Ankaralıların özlemi

Bir zamanlar Kızılay'da akşam turu atmak ne büyük keyifti.

Bir zamanlar derken 70'li 80'li yılları kastediyorum.

Mevsim yaz ise ve güneşin yavaş yavaş batmasıyla bunaltıcı sıcak yerini akşam saatlerinin serinliğine bırakmışsa eğer, Kızılay'ın nüfusu ikiye üçe katlanırdı.

Yakın semtler başta olmak üzere, kentin çeşitli bölgelerinden insanlar Kızılay'a akın ederdi.

Yaşlı-genç herkes orada olurdu.

Tabii günlük mesaisini tamamlayan memurlar da…

Şıklıkta yarışırdı insanlar.

Kadın-erkek binlerce mankenin boy gösterdiği podyumu andırırdı Kızılay Meydanı ve oradan Sıhhiye'ye kadar uzanan çift yönlü yaya kaldırımları.

Bir aşağı, bir yukarı bitmek tükenmek bilmeyen turlar…

Aşina yüzlerin sevgiyle selamlaşmaları…

Sonraları her şey değişti birden.

Kent trafiğine çeki-düzen verme adına yapılan yanlışlar…

Estetikten nasibini almamış uygulamalar Kızılay'ı özlemle koşulan değil, nefretle kaçılan bir merkez haline getirdi.

Bölgeye renk katan, vitrinleri ışıltılı mağazalar, kapısında bilet kuyruğu eksik olmayan sinemalar, kitapevleri, pastaneler birer birer eksildi…

Eski güzellikler, iflasın eşiğine gelmiş mağazalara, tabela mezarlığını anımsatan binalara, şıklıktan sıyrılmış asık suratlı insanlara bıraktı yerini.

Bulvarın iki yakasında sıralanan ağaçların dallarına tüneyen kuşların hiç susmayan cıvıltıları da araçların motorlarından yükselen kulak tırmalayıcı gürültü yüzünden hiç duyulmaz oldu zamanla.

Şimdi eskiye olan özlemi hafifletecek bir çalışma var…

Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Çankaya Belediyesi, Kızılay'ın yüzünü güldürecek ortak bir çalışma başlattı.

İlk etap Sakarya Caddesi…

Sırada Sakarya ve Yüksel Caddeleri ile Karanfil ve Konur Sokak'lar var.

Çalışmalar tamamlandığında Kızılay'ın çehresinin bir hayli değişeceği söyleniyor.

Umalım da beklenen olsun.

Kızılay, kendisinden kaçılan değil, kendisine koşulan bir semt olmalı.

Ankaralılar, bunu özlüyor…