Sizlerin de başına gelmiştir sanırım.
Bir gün öncesinin gecenin ilerleyen saatlerine kadar uzayan dostlar toplantısının keyfi, ertesi gün kendini göz kapaklarına çöreklenen ağır bir yük olarak gösteriyor.
Geçen cumartesi öyle bir gündü benim için.
Televizyon bültenlerinde yer alan haberlerin ninni gibi gelen etkisiyle oturduğum koltukta uyuya kalmışım.
Bir gürültüyle sıçradım.
Bir bağırtı.
Bir koşuşturma sesleri.
Telaşla balkona fırlayınca içim rahatladı.
Olay korktuğum gibi değildi.
Bizim sokağın tanıdık yüzlerinden birkaçı ellerine geçirdikleri büyücek bir lastik topla çift kale maç yapıyordu.
Biri yandaki apartmanın giriş katındaki mini marketi işletiyor, ikisi karşı binada faaliyet gösteren turizm şirketi çalışanı, diğeri hırdavatçı.
Biri de kuaför.
İşyeri bizim binanın girişinde bulunuyor.
Geri kalan iki kişiyi tanımıyorum.
Onlar da sokağın Cinnah Caddesi çıkışında müşteri bekleyen taksi sürücüleridir büyük ihtimalle.
Hepsi de gençlik sınırını aşmış yaştalar.
Belli ki müşteri yok?
İşler kesat?
Dükkanlarını bırakıp top peşine düşmüşler.
Oysa iktidar sözcülerinin açıklamalarına, aynı paralelde yayın yapan medya organlarının haberlerine bakılırsa millet neredeyse keyiften sokaklarda çiftetelli oynayacak.
Yeniden salona döndüğümde az bir kısmını dinleyebildiğim seçim haberleri bitmiş, sıra ekonomiye ilişkin haberlere gelmişti.
Spikerin ağzından bal damlıyordu adeta.
Söylediğine göre ortam güllük gülistanlıktı.
Yeniden tavşan uykusuna yattım.
Esnaf takımı soluk soluğa koşuşuyordu hala.