Ankara'da kasvetli bir hava var.
Gökyüzü kara bulutlarla kaplı.
Ama ''oh be'' dedirtecek yağmurdan eser yok.
Olan da neredeyse bir kaç damla…
Yağdı, yağacak derken, dağılıyor bulutlar, umutları geride bırakarak.
Tarlalar aç, tarlalar susuz.
Bir inse gökyüzünden nasıl şenlenecek ortalık,
Nasıl gülecek yüzler.
Bahar yağmurunun ardından beliren gökkuşağı gibi nasıl umut salacak yüreklere.
Kuşaktan kuşağa aktarılan bir tatlı masalın renkleriydi gökkuşağı.
Altından geçenin dileği yerine gelirdi.
Yaygın inanç öyleydi.
Yağmur damlaları düşerken, mahallenin çocukları oyuna ara verir, gökyüzünü usta ellerden çıkmış bir tabloya dönüştüren o büyülü renk cümbüşünün oluşturduğu kuşağın altından geçmeye çalışırdı.
Yüreğinde heyecan, aklında renkli düşler.
Kimse o beceriyi gösteremezdi.
Çocuklar koştukça, o uzaklaşırdı.
Geride umudun yerini alan karamsarlık kalırdı.
Bir de asık suratlar…
Şimdi de gözler gökyüzünde.
Beklenti ise farklı.
Bu mevsimde gökkuşağı renkli bir hayal gibi…
Ama yağmur bir yağsa…
Ama yağmur gibi yağmur…
Tarlalara can gelse.
Solgun umutlar yeniden yeşerse…
İşte o zaman gökyüzü değil ama
Yürekler renklenecek.
Hava tahmin raporları solgun umutlara hayat veriyor.
Başkent Ankara'nın da yer aldığı pek çok ilde yağmur özlemi sona eriyor.
Yağmur, ardından da kar…
Geri sayım başladı…
Tarlaların ve tehlike sinyalleri veren barajların yüzü gülecek.