CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. İnanmıyorsunuz değil mi bana? Peki, ispat edeceğim. 180 milyar lira olan faiz ödeneği bu bütçede 240 milyar lira oldu. Hani siz faize karşıydınız?' dedi.

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde yaptığı konuşmada, hangi partiden olursa olsun bütün milletvekillerinin bütçeye ilişkin sağlıklı ve tutarlı bilgiler edinmesi gerektiğini, bunlar olmadan TBMM'ye gelen bütçenin sağlıklı ve tutarlı olmayacağını söyledi.

TBMM adına denetimi Sayıştay'ın yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporlarının değiştirildiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, 'Değişen Sayıştay raporları TBMM'ye geliyorsa, o zaman yürütme organının korktuğu bir şey vardır, gerçeklerin görünmesini istemiyordur. Eğer TBMM adına görev yapıyorsa o zaman TBMM Başkanı'nın değiştirilen Sayıştay raporlarıyla ilgili süratle bilgi alması lazım ve parlamentoyu bilgilendirmesi lazım.' ifadelerini kullandı.

Sayıştay'ın bir konuda yazdığı raporu örnek gösteren Kılıçdaroğlu, raporun aslının 100 sayfa ve birçok yolsuzluğu içerirken, Meclis'e bu yolsuzluklar çıkarılmış halde 11 sayfa olarak geldiğini iddia etti. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu iddianın dile getirildiğini ancak yanıt alınamadığını savunan Kılıçdaroğlu, Komisyonda Sayıştay temsilcisine de açıklama yapması için söz verilmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Eğer denetlenen kurum, eğer Sayıştay denetçisine bilgi, belge ve dökuman vermiyorsa yürütme organı, TBMM'ye hesap vermiyor demektir. Sayıştay'a müdahale eden kim?' sözlerini sarf etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, bakanların devlet memurlarıyla aynı durumda olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti: 'Beni üzen nokta, TBMM'nin seçimle birisinin, kendi imzasıyla bütçeyi Meclise gönderen birisinin, gelip burada bütçeyi anlatmaması; yerine atadığı bir kişiyi görevlendirmesidir. Bu doğru değildir. Bu parlamentonun saygınlığına gölge düşürür. Eğer bu Anayasada bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme yapıldıysa, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçeler ayrıca ve özel bir süreç içinde görüşülüyorsa o zaman bir kişi 'Benim bütçem bu.' ve bütçesinin arkasında kapı gibi duracak. Durmuyor. Göndermiş memurlarını buraya, 'Siz bütçeyi anlatın.' Allah aşkına gelip anlattılar. Ne anladınız? Pembe bir tablo. Türkiye'de hiçbir sorun yok. Çünkü öyle talimat almış. Yangında bile 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık.' diye cümle kuruyor. Yangın için talimat mı beklenir Allah aşkına.'

'MECLİS'İN SAYGINLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRMEK DEMEKTİR'

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bütçeyi sunması gerektiğini savunarak, 'Kaçarak bu iş olmaz. Meclis'e gelmeyerek de bu iş olmaz. Bu, Meclis'in saygınlığına gölge düşürmek demektir.' ifadelerini kullandı. Meclis'in itibarının kalmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin yazılı soru önergelerinin bakanlar tarafından yanıtlanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, '27. dönem bitmeden, 27 bin 300 soruya bakanlar cevap vermedi. Bu beyefendiler cevap vermiyorlar, 'gerek yok.' diyorlar.' diye konuştu.

Milletvekillerinin sorularına bakanlar tarafından yanıt verilmemesi konusunda TBMM Başkanı Mustafa Şentop'u eleştiren Kılıçdaroğlu, Şentop'un, bu soru önergelerini, kullanılan dilin düzeltilmesi için geri gönderdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Peki, verilen cevap? Soru başka, cevap başka bir şey. Milletvekili soruyor 'A nerede?' O, Z'den bahsediyor. Sayın Başkan, o zaman sen o cevabı da oraya göndereceksin. Trafik polisinin bile bir yetkisi var. Sizin, şu anda soru önergeleri konusunda hiçbir yetkiniz yok.' dedi.

