Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’nün aldığı kararla ülke genelinde çok sayıda mesleki ve teknik Anadolu lisesi (MTAL) bünyesinde Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) açıldı. Eğitim sendikaları hazırlamış oldukları raporda, bu projenin, okul çağındaki çocukların, sermayeye ucuz işçi hatta çocuklara ödenecek olan ücret ve iş kazası sigortası giderlerini devlet ödeyeceğinden bedava işçi yapılmaya çalışıldığını belirtiyor. Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi Arda Tonbul'un iş cinayetinde hayatını kaybetmesi üzerine MESEM’ler yeniden tartışma konusu oldu. Konya’nın Ereğli İlçesinde 17 yaşındaki stajyer öğrenci Ulaş Dumlu ile Kocaeli’nde 15 yaşındaki Ömer Girgin’den sonra ocak ayında da 14 yaşındaki Arda Tonbul ile 15 yaşındaki Erol Can Yavuz staj sırasında geçirdikleri iş kazası nedeniyle hayatını kaybetti. Bunlar resmi olarak kayıtlarda yer alan ölümler. Bir de maliyet avantajı sağlamak amacıyla sigortalı yapılmayarak kayıt altına alınmayan çocuk işçiliği ve ölümler göz önüne alındığında durumun ne kadar vahim bir boyuta ulaştığı daha iyi anlaşılacaktır.

MESEM’leri sorduğumuz Sosyolog Eğitimci Arslan Özdemir de, “Çocuklar, yetişkin işçilere göre daha az ücret alıyor. Asgari ücretin 1/3’İ kadar bir ücret alıyorlar. SGK sigortaları var ama hizmetten sayılmıyor. Çocuklar, işyerlerinde uzun saatler ve güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor. Çocuklar, eğitimden ve sosyal hayattan mahrum bırakılıyor. Devlet, çocuklara ödenecek olan ücret ve iş kazası sigortası giderlerini karşılayarak, işverenlere maddi avantaj sağlıyor. İşverenlere sağlanan bu maddi kazanç çocukların çocukluklarını ellerinden alıyor.” dedi.

Uzmanlar, her yıl olduğu gibi bu yıl da eğitimde çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığını etkileyebilecek, çözüm bekleyen pek çok sorunun mevcut olduğunu belirtiyor. Bizde gündemde olan Mesleki Eğitim Merkezleri Projesi kapsamında yaşanan ölümleri, öğrencilerin okulla iş yaşamını uyumlu bir şekilde sürdürebilmesini sağlayacak düzenlemeleri ve çözüm önerilerini Sosyolog Eğitimci Arslan Özdemir ile konuştuk.

• MESEM Projesi Nedir?

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), Türkiye'de ortaöğretim seviyesinde mesleki eğitim veren okullardır. Öğrenciler bu okullarda hem teorik eğitim hem de işyerlerinde pratik eğitim alarak bir mesleği öğrenirler. Eğitim süresi 4 yıl olup öğrenciler, 1 gün okulda, 4 gün ise işyerinde eğitim alırlar. Öğrencilere hem lise diploması hem de ustalık belgesi verilmektedir.

• Bu proje yapılırken, eğitim uzmanlarından, psikologlardan, pedagoglardan, sosyologlardan, hukukçulardan yardım alındı mı?

Evet, MESEM projesi yapımında farklı alanlardan uzmanlardan yardım alındı. Bu uzmanlar arasında eğitim uzmanları, psikologlar, pedagoglar, sosyologlar ve hukukçular yer alıyor.

Eğitim uzmanları: MESEM'in müfredatını ve eğitim programlarını geliştirmeye yardımcı oldular.

Psikologlar: MESEM'e katılacak öğrencilerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını belirlemeye ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmeye yardımcı oldular.

Pedagoglar: MESEM'de uygulanacak öğretim yöntemleri konusunda tavsiyelerde bulundular.

Sosyologlar: MESEM'in toplumdaki yeri ve işlevi hakkında görüşler bildirdiler.

Hukukçular: MESEM ile ilgili yasal düzenlemelerin hazırlanmasına yardımcı oldular.

Ancak bu başlangıçta alınan teorik yardımların bir geribildiriminin olduğunu düşünmüyorum. Çünkü her alan için sorunlar gittikçe artmakta ve çözüm için bu uzmanların görüşlerine başvurulmamaktadır.

