TEMA Ankara Şubesi tarafından düzenlenen İklim Değişikliği ve Su Yönetimi başlıklı konferansta konuşan Su Politikaları Derneği Başkanı ve TEMA Bilim Kurulu Üyesi Dursun Yıldız, iklim değişikliklerinin su konusu üzerindeki etkilerini ve yapılması gerekenleri anlattı. TEMA Vakfı Ankara Şubesi'nde düzenlenen Toplantıda Yıldız, '21. yüzyılda iki sorunumuz var. İhtiyaçlarımız var bunları karşılamak zorundayız. Sınırlanamayan kentsel yayılma ve iklim değişikliği de aynı şekilde. Kentsel yayılma inanılmaz yoğun. Büyük kentlerle ilgili araştırmalar yapılmış, iklim değişikliğinden büyük kentlerin yüzde 70'i şiddetli bir şekilde etkilenecek. Bu değişikliği geleceği bizim için hazırlamak zorunda olan su yöneticilerine anlatmalıyız ve onlara mesaj vermeliyiz. Siyasetçiler bu konuda popülist yaklaşımlardan kaçınarak suya yatırım yapmalı.' ifadelerinde bulundu. Büyük kentlerin nüfusunun her geçen gün arttığını kaydeden Yıldız, şunları söyledi: 'Akıllı su yönetimi, dijital su, döngüsel ekonomi, su kalitesi bu suyu burada harcıyorsun da iklim değişikliği ve nüfus artışı. Su yönetimini sadece genel müdürlüklere bırakırsan o bildiğini yapar. Sivil toplum kuruluşları olarak biz takip ediyoruz. Kentsel nüfus artıyor ve durdurulamıyor. Türkiye'ye her zaman aynı yağış düşmeyebiliyor. Ortalama olarak uzun vadede aynı yağış düşüyor. Ama bazı yıllar daha az yağış düşebiliyor. Az yağış aldığımızda eğer su yönetimimiz akılcı olmadığında su sıkıntısı yaşayabiliriz. Bunu geçmişte Ankara yaşadı. Bu nedenle düşünüp ona göre tedbir almak zorundayız.'

BORÇ NEDENİYLE ABONELERİN YÜZDE 7'SİNİN SUYU KESİK

Yıldız Türkiye'de 25 büyükşehirde borç nedeniyle abonelerin ortalama yüzde 7'sinin suyunun kesik olduğunu bildirerek sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu sayı 5 kişilik hane halkı sayısı ile yaklaşık 8,5 milyon kişiye karşılık geliyor. Dünyada ve Türkiye'de kentlere olan göç hızlandı. 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70'inin kentlerde yaşayacak. Bu durumun iklim değişikliği etkileri ile birlikte kentlerin su yönetimleri üzerinde büyük baskılar oluşturacak. Bunun için dünyada bazı metropollerin bir araya gelerek birliktelikler oluşturduklarını görüyoruz.' Konuşmasında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından 2016 yılında yayınlanan İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Raporu ve SU Enstitüsü tarafından yayınlanan Büyükşehir Su ve Kanalizasyon İdareleri arasında Mukayeseli Değerlendirme Çalışması -Mart 2019 raporunun sonuçlarını ele alan Yıldız iklim değişikliği etkisi altındaki Büyükşehirlerdeki Kentsel Su Yönetimlerinin karşılaşabilecekleri sorunları ve çözüm önerilerini anlattı.