Anayasaya göre milletvekillerinin soru önergelerinin 15 gün içerisinde yanıtlanması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, hükümetin bunu yok saydığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 'Bu Meclis sadece benim Meclisim değil, 600 kişinin Meclis'i. 600 kişi, toplumun nezdinde itibarsız olarak algılanıyor şu anda. Sorularına bile cevap verilmeyen bir Meclis, bir milletvekili. Eğer bunlar olmazsa, bu süreç böyle devam ederse, TBMM vesayet altındadır. Milletvekilinin sorularına dahi cevap verilmezse, Sayıştay'ın raporlarına müdahale edilirse, o raporlardaki bazı belgeler çıkarılıp gül pembe rakamlar Meclis'e gelirse, bunları yürütme organı yaparsa, o zaman o parlamento yürütmenin vesayeti altındadır. Kurtuluş Savaşını veren Gazi Meclis. Hangi Gaziliği kaldı Allah aşkına. Hangi yetkimiz var? Meclis'i el kaldıran, el indiren milletvekilleri grubuna döndürdü. Bir kişi kalkıp cesaretle 'Benim görüşüm şudur.' diyemiyor. Dediği andan itibaren seni bir daha milletvekili listelerinde göstermeyeceğiz...' Bu, 'milletvekilliğini de vesayet altına alıyorum.' demektir.'

Kılıçdaroğlu, AK Parti sıralarından kendisine tepki gösteren milletvekillerine, 'Çıkıp da enflasyonu, hükümeti eleştirdiniz mi? Eleştiremezsiniz, cesaretiniz yoktur sizin.' diye tepki gösterdi. Kemal Kılıçdaroğlu, sorumlu muhalefet olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devreye girmesinin ardından sorunun muhataplarıyla görüşmek için Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanması gerektiğini söylediklerini anlattı.

Ülke sorunlarının çözümü için işbirliğine gidilmesi gerektiğini vurguladıklarını ancak bunun gerçekleşmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Kimse kusura bakmasın ama bir kişi 'Her şeyi ben bilirim.' diyorsa dünyanın en cahil adamıdır.' diye konuştu.

İktidar milletvekillerinin, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in neden toplandığını soramayacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işveren ve işçi örgütlerinin görüşlerini, baskı altında oldukları için dile getiremediklerini savundu.

Bu bütçenin kimin sorunlarını çözdüğünü soran Kılıçdaroğlu, iktidarın, gübre fiyatlarından haberi olmadığını, sarayda ekonomik kaygı olmadan yaşam sürdüğünü ileri sürdü. Devletin kendi çiftçisiyle rekabet etmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ithal buğdaya, yerliden daha fazla fiyat belirlendiğini savundu. Kılıçdaroğlu, 2016 yılında yapılan düzenleme kapsamında küçük aile işletmelerine dönüm başına verilen tutarın bugün hala 100 lira olduğunu belirterek, 'Bana gelmişler bütçeyi anlatıyorlar. Ben çiftçiyi, esnafı, sanayiciyi, turizmciyi dinliyorum. Saray, birbirini dinliyor. Güllük gülistanlık ora.' sözlerini sarf etti.

İktidarın faizin sıfırlanması konusundaki söylemini anımsatan Kılıçdaroğlu, 'Hangi faiz? Çiftçinin faizini sıfırladınız mı? Sözüm var, ahdim var, Allah'ın izniyle iktidar olacağız, birinci haftada, çiftçilerin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatifi'nden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağım. 'Yüreğiniz yetiyor mu?' diye sorun. Yetmez. Talimat gelmesi lazım, faizi sıfırlamaları için.' ifadelerini kullandı.

Enflasyon verilerini eleştiren Kılıçdaroğlu, 'Saraydan talimat geldi, 'Rakamı düşük göster.' diye. Bilmiyor muyuz? Şu bile, bizim açımızdan parlamento açısından, yürütme organını sorgulamadığımız için büyük bir ayıptır.' diye konuştu.

Enflasyon Araştırma Grubu'nun enflasyon verilerinin, TÜİK'in açıkladığı oranların çok daha yüksek olması gerektiğini ortaya koyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, 'Hangisi doğru? TÜİK'in verdiği mi doğru? Herhangi bir bakkala gidin, bakkal desin ki 'TÜİK'in söylediği doğrudur, yıllık enflasyon yüzde 21'dir.' vallahi siyaseti bırakacağım. Ekmeğe gelen zam bile bundan fazla. Siz gübreye yüzde 200, ilaca zam geldiğini biliyor musunuz?' şeklinde konuştu.

'MERKEZ BANKASINI İĞDİŞ ETTİLER'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, fiyat istikrarını Merkez Bankasının sağlaması gerektiğini belirterek, 'Merkez Bankasını iğdiş ettiler.' sözlerini sarf etti. Merkez Bankasının görevinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Fiyat İstikrarı Komitesi'ne verdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Komite'nin hiç toplanmadığını savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın, sattığı malı yerine koyamadığını çünkü sürekli fiyat artışı yaşandığını ifade ederek, 'Bana inanmıyorsanız, gidin 3 harfli mağazalar var, A101, BİM var, sorun. Etiketlere bakın. AK Parti'nin saygıdeğer milletvekilleri, şu beyefendiler ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki artık marketlerde etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor.' ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarlık rezervinin buharlaştığını öne sürerek, bu rezervin kimlere hangi kurdan satıldığını sordu. Bu sırada AK Parti'li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Kılıçdaroğlu, 'Birisi de 'Tarihte 128 milyar dolar hiç olmadı.' diyor. Dünyadan bu kadar habersiz ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor.' sözlerini sarf etti.