“EĞİTİM HAKKI GASP EDİLİYOR”

• Eğitim sendikaları hazırlamış oldukları raporlarda, bu projenin, okul çağındaki çocukların, sermayeye ucuz işçi; hatta çocuklara ödenecek olan ücret ve iş kazası sigortası giderlerinin devlet tarafından karşılanması nedeniyle çocukların bedava işçi yapılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?

 “Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğini önlemek yerine, bu sorunu daha da kötüleştiren bir sistemdir.” MESEM projesi, eğitim sendikaları tarafından çocuk işçiliğini teşvik ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Sendikalar, projenin çocukların ucuz işgücü olarak sömürülmesine yol açtığını ve eğitim haklarını gasp ettiğini savunuyor. Evet, sahaya bakıldığında bende aynı görüşe katılıyorum. Çünkü Çocuklar, yetişkin işçilere göre daha az ücret alıyor. Asgari ücretin 1/3’İ kadar bir ücret alıyorlar. SGK sigortaları var ama hizmetten sayılmıyor. Çocuklar, işyerlerinde uzun saatler ve güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor. Çocuklar, eğitimden ve sosyal hayattan mahrum bırakılıyor. Devlet, çocuklara ödenecek olan ücret ve iş kazası sigortası giderlerini karşılayarak, işverenlere maddi avantaj sağlıyor. İşverenlere sağlanan bu maddi kazanç çocukların çocukluklarını ellerinden alıyor.

MESEM'lerin eğitim sisteminde, öğrencilerin okulla iş yaşamını uyumlu bir şekilde sürdürebilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. MESEM'lerin eğitim sisteminde, öğrencilerin okulla iş yaşamını uyumlu bir şekilde sürdürebilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, şunları içerebilir:

• Öğrencilerin haftada okula gidecekleri gün sayısının artırılması. Bu sayede, öğrenciler daha fazla teorik eğitim alabilecek ve eğitimden kopma riski azalacaktır.

• İşyerlerinde çalıştıkları sürenin azaltılması. Bu sayede, öğrenciler daha fazla dinlenebilecek ve kendilerini geliştirebileceklerdir.

• İşyerlerinde çalıştıkları sürenin esnekleştirilmesi. Bu sayede, öğrenciler okul saatleri dışında veya hafta sonları çalışabileceklerdir.

• Bu düzenlemelerin yapılması, öğrencilerin mesleki becerilerini geliştirmelerine ve eğitimden kopmamalarını sağlamaya yardımcı olacaktır.

Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde

“MESLEKİ EĞİTİM KURUMLARININ ALTYAPISI İYİLEŞTİRİLMELİ”

• Özellikle mesleki eğitim kurumunda yapılan düzenlemelerle mesleki eğitim yaygınlaştırıldı. Amaç ne?

Mesleki eğitim kurumlarında yapılan düzenlemelerle mesleki eğitimin yaygınlaştırılmasının birkaç amacı var. Türkiye’de işsizlik oranı oldukça yüksek. Mesleki eğitim, gençlere iş bulmalarına yardımcı olacak beceriler kazandırmayı amaçlıyor. Türkiye’de nitelikli işgücü eksikliği var. Mesleki eğitim, işverenlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü yetiştirmeyi amaçlıyor. Mesleki eğitim, akademik eğitime ilgi duymayan veya akademik olarak başarılı olmayan öğrencilere alternatif bir eğitim olanağı sunuyor. Mesleki eğitim, üretim ve kalkınmaya katkıda bulunacak kalifiye eleman yetiştirmeyi amaçlıyor.

Mesleki eğitim, Türkiye'nin kalkınması için çok önemli bir rol oynayabilir. Bu nedenle, mesleki eğitime daha fazla yatırım yapılması ve bu alandaki düzenlemelerin sürdürülmesi gerekiyor. Bunun için, Mesleki eğitimin prestijinin artırılması gerekiyor, Mesleki eğitim kurumlarının altyapısı iyileştirilmeli, Meslek liselerinden mezun olanlara daha fazla iş olanağı sunulmalıdır.

“ÖĞRENCİLER OKULDAN UZAKLAŞTIRILDI”

• Anayasanın 42’inci maddesi “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” demektedir. Sözde “mesleki eğitimi işletmede öğreteceğiz” sloganıyla başlayan bu projeyle öğrenciler örgün eğitim dışına itildi. Sizce de öğrenciler bu uygulama ile okuldan uzaklaştırıldı mı?

Anayasanın 42’inci maddesine göre "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz." MESEM projesi kapsamında öğrencilerin bir kısmının örgün eğitimden uzaklaştırılması, bu anayasal hakka aykırı bir durum olarak değerlendirilebilir.

