Çözücüler

Ksilol, formaldehit, hidroklorik asit, aseton, amonyak, asetik asit, alkol, metanol, formik asit, benzen, anilin, etilen glikol, gluteraldehid, hidrokinon, kloroform, metil metakrilat, osmik asit, fenol, pikrik asit, propilen glikol, piridin, toluen, trikloretilen gibi kimyasallar çözücü olarak ve diğer amaçlarla evlerde ya da hobi işliklerinde kullanılabilmektedir. Bazıları kolayca buharlaşarak etkilerini solunum yoluyla da gösterebilmektedir. Özellikle evsel kullanım ve hobi çalışmalarında koruyucu kullanımı düşünülmemektedir bile. Çözücüler önemli bir çevresel kirlilik etkenidir. Etkileri kapardı kirliliğinde çok yüksektir.

Sinir sistemi liptlerden zengin dokulardan oluşur. Uçucu ve lipitte eriyen çözücülerin toksik etkileri daha yüksek olmaktadır. Buharlaşabilenlerin solunum yoluyla soğrulmaları çok yüksek orandadır. Bir oranda deriden bile emilebilmektedirler. Çocukların ve kadınların çözücülerle etkilenimleri konusunda özellikle dikkatli olunmalıdır. İçinde çözücü bulunan her türlü ev kimyasalın üzerinde okunur büyüklükte uyarı etiketleri bulunmalıdır.

Çözücüler havada belli bir derişime ulaştıklarında yanıcı ve patlayıcı bir tehlikeye dönüşürler.

Organik çözücüler kararlı yapıları nedeniyle plastikler ve metallerle tepkime vermezler. Ancak sıcaklık ve basınç değişimleri bu tür etkilerin ortaya çıkmasına da neden olabilir.

Solunum yoluyla alınan çözücüler solunum epitelinden geçerler. Kolayca kana karışabilirler. Tamamına yakını karaciğer yoluyla metabolize olur. Böbrek ve solunum yolları ile atılan miktar azdır. Kandaki derişim alveollerden emilimi etkilemektedir.

Sonuçta organik çözücülerin toksik sınıflamada belirleyici olan buharlaşma ve yağda çözünme özellikleridir. Bu yolla beyni, üreme sistemini, kan yapıcı organlarına önemli zararlar verebilirler.

Yağlarda çözünürlük kan beyin engelini de kolayca geçebilmesine olanak sağlar. Özellikle hücre zarını ve sinirlerin myelin kılıflarını yapısal olarak etkiler. Görme işlevini bozucu etkileri çok yüksektir.

Çözücülerin davranış ve ruhsal durum üzerindeki etkisi halen yaygın olarak araştırılan konular arasındadır. Uzun süreli etkilenimin kişilik bozukluklarına yol açtığı ileri sürülmektedir. Daha çok iş hayatında yaygın ve yüksek etklenimle ilintilendirilmektedir. Kalıcı beyin hasarı yapabilme riski üzerinde giderek daha fazla durulmaktadır.