Ses kısıklığı, nefes almada zorluk ve yutma güçlüğü gibi belirtilerle şüphe uyandıran tiroid kanserinin en önemli risk faktörleri arasında ise aile öyküsü, boyun kısmına alınan radyasyon ve hücresel düzeyde mutasyonlar yer alıyor. Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Ethem Turgay Cerit, tiroid kanseri ve tedavisi konusunda bilgi verdi. Doç. Dr. Ethem Turgay Cerit, tiroid kanserinin kadınlarda erkeklerden 4 kat daha fazla görüldüğünü belirterek, 'Kelebek şeklinde olan ve boynun alt kısmında bulunan tiroid bezindeki normal tiroid hücrelerinin, anormal hücrelere dönüşüp kontrol dışı büyümeleri ile ortaya çıkan tümörlerine tiroid kanseri denilmektedir. Toplumda görülen tüm tiroid nodüllerinin yaklaşık yüzde 5'i tiroid kanserine dönüşüyor.' dedi.

BÜYÜME VE ŞİŞLİK HİSSİNE DİKKAT!

Boynun ön kısmında, tiroid bezinin olduğu bölgede meydana gelen büyüme ve şişlik hissinin tiroid kanserinin en yaygın belirtisi olduğunu ifade eden Cerit şöyle konuştu: 'Bazı durumlarda yutkunma sırasında yaşanan takılma hissi, yutma güçlüğü, nefes almada zorluk, öksürük ve ses kısıklığı gibi bası bulguları da ortaya çıkmaktadır. Bazı vakalarda ise tiroid kanseri hiçbir belirti oluşturmadan doktorun elle muayenesi sırasında veya başka bir sebeple yapılan görüntüleme tetkikleri ile tesadüfen tespit edilebilmektedir. Tiroid kanserlerinin ortaya çıkmasında farklı nedenler bulunmaktadır. Ailede tiroid kanseri öyküsünün olması, başka hastalık ya da sebeplerden dolayı boyun kısmına alınan radyasyon ve hücresel düzeyde meydana gelen çeşitli mutasyonlar tiroid nodüllerinden kanser gelişimine sebep olabilmektedir.'

'ERKEN TEŞHİS EN ÖNEMLİ KURTARICI'

Tiroid kanserinin teşhisi için öncelikle bir endokrinoloji uzmanına görünmek gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Ethem Turgay Cerit, 'Elle yapılan muayenelerde farkedilen nodüllerin varlığı en önemli inceleme yöntemi olan ultrasonografi ile kesinleştirilir. Yapılan ultrasonografide tiroid nodülü tespit edilirse ve nodül, kanser yönünden şüpheli bulunursa iğne aspirasyon biyopsisi uygulanır. Tüm dünyada tiroid kanseri teşhisinde altın standart yöntem olan iğne aspirasyon biyopsisi sonucunda elde edilen örnek, sitoloji uzmanı tarafından değerlendirilir. Kesin tanı ise cerrahi yolla alınan tiroid dokusunun patoloji konusunda uzman hekim tarafından incelenmesi sonucunda konulmaktadır.' diye konuştu.

'ÖNCE CERRAHİ TEDAVİ UYGULANIYOR'

Tiroid kanserinin öncelikli tedavisinin cerrahi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ethem Turgay Cerit, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Ameliyatla tiroid bezinin tamamı veya etkilenen kısmı çıkartılmaktadır. Bununla birlikte lenf bezlerine yayılım olduğu durumlarda da, bu bölgeler cerrahi yolla alınmaktadır. Bazı tiroid kanseri türlerinde atom tedavisi de denilen iyot tedavisine ihtiyaç duyulabilmektedir. İyot tedavisinin uygulanma kararı ise patoloji sonucu ve hastalığın tekrarlama riskine göre hastayı takip eden doktor tarafından verilmektedir. İyot tedavisine başlamadan önce hastanın tiroid ilaçlarını kesmesi ve özel bir diyet uygulaması gerekir. Bu tedavi etrafa radyasyon yayma olasılığı nedeni ile radyasyonu geçirmeyen bir ortamda uygulanır ve tedaviden sonra hastadan çevresindekileri etkilememesi için bir süre tedbir alması istenir. Cerrahi sonrasında hem hastanın vücudunun ömür boyu tiroid hormonu ihtiyacının karşılanması hem de hastalığın tekrar etmesini önlemek için ağızdan tiroid hormonu tedavisi uygulanmaktadır. Bunların dışında, tiroid kanseri izleminde radyoterapi ve kemoterapi gibi başka tedavilere çok nadir ihtiyaç duyulmaktadır.'

'SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKET KANSERDEN KORUNMADA ETKİLİDİR'

Tüm kanserlerde olduğu gibi tiroid kanserinde de sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam tarzının kanserden korunmak için olmazsa olmazlar arasında yer aldığını belirten 'Bununla birlikte boyun bölgesinin radyasyon maruziyetinden korunması için de gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır.' dedi.

Editör: Haber Merkezi