Afganistan yalnızca Afganistan değildir... (V)

Bir önceki yazımızda Kabil Havalimanı'nın Türk askeri gücü ile korunması konusundaki ABD teklifinin kabul edilmesi durumunda karşı karşıya kalınacak risklere değinmiş, Kabil Hükümeti'nin dağılma sürecinde olduğuna işaret ederek başkentin düşmesiyle Türk askeri gücünün görevi sürdürme imkanı da kalmayacağını ve bu durumda Türkiye'nin çok daha vahim sonuçlar doğuracak bir başka olguyla karşı karşıya kalacağını söylemiştik...
O olgu, 'toplu göç sorunu'dur!
***
Toplu göç sorunu, işgal ve iç çatışmalar yaşayan ülkelerden kaynaklanan ve geçmişi çok eskilere uzanan bir sorundur...
Ülkemizin bu sorunla yakından tanışması Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde özellikle Kafkaslar'ın Rusya tarafından işgal edilmesinin, 1853 Kırım Savaşının ve '93 Harbi' olarak bilenen 1877-78 Osmanlı Rus harbinin ardından yaşanan toplu göçlerle olmuş, son olarak Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ardından yaşanan 'mübadele' olayı bu döneme noktayı koymuştur...
Bu göçler 'yabancı' unsurların ülkeye iradeleri dışında zorlanarak girmelerinden çok imparatorluğun yitirilen topraklarında yaşayan Türk ve Müslüman unsurların 'anayurt' olarak kabul ettikleri Anadolu topraklarına dönüşü anlamını taşıdığından kalıcı etkiler doğurmuş ve ulusumuzun şekillenmesine katkıda bulunmuştur.
***
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında yaşanan işgal ve iç savaşlar sırasında yaşanan göç olaylarından bu savaşa katılmadığı için fazla etkilenmemiştir...
Sömürgeciliğin tasfiye edildiği 1950'li ve '70'li yıllar arasındaki dönemde ulusal bağımsızlığını kazanan ülkelerde sömürgeci güçlerle işbirliği yapan unsurların kendi ülkelerini terk ederek 'metropol' ülkelere göçmesinden doğan hareketler de ülkemiz üzerinde bir etki yaratmamıştır...
Türkiye'nin göç sorunuyla bir kez daha karşılaşması, 1990'lı yıllarda Sovyet Blokunun çökmesi ve ABD'nin 'Yeni Dünya Düzeni'ni hayata geçirmeye çalışması sırasında yaşanan çatışmalar sonucu olmuştur.
***
Bu olayın en çarpıcı örneği yaklaşık beş milyon Suriyeli mültecinin Türkiye'ye göç etmesi sonucuna yol açan 'Suriye Savaşı'dır...
Bu savaşın ve ardından yaşanan göçün ülkemizi diğer ülkelerden çok daha fazla etkilemesinin en büyük nedeni, Türkiye'nin bu savaşta taraf olması ve Suriye Hükümetine karşı ayaklanan kesimler başarılı olamayınca onlara kapıyı açmak zorunda kalmasıdır...
Suriye Savaşı'nı kışkırtan Batılı emperyalist ülkeler, başarılı olamayınca ülkeden çekilip gitmişler, Türkiye ise Suriye ile sınırdaş olduğundan göçün yükünü tek başına yüklenmek zorunda kalmıştır.
***
Bu olay, Türkiye'nin komşu ülkelerde yaşanan çatışmalarda taraf olması durumunda 'toplu göçler'in de aralarında bulunduğu yükleri ve faturaları neredeyse tek başına üstlenmek durumunda kaldığını ve kalacağını göstermektedir...
Bu yükün diğer 'müdahaleci' güçlerle birlikte paylaşılması için Türkiye'nin gösterdiği çabaların nasıl reddedildiği ve bir ara sınırın açılması girişimi gündeme geldiğinde nasıl sert bir tepkiyle karşılaşıldığı herkesin hatırındadır...
Türkiye'nin Afganistan'da yaşanan iç savaşta çökmekte olan Kabil Hükümetine destek olmak üzere Kabil Havalimanında üslenmesi de bu tür bir risk taşımaktadır... Yenilgiye uğrayan Kabil Hükümetini destekleyen milyonlarca Afganlı, başkentin düşmesi ve Kabil hükümetinin dağılması durumunda ülkenin dışa açılan en önemli kapısı olan Kabil Havalimanına yığılacak ve havalimanını korumakla görevli Türkiye, bu göçmen kitlesini kendi kaderine terk etmek ya da Türkiye'ye taşımak gibi bir ikilemle karşı karşıya kalacaktır.
***
Üstelik, sorun yalnızca havalimanı yoluyla ülkeden kaçmak isteyen Afganlı mültecilerle sınırlı kalmayacaktır...
Bugünden işaretlerini gördüğümüz gibi, yaşadıkları bölgeler Taliban yönetimine bağlı güçler tarafından işgal edilen Afganistan vatandaşlarının büyük bir bölümü ülkenin en geniş kara sınırını oluşturan İran'a geçmekte ve İranlı yetkililer tarafından Türkiye sınırına yönlendirilmektedir...
Bugünlerde binlerle sayılan bu 'kaçak mülteciler'in sayısı Kabil Hükümeti'nin çökmesi durumunda milyonları bulacak, savaşa Kabil Hükümeti lehine müdahil olması durumunda Türkiye bu göçmen kitlesine de kapıları açmak zorunda kalacaktır.
(Devam edecek)