Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
Yazımıza başlamadan önce, tüm ulusumuzun bayramını kutluyor, ulusal egemenliğimizin güçlendirilmesinin ve çocuklarımızın aydınlık bir dünya kuracak şekilde yetiştirilmelerinin öneminin, aradan geçen yüz yıla yakın bir zaman sonra bile neden bu kadar önem taşıdığı gerçeği üzerinde hepimizin düşünmesi için bir vesile olmasını diliyoruz.
***
Önceki yazılarımızda koronavirüs salgınına karşı 'tam kapanma' yöntemiyle mücadele eden Çin ile kapanmayı reddeden ABD'yi karşılaştırmış ve alınan sonuçlar arasındaki farklılığa dikkat çekmiştik...
Uzun zamandan bu yana koronavirüs dolayısıyla ölüm vakası görülmeyen 1 milyar 500 milyon nüfuslu Çin'de salgının başlamasından günümüze kadar virüs nedeniyle ölenlerin toplam sayısı 4 bin 600 olmasına karşın...
Korona salgını başladığında kapanmayı reddeden, ancak en yüksek aşılama oranı ile salgını bir ölçüde gerileten 328 milyon nüfuslu ABD'de hayatını kaybedenlerin sayısı son verilere göre 567 bin 216'ye ulaşmıştı.
***
Bu ülkelerin yanı sıra bir de 'kısmi kapanma' yöntemini uygulayan ülkeler var...
Almanya bu ülkelerin başında geliyor...
Türkiye de 'kısmi kapanma'yı belirli sürelerde uygulayan bir ülke. Bu bakımdan Almanya ile benzeşiyor; ancak Türkiye'nin Almanya'dan farkı ekonomisinin zayıf olması.
***
Tabloyu rakamlarla somutlarsak, Türkiye'de koronavirüs salgını başladığında hastalığın yaratacağı ekonomik olumsuzluklara karşı 100 milyar TL'lik bir tedbir paketi açıklanmış, ardından vatandaşların katılacağı bir yardım kampanyası başlatılmıştı...
Almanya ise işe 750 milyar euro değerinde bir kurtarma paketini hızla kabul ederek başladı... Bu pakette serbest -çalışanlar için 50 milyar euroluk likidite fonu, 600 milyar euroluk kurtarma fonu, 100 milyar euroluk kredi vardı... Ayrıca sosyal harcamaları artırmak için 156 milyar euroluk bir ek bütçe hazırlandı.
Hazırlanan paket ile küçük firmalar, sanatçılar ve bakıcılar gibi serbest çalışanlar koruma altına alındı. Bu meslek gruplarına mensup kişilere, 15 bin euroya kadar doğrudan yardım yapıldı. İşsiz kalan çalışanların maaşları ödendi ve ev sahiplerinin koronavirüs krizi nedeniyle kirasını ödeyemeyecek durumda olanları evden çıkarmaları önlendi.
***
Bu önlemler sayesinde Almanya, salgının birinci dalgasının toplumda ağır bir hasar yaratmasını önleyebildi... Yaşanan süreçte Almanya'da üretilen BioNTech aşısının da etkisiyle salgının yayılma hızında bir gerileme görüldü ve alınan kısmi kapanma önlemleri adım adım kaldırıldı...
Ancak, dünyanın bir çok ülkesinde de olduğu gibi 'birinci dalga'nın ardından mutant virüslerin de ortaya çıkmasıyla 'ikinci dalga' geldi...
Bu dalganın baş gösterdiği Ekim ayı ortalarında Almanya Başbakanı Angela Merkel, 'ikinci bir dalgayı sağlık sisteminin yanında ekonomik olarak da kaldıramayız' dedi.
***
Günümüzde Almanya'da artık 'üçüncü dalga' tartışılıyor...
Geçtiğimiz günlerde Almanya Başbakanı Merkel, durumun 'çok ciddi' olduğunu ifade ederek, salgın ile mücadele kapsamında belirli saatlerde sokağa çıkma yasağını da kapsayan bir yasa tasarısını meclise sundu...
Merkel, mecliste bu konu ile ilgili konuşurken salgının vahametine ilişkin doktorlardan gelen uyarılara dikkat çekti ve 'Biz bu acil çağrılara kulağımızı kapatırsak ne işe yararız?' dedi.
***
Ancak, Alman işadamları ve sanayicileri, Merkel'in tersine, sağlık kesiminden gelen çağrılara 'kulağını kapatmayı' tercih etti!..
Alman Sanayiciler Birliği Başkanı Russwurm, ülke çapında haftalar sürecek bir kapanmanın ekonomiyi çok kötü etkileyeceğini, hatta tedarik zincirini çökertebileceğini belirtti...
Ve açıklamasını şu çarpıcı cümleyle noktaladı: '(Kapanma) güzel bir hayal, ancak sadece zihinsel deneylerde gerçek olabilir'!
***
Görüldüğü gibi, koronavirüs herkesi aynı şekilde etkilemiyor...
'Kapanma' olmadığı zaman tedavi zinciri çöküyor ve insanlar yaşamlarını yitiriyor...
Ancak ekonominin 'lord'ları, tedavi zincirinin çökmesinden çok, 'tedarik zincirinin çökmesi' tehlikesiyle ilgileniyor!
(Devam edecek)