İktidarın, tek kişilik bir hükümet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, 'Bu hükümet, vatandaş nezdinde de partiler nezdinde de parlamento nezdinde de uluslararası arenada da saygınlığı olmayan bir kişilik hükümettir. Hiç kimsenin itibar etmediği bir kişilik hükümettir. Vatandaşın da güveni kalmamıştır.' şeklinde konuştu.

Devletin vatandaştan Türk lirasıyla değil dolarla, avroyla ve altınla borçlandığını belirten Kılıçdaroğlu, 'Hani siz milliydiniz? Nasıl milli? Bunların hiçbirisi milli değil. Oturan bakanların da hiçbirisi milli değil. Kendi parasına değil de yabancı paraya güvenen birisi. Kendi parası değer kazansın diye mücadele etmeyip de Türk lirasını pul haline getiren birisi. Kitabını yazmışlar. Evet, kitabını yazdılar, 'Türk lirası nasıl pul edilir?' kitabı o.' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 63'ünün dolar olarak tutulduğunu ifade ederek, 'Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde vatandaş güvenmiyor, topladığı parayı dolar ve avro olarak bankalarda tutuyor. Mevduatın yüzde 63'ü, kaçınızın haberi var?' sorusunu yöneltti. AK Parti sıralarından 'Değişecek.' şeklinde laf atıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, 'Daha da artacak, göreceksin.' görüşünü savundu.

'BENİM ADAYLIĞIM NİYE SENİ BU KADAR İLGİLENDİRİYOR?'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin, Ocak-Temmuz arasında vatandaştan 2 milyar 900 milyon avro, 2,5 milyar dolar ve 130 bin 200 kilogram altın borçlandığını ifade ederek, 'Türk lirasıyla borçlansalar kimse para vermeyecek. Bu güvensizlik değil mi? Türk lirasını yerlerde kim süründürüyor? Bunlar kaç yıldır iktidardalar? Türk lirasını nasıl bu hale getiriyorlar? Ben soruyorum, siz de bari kapalı kapılar ardında sorun.' şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir devletin tek kişinin iki dudağı arasına teslim edilemeyeceğini, bu ülkenin insanlarının töresinde ve hukukunda da bunun gerçekleşmediğini belirterek, 'İlk kez 2018'den sonra devleti bir kişiye teslim ettik. Onu da sağ olsun, Erdoğan'ın danışmanı vardı Sayın Mehmet Uçum, 'Biz buna tek kişilik hükümet diyoruz.' dedi. Dolayısıyla buradakiler hükümet değiller. Kabine deniliyor. Ne kabinesi? Bir araya geliyorsunuz, bir kişi talimat veriyor, siz de gereğini yapıyorsunuz.' görüşlerini savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Hiçbir zaman faizci olmadım.' şeklinde açıklama yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, 'Bütün faizcilerin, bütün tefecilerin tek umudu Erdoğan'dır. Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. İnanmıyorsunuz değil mi bana? Peki, ispat edeceğim. 180 milyar lira olan faiz ödeneği bu bütçede 240 milyar lira oldu. Hani siz faize karşıydınız? Nasıl oluyor bu? Hiç sormuyor musunuz?' diye konuştu.

Bu sırada AK Parti'li bir milletvekillinin, cumhurbaşkanı adayı olup olmadığına ilişkin sorusuna Kılıçdaroğlu, 'Benim adaylığım niye seni bu kadar ilgilendiriyor? Geliyor gelmekte olan?' yanıtını verdi. TBMM'ye sunulduğu günden bu yana bütçedeki bütün verilerin değiştiğini savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarında Londra'daki bir grup tefeciye 193 milyar dolar ödendiğini, ülke tarihinde bu tutarı ödeyen başka bir iktidar olmadığını öne sürdü.

