Rus paralı asker şirketi Wagner’in şefi Prigojin, içinde bulunduğu uçağın Moskova'nın kuzeyindeki Tver bölgesinde düşmesi sonucu hayatını kaybetti...
Uçağın düşmesinin sebebi konusunda çeşitli rivayetler var, ancak ister düşürülsün isterse bir arıza sonucu düşmüş olsun sonuç değişmiyor: Rusya, bir “baş belasından” kurtuldu...
Aslında Prigojin, uçağı düşmese ya da düşürülmeseydi bile bir süre sonra Putin tarafından etkisizleştirilecekti.
***
Putin, bu tasfiyenin sinyalini Prigojin’in Moskova’yı basma girişiminin hemen ardından vermişti...
İsyanın bastırılmasının ardından kendisiyle yapılan bir röportajda, "Sizin için affetmek mümkün müdür?" sorusuna önce 'Evet' cevabını vermiş daha sonra "Her şeyi değil ama" diye eklemişti. Moderatörün, "Affedilmeyen şey nedir?" sorusunu ise 'İhanet' diye cevaplamıştı...
Gerçekten de Prigojin’in’in görünüşte Rusya Savunma Bakanını, gerçekte ise Putin’ hedef alan ayaklanma girişimi tam da Ukrayna’nın uzun süreden beni beklenen “Büyük Taarruz”unun başladığı günlerde yapılmış bir ihanet örneğiydi.
***
Prigojin’in darbe girişimini ihanet olarak niteleyenler Putin ve Kadirov gibi devlet başkanlarından ibaret değildi...
Prigozhin'in eski halkla ilişkiler görevlisi, ABD Really haber ajansının eski genel yayın yönetmeni Alexander Malkevich, onun kalkıştığı darbe girişimi için "Bu, Rusya'ya ihanettir. Bu, arkadan bir bıçaklanmadır. Bu, ülkenize bir kötülüktür!” ifadesini kullanmış...
Prigozhin'in eylemlerinin Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin işine yaradığını söylemişti.
***
Prigojin’in, Rusya’nın Savunma Bakanını hedef alarak Putin’i “iktidarsız” hale getirmeyi amaçlayan darbe girişimi aynı zamanda traji-komik bir olaydı...
Bir tarafta Putin gibi güçlü bir lider tarafından yönetilen ve güçlü bir devlet geleneğine sahip olan Rusya; diğer tarafta bu ülkenin verdiği para ve silahla donatılmış bir paralı asker şirketinin sahibi...
Başka bir deyişle hiçbir siyasi gücü ya da programı olmayan maceracı bir grubun kendisini yaratan dev mekanizmaya karşı umutsuz savaşı!
***
Prigojin, giriştiği bu “opera darbesinin” başarısızlığından ders alabilecek kapasiteye bile sahip olmayan dengesiz ve megaloman bir adamdı...
Rusya’nın gölgesinde yatarak güçlendikten sonra o gölgeyi kendi gölgesi zannetmiş...
Ve “cephe arkadaşı” Çeçen lider Kadirov tarafından bile “iğrenç ihanet” olarak tanımlanan darbe fiyaskosunun ardından yayınladığı bir videoda Rusya’yı Afrika dahil tüm kıtalarda “daha da büyüttüğünü” iddia etmişti.
***
Aslında Rusya’yı başta Afrika olmak üzere dünyanın bir çok bölgesinde güçlendiren olgu son on yıldan bu yana Batılı emperyalist ülkelere karşı yürüttüğü mücadeledir...
Bu mücadele, özellikle ABD’nin “arka bahçesi” olarak adlandırılan Güney Amerika’da ve Fransa’nın eski sömürgelerinde büyük bir etki yaratmıştır...
BRICS olarak tanınan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan ekonomik birlik de bu mücadeleye ekonomik açıdan büyük bir katkı sağlamaktadır.
***
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Prigojin’in ölümü ne Rusya’daki dengeleri ne de uluslararası dengeleri değiştirecektir...
Küresel ölçekte gelişmelere baktığımızda son on yılın en dikkat çekici özelliği ABD’nin gerilemesi, Avrasya’nın güçlenmesidir...
Bu güçlenme hiç kuşkusuz ABD ve Avrupa’nın yönetici çevrelerini tedirgin ediyor ve buna karşı çareler aranıyor. Bu çarelerin başında da bölgesel çatışmaları kızıştırmak geliyor...
Yirmiye yakın ülkede faaliyet gösteren Wagner böyle bir ortamda Rusya’nın kriz bölgelerinde kullandığı bir araç olarak gelişip güçlenmiştir. Prigojin’in sahneden çekilmesinden sonra da , hiç kuşkusuz dizginleri daha sıkılmış olarak faaliyetini sürdürecektir...
Ne de olsa çağımız “vekalet savaşları” çağıdır.