Öğrencilerin okuldan uzaklaştırıldığını gösteren bazı kanıtlar:

MESEM'de öğrenciler, haftanın 4 günü işyerlerinde eğitim alıyor. Bu durum, örgün eğitim için ayrılan süreyi önemli ölçüde azaltıyor.

İşyerlerinde eğitim, her zaman yeterli ve nitelikli eğitimcilere tarafından verilmiyor. Bu durum, eğitimin kalitesini düşürebilir.

İşyerlerinde eğitim, öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilir.

Eğitim ve öğrenim hakkının korunması çok önemlidir. MESEM projesinin, bu hakka aykırı bir durum yaratmamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Projenin, örgün eğitimi tamamlayıcı bir şekilde uygulanması ve eğitimin kalitesinin düşürülmemesi için gerekli önlemlerin alınması şarttır.

“ÖLEN VE YARALANAN ÖĞRENCİ SAYISI ARTIYOR”

• “14 yaşındaki Arda Tonbul’un kafası sac büküm makinesine sıkıştı, 15 yaşındaki Erol Can’ın ise üzerine sunta bloklar devrildi. Sadece bu iki vahim olayın yaşandığı ülkede bile yer yerinden oynaması gerekirken ne AKP’den ne bakanlıktan ses çıkmadı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) raporuna göre 2023 yılında en az 54 çocuk işçi hayatını kaybetti. Ölümler sonrası herhangi bir istifa veya görevden alma neden olmadı?

Son dönemlerde staja giden ölen ve yaralanan MESEM öğrenci sayısı, gittikçe artmaktadır. 2023 yılında, staja giden 54 MESEM öğrencisi hayatını kaybetti. Ölen öğrencilerin büyük çoğunluğu, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmaktadır. Örneğin, inşaat, tekstil, metal ve tarım gibi sektörlerde staj yapan öğrenciler, sıklıkla iş kazaları geçirmektedir. 2022 yılında, staja giden 12 MESEM öğrencisi hayatını kaybetmiş, 2021 yılında ise bu sayı 10'dur. 2024 yılı henüz devam ettiğinden, 2024 yılında ölen MESEM öğrenci sayısı henüz net olarak bilinmemektedir. Ancak, 2023 yılında ölen 54 MESEM öğrencisi göz önüne alındığında, 2024 yılında da bu sayının artmasından endişe etmekteyim.

Dikkat edilirse sayı gittikçe artmaktadır. Ancak bugüne kadar hiçbir sorumlunun diğer alanlarda olduğu gibi kendine pay çıkarıp istifa ettiği görülmemiştir. Zaten sorumlular sorumluluk kabul etse koşulları düzeltici bir çaba içine girerlerdi. MESEM'de yaşanan ölümlere ilişkin sorumluların neden istifa etmediği, karmaşık bir sorudur. Olası nedenlerden bazıları şunlar olabilir: Sorumlular, ölümlerin sorumluluğunu üstlenmek istemeyebilir ve istifa etmenin sorumluluklarını kabul etmek anlamına gelebileceğinden çekiniyor. Sorumlular, siyasi bağlantılar veya nüfuz nedeniyle korunuyor. Türkiye’de kamu görevlilerinin hesap verebilirlik mekanizmaları zayıftır ve bu da sorumluların istifa etmeden hatalarından dolayı sorumlu tutulmalarını zorlaştırabiliyor. Türkiye’de istifa etmek, bir başarısızlık veya zayıflık göstergesi olarak görülüyor bu da sorumluları istifa etmekten caydırabiliyor.

Sorumlulara önerim: Ahlaki sorumluluklarını yerine getirerek istifa etmeleri. Yaşanan ölümlerin sorumluluğunu üstlenmeleri ve ailelerden özür dilemeleri. MESEM sisteminin hatalarını ve eksikliklerini düzeltmek için acil adımlar atmaları. MESEM’de çalışanların ve öğrencilerin güvenliğini ve refahını korumak için gerekli önlemleri almaları. Gelecekte benzer trajedilerin yaşanmamasını sağlamak için gerekli reformları yapmalarıdır. Bu trajedinin tekrarlanmaması için hepimizin üzerine düşen bir görev var. Sorumluların hesap vermesini sağlamak ve MESEM sistemini daha güvenli ve adil hale getirmek için birlikte çalışmalıyız.

Muhabir: Makbule AKGÜL