CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, Türkiye'de 1949 yılında Resmi Gazete'de yayımlanarak hayata geçirildiğini anımsatarak, bildirgenin 71'inci yıl dönümünün aynı zamanda basın özgürlüğü günü olarak da kabul edilebileceğini belirtti. CHP'li Kaboğlu, 'Bu evrensel bildirge esasen 1948 tarihinde yayınlanmış olmakla birlikte Batı'nın ürünü olmaktan çıkmış, Asya'nın Afrika'nın, üçüncü dünya devletlerinin katılımıyla tüm dünyanın belgesi haline gelmiş bulunuyor' dedi. Günümüzde insan hakları evrensel bildirgesinin bağlayıcılığının bir metin olarak karşılarında durduğunu ancak insan hakları ihlallerinin en gelişmiş ülkelerde dahi görüldüğünü ifade eden Kaboğlu, düşüncesinin evrensel, eylemin ise yerel olarak değerlendirildiğini öne sürdü.

'TARTIŞMALAR DEVAM EDECEKTİR'

İnsan haklarının evrenselliğinin tüm dünyada geçerli olduğunu fakat insan haklarına saygının belirli bir ortamda gösterildiğini ifade eden Kaboğlu, şöyle konuştu: 'Devletler insan haklarına yönelik ihlalleri ortadan kaldırmak ve saygıyı sağlayıcı mekanizmaları oluşturmak zorundadır. Soruların odağında tartışmalar devam edecektir. Hak ihlallerinin yaşandığı sayısız örnekler mevcut. OHAL döneminde kurulan komisyon 3 yıldır yapılan başvuruları değerlendirmekle meşgul. Komisyonun inceleme süresi içerisinde yaşanan ölüm olayları, Türkiye'nin uzun yıllar uğraşarak kaldırmış olduğu idam cezasından çok daha vahim sonuçlar doğuruyor. OHAL önlemleri çerçevesinde uygulanan yaptırımların devam ediyor olması bugünün merkezinde yer alan konuların başında geliyor. Erklerin birleşmesi ve yargı bağımsızlığının ortadan kalkması, anayasa yoluyla hak ve özgürlük güvencelerinin kaldırılması anlamına gelir. Devletin, insan haklarını korumanın yanında hakları geliştirme hükümlülüğü de vardır.' CHP'li Kaboğlu, insan hakları ihlallerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdiklerini de sözlerine ekledi. Kaboğlu, 'Devlet görevlileri yasama, yürütme, yargı adına görev ve yetkilerini kötüye kullanıyorlar' dedi. Kaboğlu, şöyle devam etti: 'Şiddete karşı kadınların sokağa çıkması gayet barışçıl bir biçimde şenlikli bir ortamda ama polis sadece onları şiddet kullanarak dağıtmıyor aynı zamanda gözaltına alıyor. Oysa İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin onlarca kararı var; bir gösteri yasaya aykırı da olsa o gösteride şiddet kullanılmadığı sürece şiddet yoluyla müdahale edemezsiniz diye. Bu şunu gösteriyor; Anayasamız hak ve özgürlükleri koruyucu birçok hüküm içeriyor ama anayasal hükümler hak ve özgürlüklere ilişkin hükümler büyük ölçüde askıya alınmış bulunuyor.'

UMARIM HÜKÜMET KARARA DİRENMEZ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Osman Kavala ile ilgili hak ihlali kararına ilişkin, 'Umarım hükümet karara direnmez, Osman Kavala bir an önce özgürlüğüne kavuşur' dedi. Tanrıkulu, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabulünün 71'inci yıl dönümü olduğunu anımsattı. 3 yıl önce bugün İstanbul Beşiktaş'ta gerçekleşen terör saldırısında 36 polis memuru ile 8 sivilin yaşamını yitirdiğini belirten Tanrıkulu, ölenleri saygı ile andığını belirterek, 'Terörü bir kez daha lanetliyorum' diye konuştu. Tanrıkulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Osman Kavala'nın başvurusunda, kişi özgürlüğü ve güvenliği yönünden ihlal tespiti yaptığını söyledi. Kavala'nın yaklaşık 1,5 yıl iddianamesiz tutuklu kaldığını, çıkarıldığı 4 duruşmada heyetin değişikliğe uğradığını ifade eden Tanrıkulu, bu davada adil bir yargılama sürecinin gerçekleşmediğini öne sürdü. Türkiye'nin bu ihlal tespitine ilişkin kısa sürede adım atmasını beklediklerini dile getiren Tanrıkulu, 'Umarım hükümet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlal kararına direnmez. Osman Kavala da bir an önce özgürlüğüne kavuşur' diye konuştu. Tanrıkulu, AK Parti hükümetleri döneminde insan haklarına yönelik birçok ihlalin bulunduğunu ileri sürdü. Bu konuda çeşitli sivil toplum örgütlerinin araştırmalarının bulunduğunu savunan Tanrıkulu, şunları kaydetti: 'Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü ama ülkemizde hukuk askıda, insan hakları ise ayaklar altında. OHAL kaldırıldı ama etkileri hala devam ediyor. 130 bin işlem yapıldı. Bunlardan sadece 90 bin başvuru sonuçlandı. Başvuruların 82 bini reddedildi, 8 bin civarında kabul kararı verildi. Yaklaşık 30 bin başvuru ise komisyon önünde bekliyor. KHK ile atılan ve sivil ölüme mahkum edilen çok sayıda kamu görevlisi var. Yaşam hakkı ihlali geçtiğimiz yıl da her alanda devam etti.'

Editör: Haber Merkezi