Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan bir demir-çelik üretim fabrikasında örgütlü sendikanın baştemsilcisinin işten çıkarılmasına işçiler tepki göstererek fabrikayı terk etmeme kararı aldı. İşçilerle bir araya gelen Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, “Bir yerde bir baştemsilciyi, pazar günü seçilen şube yönetim kurulu üyesini işten atmak ne demektir biliyor musunuz? O sendikaya karşı savaş açmak demektir.” dedi.
İzmit’te bulunan bir demir-çelik üretim fabrikasında örgütlü Birleşik Metal-İş Sendikası’nın işyeri temsilcisi dün işten çıkarıldı. Fabrikadan yapılan yazılı açıklamada 29 Eylül Cuma günü şirket yemekhanesinde bazı çalışanların, bir grup çalışan tarafından hakarete ve tehditlere maruz kaldığı ifade edilerek, “Soruşturma sonucunda, hakaret ettiği ve çalışanları buna sevk ettiği tespit edilen bir kişinin iş sözleşmesi feshedilmiştir” denildi.
Temsilcinin işten çıkarılmasının ardından işçiler, iş yeri temsilcilerinin tekrar işe alınıncaya kadar fabrikayı terk etmeme kararı aldı. İşçiler fabrikada beklemeyi sürdürürken, Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, sendika yöneticileri ve Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube Başkanı Telat Çelik, fabrika önünde işçilerle bir araya geldi. Baştemsilcinin işten çıkarılmasının sendikaya karşı savaş açmak olduğunu söyleyen Serdaroğlu, şunları söyledi:
"Biz hala umutluyuz. Şu ana kadar konuşmamda işverene uyarıcı şeyler söylemeye çalışıyorum. İşveren yanlış yolda. Bu yanlış yoldan bir an önce dönmesi gerekiyor. Bir yerde bir baştemsilciyi, pazar günü seçilen şube yönetim kurulu üyesini işten atmak ne demektir biliyor musunuz? O sendikaya karşı savaş açmak demektir. Genel başkana, genel yönetim kuruluna karşı tavır almak demektir. Bizi kavgaya davet ederseniz biz de kavgadan kaçmayız. O kavganın nasıl verileceğini de zaten siz biliyorsunuz. Ben kendilerine de söyledim. Bu işin geri dönüşü olmaz, bizi o yola sokmayın diye uyardım. Biz üretim yapmak istiyoruz. Biz içeride beklerken de ‘yapmayacağız’ demedik. İşveren durdurdu üretimi ve bu arkadaşlarımız çalışmak istiyorlar. Ama işveren, sanki işçilere gözdağı vermek gibi bir tavır sergileyerek insanlara gözdağı veriyor."
