Nursel DİLEK MANAVBAŞI

 Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bu yıl İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra Çanakkale, Diyarbakır ve Konya’da olmak üzere toplam 5 ayrı şehirde düzenlendi. İstanbul’da Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, Ankara’da Başkent Kültür Yolu Festivali, Çanakkale’de Troya Kültür Yolu Festivali, Diyarbakır’da Sur Kültür Yolu Festivali’nin yanı sıra Konya’da düzenlenen Mistik Müzik Festivali, 16 Eylül-23 Ekim tarihleri arasında çok daha kapsayıcı ve yaygın etkinliklerle benzersiz bir kültür ve sanat deneyimi yaşattı. 5 ayrı festivalde, sanattan edebiyata, sinemadan tiyatroya, müzikten dijital sanatlara kadar 3 binden fazla etkinlik, 15 bine yakın sanatçı aracılığıyla milyonlarca kişiye ulaştı. Antalya Kültür Yolu Festivali’yle de 100 günlük festival serisinin sonuna gelindi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Yolu Festivalleri başta olmak üzere yaptığı çalışmalarla adından sıkça söz ettiriyor. Geçtiğimiz günlerde Los Angeles’ta düzenlenen Hollwooyd Türk Film ve Drama Günleri de bunlardan biriydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın destekleriyle Los Angeles’ta gerçekleştirilen etkinliğin ana sponsorluğunu dijital platform GAİN üstlendi. Etkinlik, televizyon ve sinemanın evrensel dilini kullanarak Türkiye’nin hikayelerini küresel sahnede tanıtmayı amaçlıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan “Atatürk” filminin dünya prömiyeri de etkinlik kapsamında yer aldı. 

Etkinliğe katılan isimlerden biri de Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu idi. Mumcu, Hollywood Türk Film ve Drama Günleri’nin ardından ayağının tozuyla ilk röportajını www.baskentgazete.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nursel Dilek Manavbaşı’na verdi.  

Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, etkinliğe İsrail’in Gazze’ye saldırılarına tepki olarak Filistin bayrağının renklerini taşıyan kravatıyla katılmıştı. Sonrasında çok sayıda tebrik telefonu aldığını söyleyen Mumcu, Yahudi toplumunun yoğun yaşadığı Hollywood’da bu tepkiyi göstermenin etkili olacağını düşündüğü için böyle bir tepki verdiğine dikkat çekti: “İsrail bütün insani değerleri ve uluslararası hukuku çiğneyerek masum insanları ve çocukları katletmeye devam ediyor. Bu zulüm karşısında sessiz kalmam mümkün değildi. Bu şekilde Filistin’in yanında olduğumu göstermek ve İsrail zulmüne karşı tepkimi ortaya koymak istedim. Yahudi toplumunun yoğun yaşadığı Hollywood’da bu tepkiyi göstermenin etkili olacağını düşündüm. Etkinlik sonrasında çok sayıda tebrik ve destek telefonu aldım.”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’yla; ABD izlenimlerini, Kültür Yolu Festivallerini, Atatürk filmini ve önümüzdeki günlerde bakanlığın projelerini konuştuk.

-ABD’nin Los Angeles'ta bulunan Sony Stüdyoları'nda düzenlenen “Hollywood Türk Film ve Drama Günleri” nasıl geçti, izlenimleriniz neler?

Etkinlik, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Bakanlığımızın da desteğiyle bu yıl üçüncü kez düzenlendi. Türk sinemasının ve Türk dizilerinin yurt dışında tanınmasına ve daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmasına olanak tanıdığı için bu tür organizasyonları çok değerli buluyorum. Bakanlık olarak, yurt dışında düzenlenen etkinliklerin sürekliliğinin sağlanması ve bu etkinliklerin markalaşması için ciddi destek veriyoruz. Mümkün olduğu kadarıyla da bizzat katılım sağlayarak destek vermeye çalışıyorum. Bu tarz organizasyonlar, sektörel iş birlikleri için benzersiz bir fırsat sunuyor. Sinema ve dizi sektörü kültürel diplomasi için de çok etkili bir araç. Pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapan bir ülkede, böyle bir organizasyonla sinema aracılığıyla bizim kültürümüzün de temsil edilmesi ülkemizin tanıtımı açısından memnuniyet verici oldu. Katılım ve ilgi de oldukça iyiydi. Emeği geçenleri sizin aracılığınızla tekrar kutluyorum.

- Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan “Atatürk” filminin dünya prömiyeri de yapıldı. Tepkiler nasıldı?

Türk sineması ve Türk dizileri son yıllarda uluslararası arenada çok daha bilinir hale geldi. Özellikle dizilere gösterilen ilgi gerçekten umut verici. Dizilerimiz dünya genelinde 173 ülkeye ihraç ediliyor ve 750 milyon izleyici tarafından ilgiyle takip ediliyor. Türk sinema endüstrisinin dünyadaki rekabet gücünü de artırmayı hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladığımız bu günlerde, Hollywood'un kalbinde Atatürk’ün hayatını ve askeri dehasını dünyaya anlatmak bizim için elbette eşsiz bir deneyim oldu.

-Filistin bayrağı desenli kravatla katılmak kimin fikriydi?  Orda ne gibi tepkiler aldınız?  

Bu benim fikrimdi. Maalesef dünyanın gözü önünde Filistin’de ağır bir insanlık trajedisi yaşanıyor. İsrail bütün insani değerleri ve uluslararası hukuku çiğneyerek masum insanları ve çocukları katletmeye devam ediyor. Bu zulüm karşısında sessiz kalmam mümkün değildi. Bu şekilde Filistin'in yanında olduğumu göstermek ve İsrail zulmüne karşı tepkimi ortaya koymak istedim. Etkinliğin yapıldığı gün Filistin karşıtı eylem yapıldığı bir gündü. Yahudi toplumunun yoğun yaşadığı Hollywood’da bu tepkiyi göstermenin etkili olacağını düşündüm. Etkinlik sonrasında çok sayıda tebrik ve destek telefonu aldım.

“2028’de 35 ŞEHİRDE KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ YAPACAĞIZ”

Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde Farklı olan her şey “Toprak Ana” sergisinde

-Kültür YoluFestivalleri nasıl başladı şu an hangi aşamada?

Türkiye Kültür Yolu Festivalleri, ülkemizin dört bir yanında düzenlenen konserlerden sergilere, tiyatrodan opera ve bale gösterilerine, söyleşilerden atölyelere kadar binlerce etkinliği içinde barındıran bir seri. Festival yolculuğuna 2021'de İstanbul'da Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile başladık. Geçen sene şehir sayısını 5'e çıkardık, bu sene ise 11 şehirde festivaller düzenledik. Bu yıl 5 Ağustos'ta Nevşehir Kapadokya'da başlayan festival serimiz sırasıyla Trabzon, Erzurum, Çanakkale, Gaziantep, Ankara, Konya, İstanbul, Diyarbakır ve İzmir’de coşkuyla devam etti. 12 Kasım’da sona eren Antalya Kültür Yolu Festivali ile Cumhuriyetimizin 100. yılına ithaf ettiğimiz 100 günlük festival serimizin sonuna gelmiş olacağız.

Festivallerle öncelikle vatandaşlarımızın kültür-sanata kolay ve etkili erişimini sağlamayı, sanata ve sanatçıya destek olmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, festivallerin gerçekleştirildiği şehirlerin tüm dünyada markalaşmasının yolunu açıyoruz. Turizm açısından bakıldığında da, şehir içi, şehirler arası ve yurt dışından festival şehirlerine yönelik trafikte ciddi artışlar olduğunu görüyoruz. Bu da yerel ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor.

-Bundan sonra daha da kapsamı genişletilecek mi?