'BU BÜTÇE GARİBANLARDAN ALIP, BİR AVUÇ ZENGİNE, TEFECİYE, DOLAR BARONUNA PARA AKTARAN BÜTÇEDİR'

'Çiftçinin, emeklinin faizi mi düştü, bankalardan kredi kartı alıp da alışveriş yapan vatandaşın faizi mi düştü?' sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, 'Merkez Bankasının bankalara açacağı kredinin faizi 1 puan düşmüş. Çiftçi, emekli, sanayici bundan faydalanmıyor. Faiz düştü diye gaz veriyorlar, hiçbir faiz düşmedi. Tam tersine dolar olarak aldığımız senetler vardı onların tamamının faizi yükseldi.' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde esnafın, Esnaf Kefalet Kooperatifleri ve bankalardan aldıkları bütün kredilerin faizlerini sıfırlayacağını anlattı.

'TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ FAKİRLEŞTİREN BİR BÜTÇE'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu bütçenin esnaf, çiftçi, emekli, sanayici ve serbest meslek erbabının bütçesi olmadığını öne sürdü. Vatandaşların birikimlerini dolar olarak değerlendirdiğini, mevduatın yüzde 63'ünün dolar olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Dışarıya dünyanın faizini ödüyorsun ve şimdi kapı kapı geziyorsun. Düne kadar '15 Temmuz darbe girişimini destekleyen' dediğiniz, 'paralar verdi' dediğiniz kişilerle kucaklaştınız. Merak ediyorum nasıl bir mide var, nasıl bir anlayış var?' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, bütçenin milletin, çiftçinin alın terini sömüren, fakirden alıp zengine veren, Türkiye Cumhuriyeti'ni fakirleştiren, Cumhuriyet tarihinin en büyük kaynak transferini yapan bir bütçe olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, 'O nedenle bu bütçe açık ve net söylüyorum; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yapılmış bir kumpas bütçesidir. Çiftçi, emekli ve esnaf faydalanmıyor. Çiftçinin traktörünü haczediyorlar ama Ziraat Bankası'ndan 750 milyon dolar alıp, 'gazeteleri satın al, televizyonları satın al' dedikleri adam parayı ödemeyince önünde esas duruşta duruyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.

'HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR'

Kılıçdaroğlu'nun, Hükümetin, çiftçiye, işçiye, esnafa, fukaraya gücünün yettiğini, onları tehdit ettiğini söylemesi üzerine, AK Parti milletvekilleri, 'Siz de tehdit ediyorsunuz' diye tepki gösterdi. Bu sözler üzerine Kılıçdaroğlu, 'Kimseyi tehdit etmem meraklanma. Şunu söylüyorum; kim yasa dışı yazının altına imza atarsa, kim yolsuzluklara ortak olursa onların hiçbirisini devlette tutmayacağım. Hırsızların bu devlette işi yoktur. Sadece orayı değil TBMM'yi de kirlilikten arındıracağım, siyasi ahlak kanunu çıkaracağım. Bu ülkenin İçişleri Bakanı, devletin televizyonunda, 'Bir siyasetçi her ay 10 bin dolar alıyor' dedi. Hiçbiriniz merak etmediniz mi? Aslında biliyorsunuz kim olduğunu, ben de biliyorum kim olduğunu. Haksızlık karşısında, yolsuzluklar karşısında susan dilsiz şeytandır.' karşılığını verdi.

'VİCDAN VARSA...'

Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde ihalelerin neden dolarla verildiğini sorarak, 'Dolar 7 liradan 14 liraya çıkıyor, kim kazandı çiftçi mi emekli mi esnaf mı kazandı; dolarla ihale alan kazandı. Parayı kim ödeyecek 84 milyon ödeyecek. Para nereden nereye gidiyor, fakir fukaradan 5'li çeteye gidiyor. Ya insaf, güvenceyi de dolarla veriyorsun. Köprüyü yap, yolu yap, şunu yap, bunu yap; nasıl olsa bu kadar yolcu olmaz, üstüne ben sana para vereceğim. Türk Lirası yok, kabul etmem. Neyle? Bana dolarla vereceksin.' ifadesini kullandı. AK Parti sıralarından, 'Belediyeleriniz aynısını yapıyor' diye laf atılması üzerine Kılıçdaroğlu, 'Belediyeleri öğrenmek istiyorsan git, İçişleri Bakanının el koyduğu, 30'a yakın yolsuzluk dosyasını aç oku. Senin İçişleri Bakanın, Büyükşehirin ortaya çıkardığı 25'e yakın yolsuzluk dosyasına el koydu, 'araştırmayın, ben araştıracağım' dedi. Vicdan varsa, ahlak varsa, bu Parlamentoya saygılıysan, gidip diyeceksin ki 'ne oldu bu dosyalara' Diyemezsin.' diye konuştu.