PARADİGMA DEĞİŞMELİ

Kentlerde öncelikle mevcut suyun en verimli şekilde kullanılması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, bunun için su yönetimi kurumsal yapısı ve yönetim anlayışında Paradigma'nın değişmesi gerektiğini söyledi. 'Kentlerin yenilikçi su yönetilmiş anlayışında daha küçük ölçekli projelerde suyun çevrimiçi kullanımına yönelik yaklaşımlar yer alıyor, yağmur suyu hasatı, arıtılmış atık su kullanımı ve katılımcı su yönetimi öne çıkıyor' diyen Yıldız, Dijital su, Döngüsel Yönetim, Akıllı, Su Dostu Kentler gibi kavramları anlattı. Gelecek 20 yıl içinde iklim değişikliğinden hem yüzey hem de yer altı sularımızın etkileneceğini belirten Yıldız, özellikle yer altı sularımızın korunması konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini ifade etti. Büyükşehirlerimizden 4'ünde içme ve kullanma suyunun tümünün sadece yer altı suyundan karşılandığını belirten Yıldız, yayınlanan proje raporlarında gelecek 20 yıl içinde yer altı suyu rezervlerinde düşüş ve kalite sorunlarında artış beklendiğini ifade etti. Büyükşehirlerimizde faturalandırılmamış izinli su tüketimi, kaçak su kullanımı ve fiziki kayıplardan oluşan gelir getirmeyen su oranının ortalama yüzde 42 olduğunu belirten Yıldız, bu durumun sürdürülebilir olmadığını iddia etti. SU-EN'in Mukayeseli Değerlendirme Çalışması raporunda, ortalama izinli tüketilen 1 metreküp içme suyu başına toplam bütçe ve faaliyet giderlerinin sırasıyla 7.4 ve 5.4 TL metreküp olarak yer aldığını belirten Yıldız, bu maliyette yüzde 42 oranında gelir getirmeyen suyun maliyetinin de etkili olduğunu ifade etti.

SUYA ULAŞIM HAKTIR

Yıldız, '2019 yılında yayınlanan SU EN'in Mukayeseli Değerlendirme Çalışması Raporunda 25 Büyükşehirde borç nedeniyle abonelerin ortalama yüzde 7'sinin suyunun kesik olduğu yer alıyor. Bunu 5 kişilik hane halkı sayısı ile çarparsak yaklaşık 8,5 milyon kişiye karşılık gelir' diyerek, suyun bir insan hakkı olduğuna dikkat çekti. Yıldız, 'Bu nedenle kamu hizmeti olarak verilmelidir bu da toplumcu ama gerçekçi su yönetimi politikalarıyla başarılabilir.' dedi. Gri su ve arıtılmış atık su kullanımı kentlerimizin su yönetiminin öncelikle yenilikçi ve katılımcı politikalara açık olması gerektiğini belirten Yıldız böylece mevcut suyun en verimli şekilde yönetilebileceğini ve iklim değişikliği etkilerine uyum hazırlıklarının yapılabileceğini ileri sürdü.

YERALTI SULARI

Yağmur suyu, gri su ve arıtılmış atık su kullanımı için kentsel dönüşümün önemli bir fırsat yarattığını belirten Yıldız, 'Bu dönüşüm içinde bu suların kullanımına yönelik pilot proje uygulamaları yapılmalı.' diye konuştu. Yıldız, su kullanıcılarının suyu verimli kullanma konusunda kendi yakın çevrelerinde toplumsal bilinç yaratılması için gönüllü olmaları gerektiğini, su yönetiminda katılımcılığı savunmaları gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: '30 Büyükşehirimizdeki Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlükleri 25 Milyon abone ile yaklaşık 65 milyon kişiye hizmet götürüyor. Bu nedenle çok önemli bir görev ifa ediyorlar. Ancak üzerlerinde mali ve kurumsal yapıdaki sorunlarının yanısıra bir de iklim değişikliği baskısı oluşuyor. Bunların yanısıra 2014 yılında Türkiyedeki köy sayısının yaklaşık yarısı olan 16 bin 220 köy ve 1 bin 580 belde mahalle oldu ve Büyükşehirlerin su yönetimlerinin görev ve sorumluluk alanlarına girdi. Bu da Büyükşehirlerin su yönetimlerine çok büyük ilave yük getirdi. Bu nedenle Büyükşehirlerin Genel Bütçe ve vergi gelirlerinden aldıkları payın arttırılması ve su yönetimi faaliyetlerinin merkezi yapı tarafından desteklenmesi zorunlu. Yıldız çeşitli önerilerde bulunarak bu önerileri şöyle sıraladı: 'Büyükşehirlerimizde Su ve Kanalizasyon İdareleri Genel Müdürlük- leri, güçlendirilmiş bir kurumsal yapıya sahip, riski yönetmeye hazırlıklı, dinamik planlamayı önemseyen, akıllı kentlerde su yönetimi için veri altyapısını güçlendiren, popülist anlayıştan uzak, gerçekçi toplumcu bir anlayışa sahip, katılımcı yönetim anlayışına açık olarak yeniden yapılandırılmalı ve desteklenmelidir.'

Editör: Haber Merkezi