Sülük gibi yapıştı,
Sıkı sıkı sarıldı yakamıza,
Bırakmak bilmiyor…
Laftan da anlamıyor ki,
Sen istediğin kadar bırak yakamı diye sızlan…
İnatlaşır gibi;
''Düştü, düşecek'' dedikçe,
Daha da bir coşuyor…
Yaşamdan soğuttu.
Zehir etti hayatı..
Artık adını bile anmak istemiyor insanlar…
Adını anımsatan kelimeler bile boğuyor insanı…
Çoğu kişi çarpıyı koydu bile üzerlerine…
Sinir krizine girmemek için…
Zaten kırıntıları kalan keyfi tümden yok olmaması için…
İşte, çarpı yiyenlerden bazıları:
-ENFrastrüktür: altyapı
-ENFormasyon:1-Danışma, tanıtma 2-Haberleşme
-ENFeksiyon:Organizmada hastalığa yol açan mikrobun yerel veya genel gelişmesi.
-ENFormatik: Bilişim.
-ENFarktüs: Bir organda bir atar damarın, doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması.
-ENFlüanza:Grip
-ENFraruj:Kzıl ötesi
-ENFiye:1- Çürütülmüş tütünden yapılan ve buruna çekilen keyif verici toz, burun otu. 2- Buruna çekilmek için hazırlanmış toz ilaç..
-ENFüsi:Nesnelerin gerçeğine değil, ferdin düşünce ve duygularına dayanan, öznel.
-ENFes:Çok güzel, en güzel.
İnsanları pek çok kelimeyi duymaya bile tahammül edememe noktasına getiren nedene gelince…
''Canavar'' diye anılan ENFlasyondan söz ediyoruz elbette….
Hani şu, para şişkinliği, pahalılık anlamına gelen ENFlasyondan…
Cüzdanları kurutan,
Kelime haznelerine de musallat olan canavardan.