CHP'li Emir kanun teklifinin gerekçesinde; Cumhurbaşkanı'nın birinci derece yakınlarının vakıf veya dernek yönetiminde bulunmaları, kamu kaynaklarının belediye başkanlıklarınca veya bürokratlarca bu vakıf veya derneklere aktarılmasına yol açtığını, bu nedenle Cumhurbaşkanının birinci derece yakınlarının yönetiminde yer aldığı vakıf veya derneklere aktarılan kamu kaynaklarının geri Hazineye aktarılmasının yerinde olacağını ifade etti.

'KAMU KAYNAKLARI ÜZERİNDEN VAKIFÇILIK YAPILIYOR'

CHP'li Emir; son yıllarda kamu yararına çalışan dernek ve vakıfların üyelerinden ve hayırseverlerin bağışları üzerinden gelir elde etmek yerine, kamunun sağladığı olanaklar üzerinden gelir elde etmelerinin önünün açıldığına vurgu yaparak, bu durumun vakıf anlayışını ve ruhunu ortadan kaldırdığını iddia ederek, bu uygulamaların toplumsal dayanışma ve yardımlaşma esasına dayalı vakıf ve derneklerin, birer rant merkezine dönüşmesine neden olduğunu belirtti.

'BELEDİYE BAŞKANLARI BAĞIŞ KUYRUĞUNA GİRDİ'

CHP'li Emir gerekçenin devamında; kamu kaynaklarının vakıf ve derneklere aktarılmasının iktidar sahiplerinin kendileri veya yakınlarının vakıflar kurarak haksız kaynak aktarımlarına olanak sağladığını ifade ederek, 16 Nisan referandumu sonrası gücün tek elde toplanmasının Cumhurbaşkanının 1'inci derece yakınlarının yönetimlerinde yer aldığı vakıf veya dernekler ile kamu idareleri arasında karmaşık ilişkiler ağı oluşturduğunu iddia etti. Bu ilişkiler ağını TÜRGEV üzerinden ifade edecek olursak diyen Emir; yerini korumak, ya da yükselmek isteyen bir bürokrat, veya tekrar seçilmek isteyen belediye başkanı, Cumhurbaşkanının aile fertlerinin yönetiminde olduğu bu vakfın isteklerine hayır diyemeyeceğinin geçmiş uygulamalarla sabit olduğunu ifade ederek yapılan bağışlardan bazılarını teklifinin gerekçeleri arasında saydı. Esenyurt belediyesi tarafından yaptırılan yurt binasının 49 yıllığına bedelsiz şekilde devredilmesi, Tekirdağ Üniversitesi'nin kullandığı Milli Emlak'a ait arazi, Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi kampüsü içerisinde kamuya ait arazi, Üsküdar İlçesi Ünalan mevkiinde bulunan TCDD'ye ait arazi, İstanbul Ataşehir'deTMSF'ye ait arazi, Şanlıurfa Harran Üniversitesi Osmanbey Yerleşkesi yakınında Hazine'ye ait arazi, Zeytinburnu'nda yarısı Hazine'ye yarısı vakfa ait 89 dönüm arazi, Bursa ilinde Milli Emlak'a ait Hazine arazisi, Kütahya'da Enerji Bakanlığı'na ait yaklaşık 50 dönüm arazi TÜRGEV'e aktarılan kamu kaynaklarının çok küçük bir bölümü olduğunu ifade eden Emir, 'Bu nedenle Cumhurbaşkanının birinci derece yakınlarının yönetiminde yer aldığı vakıf veya derneklere aktarılan kamu kaynaklarının geri Hazineye aktarılması yerinde olacak' dedi.