Dolarla verilen garantilerle gelecek kuşakların da borçlandırıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Beni borçlandırıyorsun, torunları da borçlandırıyorsun. Üstelik dolarla borçlandırıyorsun. Bunun ahlakla, milliyetçilikle ne ilgisi var? Bu bütçe garibanlardan alıp, bir avuç zengine, bir avuç tefeciye, bir avuç dolar baronuna para aktaran bir bütçedir.' şeklinde konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, dolardaki 5 lira 20 kuruş artışın, Türkiye'nin dış borçlarının 2 trilyon artmasına yol açtığını, bütçede 2022'de toplanacak verginin ise 1 trilyon 258 milyar lira olduğunu aktardı.

'DEVLET LİYAKAT VE ADALETLE YÖNETİLMELİ'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin liyakat ve adaletle yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, 'Siz paralel yapıdan şikayet ediyordunuz. Bir Dışişleri Bakanı var, bir de sarayda dışişleri bakanı var. Bir Merkez Bankası başkanı var, bir de sarayda var. Bir YÖK Başkanı var, bir de sarayda var. Bir Dışişleri Sözcüsü var, bir de sarayda dışişleri sözcüsü var. Dolayısıyla bu paralel yapı bizi aydınlığa çıkarmaz.' görüşünü savundu.

'Zindaşti'yi kim çıkardı hapisten' diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Tonlarca kokain yakalanıyor, savcı cesaret edip soruşturma açamıyor. Haberiniz yok mu? Kocaeli Dilovası'nı, Mersin Limanı'nı, bilmiyor musun? Konteyner numaraları bile yayınlandı, dünyadan bu kadar mı habersizsin. Bu desteği verdikçe Türkiye'yi uyuşturucu bataklığına sürüklersin. Uyuşturucu konusu hepimizin ortak sorunu olmak zorundadır. Eğer uyuşturucu baronlarının milyar dolarlarını Türkiye'ye getirmeleri için, kara parayı aklamak için, özel yasalar çıkarırsanız Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarına ciddi bir darbe vurursunuz. Gidin fakir fukaranın evlatlarına bakın. O fakir ailelerin çocuklarını önce alıştırıyorlar, ondan sonra torbacı yapıyorlar. Siz bu konuda emniyetle konuştunuz mu? Biz konuştuk, konuştuk. Zindaşti'yi çıkardılar, hiç vicdanın sızlamadı mı? Bu bölgenin en büyük uyuşturucu baronuydu. Telefon ettiler, hakim bıraktı.'

'YARGI TALİMATLA ÇALIŞIRSA ORADA ADALET OLMAZ'

Yargıtay üyesi yapılan ancak hiçbir Yargıtay kararı altında imzası bulunmayan bir kişinin, hemen sonrasında Anayasa Mahkemesine üye yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 'Anayasa Mahkemesi kararlarına uygulamayanlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını uygulamayanlar hepsi terfi etti. Sözüm söz tamamını temizleyeceğim. Bu memlekete adalet ya gelecek ya gelecek. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağız. Bir tek Yargıtay kararı altında imzası olmayan üyenin Anayasa Mahkemesine üye olarak atanmasını Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şanına, şerefine bağdaştırmıyorum. Yargıtayda ona oy veren üyelere de söylüyorum, Yargıtayın tarihine kara bir leke bıraktılar. 'Yıllardır Yargıtayda çalışan insanlar var bunlardan birisinin Anayasa Mahkemesine üye olması lazım' demediler. Talimat aldılar saraydan gereğini yaptılar. Yargı talimatla çalışırsa orada adalet olmaz.'

Kılıçdaroğlu, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi'nin Türkiye ziyaretini de eleştirerek, 'Siz bekliyorsunuz Katarlılar, Veliaht Prens buraya gelecek. ASELSAN'ı mı, ROKETSAN'ı mı satacaksınız? Sattırmayacağız. '2018 yılında tank üretiliyor' diye tweet attılar. Nerede bu tank? Ethem Sancak'a mı güvendiniz? Ethem Sancak mı tank yapacak?' diye konuştu.

'BÜTÇEYE 'HAYIR' OYU VERECEĞİZ'

Bütçeye 'Hayır' oyu vereceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bütçenin fakir ve fukaradan parayı toplayıp, tefecilere aktaracağını ve uyuşturucu baronlarına hizmet eden bir bütçe olduğunu iddia etti. 'Antalya Dış Hatlar Terminalinin ihalesi 5 yıl sonra yapılacak, şimdi yapıyorsunuz. Neden şimdi yapıyorsunuz? ' sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, 'İhaleyi alanın burnundan fitil fitil getireceğim. Siz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyamazsınız, siz dolar baronlarının, tefecilerin yanındasınız.' dedi.

Editör: Haber Merkezi