecek, bu ülkeler bölgedeki Kürtler ve diğer dinsel ya da etnik azınlıklar kullanılarak bir bir parçalanacaktır...

Katar'ın önerisi bu açıdan da büyük önem taşımaktadır...

Çünkü önerilen ittifak, etnik ya da mezhepsel farklılıkları ikinci plana atan, bölge ülkelerinin gerçek çıkarları üzerine oturan, ve 'medeniyetler çatışması' yerine 'medeniyetler ittifakını' öne çıkaran bir ittifaktır.

***

Bu önerinin Katar gibi bir ülkeden gelmesi ilginçtir...

Çünkü Katar yakın zamana kadar ABD'nin bölgesel çıkarlarının en önemli koruyucularından biriydi...

Küçük bir ülke olmasına karşın petrol sayesinde sahip olduğu zenginlik, ekonomik sıkıntılar yaşayan ABD'nin güvendiği finansman kaynaklarından birini oluşturuyordu.

***

Katar'ın ittifak önerisine Suriye'nin dahil edilmesi de önemlidir...

Katar, Suriye müdahalesi başladığında bu ülkedeki rejimin devrilmesi ve ülkenin etnik ve mezhepsel ayrılıklar öne sürülerek parçalanması stratejisinin en atak aktörüydü...

Ne var ki yaşadığı tecrübeler sonunda bazı gerçekleri gördü.

***

Türkiye de bu süreçte bir çok tecrübe geçirdi...

Suriye savaşının başlangıcında Türkiye, ABD'nin oluşturduğu koalisyonun en önemli güçlerinden biriydi...

Ancak yaşananlar, Türkiye'ye de pek çok şey öğretti.

***

Öyle olduğu içindir ki, şu anda Türkiye'nin bölgedeki en iyi dostlarından biri İran'dır... Irak yönetimi ile de ilişkiler hızla düzelme yolundadır...

ABD'nin 'stratejik bir müttefik' değil, Türkiye'nin parçalanması stratejisinin savunucusu olduğu görülmeye başlanmıştır...

Ve Rusya artık 'düşman' değil, en güvenilir ortaktır.

***

Katar'ın önerisinin hayata geçirilmesi, Türkiye'nin bölgesel ilişkilerini geliştirmesinin önündeki son büyük engel olan Türkiye-Suriye düşmanlığının da ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir...

Bu 'barışma' gerçekleşirse, ABD'nin, İsrail'in ve Suudi Arabistan'ın planları yerle bir olacak...

Türkiye'nin parçalanması tehdidi de büyük ölçüde ortadan kaldırılacaktır.