'DERNEKLER GÖNÜLLÜ KURULUŞLARDIR'

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in Kanun teklifinin genel gerekçesi şöyle: 'Kamu yararı için faaliyet gösteren vakıf ve dernekler Cumhuriyet ile birlikte toplumsal hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Yurttaşların devlet dışı örgütlenmelerinin merkezi olan dernek yapılanmaları, demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurlarındandır. 'Devlet kurumlarının dışında kendini yönlendirebilen, hak ve özgürlüklerini savunabilen özgür ve özerk vatandaşlardan oluşan topluklar' diye tanımlanan sivil toplum örgütlenmeleri kapsamındaki dernekler, devletin yapamadığı ya da yetişemediği alanlarda çok önemli bir açığı kapatmaya çalışan gönüllü kuruluşlardır. Varlık nedenleri açısından toplumsal dayanışma ve yardımlaşma yönünden önemli bir açığı kapatan vakıf ve dernekler ne yazık ki 1990'lardan itibaren çeşitli sorunlara da kaynaklık etmeye başlamıştır. Bu sorunların başında, vakıf ve derneklerin asıl amaçlarından uzaklaşmaları anlamına da gelen, kamu kaynakları üzerinden vakıf ve dernekçilik yapılması gelmektedir. Özellikle AKP hükümetleri belirli aralıklarla çıkardığı yasal düzenlemelerle, kamu kaynaklarının dernek ve vakıflara bedelsiz devrinin önünü açmıştır. Son olarak 446 Sıra Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la, kamunun elindeki taşınmazların eğitim ve yurt faaliyetleri yürüten vakıflara verilmesinin önü açıldı. Kamu yararına çalışan dernek ve vakıfların üyelerinden ve hayırseverlerin bağışları üzerinden gelir elde etmek yerine, kamunun sağladığı olanaklar üzerinden gelir elde etmelerinin önünün açılması vakıf anlayışını ve ruhunu ortadan kaldıran uygulamalardır. Bu uygulamalar aynı zamanda toplumsal dayanışma ve yardımlaşma esasına dayalı vakıf ve derneklerin, birer rant merkezine dönüşmesine neden olmaktadır. Kamu kaynaklarının vakıf ve derneklere aktarılmasının yarattığı sıkıntıların yanı sıra, iktidar sahiplerinin kendileri veya yakınlarının vakıflar, kurarak haksız kaynak aktarımlarına olanak sağlamalarıdır. Özellikle bizim gibi iktidar erkinin tek bir merkezde toplandığı ülkelerde bu durum daha da karmaşık ilişkiler ağının oluşmasına neden olmaktadır. Bu ilişkiler ağını TÜRGEV üzerinden ifade edecek olursak; yerini korumak, ya da yükselmek isteyen bir bürokrat veya tekrar seçilmek isteyen hiçbir belediye başkanı, Cumhurbaşkanının aile fertlerinin yönetiminde olduğu bu vakfın isteklerine hayır diyemeyeceği açıktır.

TÜRGEV'E AKTARILAN KAMU KAYNAKLARI

Esenyurt belediyesi tarafından yaptırılan yurt binasının 49 yıllığına bedelsiz şekilde devredilmesi, Tekirdağ Üniversitesi'nin kullandığı Milli Emlak'a ait arazi, Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi kampüsü içerisinde kamuya ait arazi, Üsküdar İlçesi Ünalan mevkiinde bulunan TCDD'ye ait arazi, İstanbul Ataşehir'deTMSF'ye ait arazi, Şanlıurfa Harran Üniversitesi Osmanbey Yerleşkesi yakınında Hazine'ye ait arazi, Zeytinburnu'nda yarısı Hazine'ye yarısı vakfa ait 89 dönüm arazi, Bursa ilinde Milli Emlak'a ait Hazine arazisi, Kütahya'da Enerji Bakanlığı'na ait yaklaşık 50 dönüm arazi TÜRGEV'e aktarılan kamu kaynaklarının çok küçük bir bölümüdür. 16 Nisan referandumu sonrası yönetim sisteminin daha da merkezileşmesi ve gücün tek elde toplanması, TÜRGEV türü yapılanmalar hakkında yasal düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın birinci derece yakınlarının vakıf veya dernek yönetiminde bulunmaları kamu kaynaklarının belediye başkanlıklarınca veya bürokratlarca bu vakıf veya derneklere aktarılmasını daha da hızlandırmaktadır. Bu nedenle Cumhurbaşkanının birinci derece yakınlarının yönetiminde yer aldığı vakıf veya derneklere aktarılan kamu kaynaklarının geri Hazineye aktarılması yerinde olacaktır.'

Editör: Haber Merkezi