Her yıl 5 tane şehir ilave ederek 2028'de 35 şehirde Kültür Yolu Festivali gerçekleştirmek istiyoruz. Önümüzdeki sene itibarıyla 1 Nisan'dan başlayıp kasım sonuna kadar devam edecek 8 aylık bir seri planlıyoruz. 8 ay boyunca farklı şehirlerde 10 binlerce sanatçının katılımıyla milyonlarca sanatseveri kültür ve sanatla buluşturmuş olacağız.

-Araştırmalara göre Türkiye Kültür Yolu Festivalleri Guiness Rekorlar Kitabı’na girecek kadar büyük olup; süresi, çeşitliliği ve kapsama alanı açısından dünyanın en büyük festivali olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda Guiness için başvuru yapıldı mı? Yapıldıysa hangi aşamada?

Türkiye Kültür Yolu Festivalleri, süresi, çeşitliliği ve kapsama alanı açısından dünyanın en uzun ve en kapsamlı festivali olarak karşımıza çıkıyor. Biz bu durumu elbette değerlendirmek istiyoruz. 100 günlük festival serimiz tamamlandığında bu konuda girişimlerimiz olacak. Öncelikle Uluslararası Festivaller Birliği’ne başvuruda bulunarak festival serilerimiz için “uluslararası” etiketini almak istiyoruz. Bu etiketi aldığımızda “Uluslararası Türkiye Kültür Yolu Festivalleri” olarak festivallerimizi yurt dışında da bilinir hale getireceğiz.

-Önümüzdeki projeleriniz neler? Sinema, tiyatro ne gibi yenilikler bizi bekliyor?

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ve Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un büyük gayretiyle kültürel hafızamızda önemli bir yer tutan, İstanbul’un göz bebeği Atatürk Kültür Merkezi’ni ve dünyanın en köklü sanat kurumlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın evi CSO Ada Ankara’yı ülkemizin kültür sanat hayatına kazandırdık. Bu kazanımlar, kültür sanat dünyamıza adeta can suyu oldu. Bundan sonraki süreçte ise kültür ve sanatın toplumun her kesimine yayılması ve daha ulaşılabilir olması bizim en önemli hedefimiz. Bu kapsamda; Bakanlığımıza bağlı sanat kurumlarımız olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Kültür Yolu Festivallerimizin koordine edildiği Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü ile birlikte sanat kurumlarımızın mevcut potansiyellerini geliştirmek ve bu potansiyeli etkin şekilde kullanabilmek için politikalar üretmeye odaklandık. Bu konuda ciddi mesai harcıyoruz. Bunun yanı sıra kültür sanat etkinliklerine katılımı teşvik ederek herkesin kültür ve sanatla buluşabilmesini sağlamak için de çalışmalarımız sürüyor. Yeni sanat sezonuyla birlikte hedeflerimizi tek tek hayata geçirerek kültür sanat faaliyetlerimizi Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir noktaya taşıyacağız.

 -Teşkilat dizisinde rol almıştınız. Başka bir projede yer almayı düşünüyor musunuz?

Uygun bir proje gelirse neden olmasın.

Batuhan Mumcu Kimdir?

Batuhan Mumcu, 1983 yılında Erzincan'da dünyaya geldi. Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. 2012 yılında Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini
tamamladı. 2023 yılında Hacı Bayram Veli Üniversitesinde, “Türkiye’de Kültürel Mirası Korumaya Yönelik Politikaların Kamu Yönetimine Yansıması: Alan Başkanlığı Uygulaması” tezi ile Siyaset Bilimi alanında doktorasını tamamladı.

Kamudaki çalışma hayatına, 2015 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında başladı. 2016-2018
yılları arasında Başbakanlıkta Başbakan Yardımcılığı makamında Özel Kalem Müdürü olarak çalıştı.
Akabinde Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcılığı görevini vekaleten yürüttü.

2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü görevine getirildi. Türkiye Turizm
Tanıtım ve Geliştirme Ajansının (TGA) yasalaşmasında ve hayata geçmesinde aktif rol oynadı. 2023 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevine atandı. Aynı zamanda Yunus Emre Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği ve TÜRKSOY Türkiye temsilciliği görevini yerine getirmektedir.

Editör: Ezgi Bardakçı