Algılama yetisi

Görmek nasip olmadı ama bizim de uzaylı denilen yaratıklarla ilgili hikayeleri çok dinlemişliğimiz, çok okumuşluğumuz vardır.

Hani şu can kulağıyla dinleyip, sonra da işi sulandırarak eğlence konusu yaptığımız hikayeler.

Ama ne zaman konusu açılsa, ne zaman bir uzaylı sözcüğü geçse çok kişinin içten içe ''acaba'' diye düşüncelere daldığını da hissederiz.

Uçan daireler, dünya dışı yaratıklar, galaksi savaşları.

Konusunu uzaylıların oluşturduğu milyonlarca dolar harcanarak çevrilen filmler, boşuna mı kapalı gişe oynuyor.

Sinema salonlarını dolduran koca koca insanlardan, filmi izlemek için gençlere sıra gelmiyor.

İşte, hep o ''acabalar'' değil mi, bu tür yapıtları ilginç kılan.

Oysa gök yüzündeki ışık kırılmalarının göz yanılmasına neden olabileceği bilimsel bir gerçek.

Ufka yakın gezegenlerin, atmosferdeki ışık kırılmalarının güneşin batışı ve doğuşunun farklı renklerde ve biçimlerde gözleneceği de.

Benzer yanılsamalar, son dönemlerde günlük yaşamda karşımıza dikilen bazı gerçekler karşısında da olabiliyor.

Artık algılama yetisinin giderek zayıflamasından mı?

Ya da doğuştan gelen bir zafiyet mi?

Yoksa adı henüz konulmamış ruhsal bir rahatsızlık mı?

Tanı konusunu, yetkili ağızlara, işin uzmanlarına bırakmak en doğrusu.

Ancak, son zamanlarda toplumun bütününü ilgilendiren gelişmeler karşısında sergilenen görüntü, içinde bulunduğumuz durumu tayin etme konusunda belki bir ipucu verebilir.

İşte birkaç örnek:

- Dolar kurunun hızlı yükselmesi karşısında, ''Bana ne, ben maaşımı Dolarla mı alıyorum'' diyerek, bilgelikte sınır tanımayan konumda olduğu gözler önüne seren çulsuz vatandaş.

-''Bu milletin anasını…'' deme seviyesizliğini gösteren müteahhitten hesap sorulmasını istemek yerine, ilk sırayı kapmak istercesine sessiz kalan şaşkın kitle.

- Ülkelerindeki savaştan kaçıp Türkiye'ye sığınan askerlik çağındaki Suriyeli göçmenlerin sahil kenarına çöreklenip nargile fokurdatmalarını ev sahibi değil, de kiracı gözüyle izleyenler.

Ne demeli adına?

Cehalet mi?

Yok, değil…

Başka bir şey bu

Adı konulmamış bir hastalık sanki.