Ressam Şenay Yazıcıoğlu'nun çalışmaları izleyiciyi gördüğü imgelerin gerçek mi yanılsama mı olduğu konusunda kararsız bırakırken, fotoğraf mı resim mi sorusunu canlı tutan deneysel çalışmalarıyla da düşündürüyor. Doğanın resimde canlanmasını sağlayan sanatçı, zamanın izlerini resimlerinin oluşumu için önemli bir başlangıç noktası olarak kurguluyor. Uçsuz bucaksız ve terkedilmiş sonsuz coğrafyaları gösteren kompozisyonlarındaki mimari kesitler, yıkım, inşa ve yeniden inşa süreçleri ile insanlığın doğa karşısındaki mücadelesini akla getiriyor. Her bir detayın boya ile inşa edildiği bu resimlerde Yazıcıoğlu, insanın doğayı değiştirme ve dönüştürme süreçlerinin yarattığı kaos, mücadele ve belirsizliği tedirgin edici bir atmosferde yansıtıyor. Yazıcıoğlu ile 23 yıldır çizgilerle kurduğu dostluğu, çalışmalarının ana referans kaynağı olan doğayı ve renklerle kurduğu enerjiyi konuştuk.

• Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

1945 yılında Eskişehir'de doğdum. Yüksek öğrenimim dahil bütün eğitim hayatım Eskişehir'de geçti. 1966 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden mezun oldum. 1966 yılında PTT Genel Müdürlüğünde çalışma hayatına başladım. PTT'de 6 yıl çalıştıktan sonra SSK Genel Müdürlüğüne geçtim. Emekli olduğum 1996 yılına dek Kısa Vadeli Sigorta Kollarında Müdür olarak görev yaptım. Bizim birim sigortalıların zor durumda kalıp en son başvurdukları yerdi.

'23 YILDIR HEP ÇİZİYORUM'

• Çizgilerle nasıl kesişti yollarınız?

Emekli olduğum yıl, galeri yöneticisi olan yakın arkadaşım Sema Kutlular'ın düzenlediği sanatçılardan oluşan bir grupla 15 günlük İtalya gezisine katıldım. Benim için bu seyahat çok yararlı oldu. Vatikan müzeleri başta olmak üzere tüm müzeleri önemli katedralleri, galerileri, kiliseleri programına alan gezide, hocam Lütfü Günay'dan ve Prof. Kıymet Giray'dan çok şey öğrendim. Gezi sonrası 100'üncü yıl Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi'nde iki yıl süreyle seramik kurslarına katıldım. Kursiyerler emekli öğretmenler grubuydu.

Seramik sonrası aynı okulda bir de resim kurslarına da katıldım. Önce yağlıboya sonrasında ise suluboya çalıştım. 2013-2014 yıllarında Teymur Ağalıoğlu'ndan suluboya resim dersleri aldım. 2015 yılından beri de Orhan Gürel'den resim dersleri alıyorum. Resimlerimde daha çok peyzaj ve deniz konularına yer veriyorum. 1996 yılından beri hep çiziyorum.

'SULUBOYAYI SEVDİM'

Neden suluboyayı tercih ettiniz? Bize biraz tekniğini de anlatır mısınız?

Bana çok cazip geldi ve suluboyayı çok sevdim. Suluboya, renkleri ve ışığı en saf haliyle yansıtıyor ve akıcılığı nedeniyle duyguların yansıtılmasında ideal bir teknik bence. Suluboya, üzerinde çalışarak ve farklı denemeler yaparak öğrenebileceğiniz bir resim tekniği. Bu yüzden soyut sanatçılar çokça bu tekniği kullanmışlardır. Malzemenin taşınması, her yerde çalışabilme gibi kolaylıklarının yanında hataların kolay telafi edilememesi, tekniğin doğru uygulanabilmesi gibi dikkat gerektiren yanları da var. Suluboya çalışmalarında açıktan koyuya doğru çalışılır, açık bir zeminin üstünden tekrar geçebilirsiniz ama koyu bir zemini düzeltmek mümkün değildir. Aslında bu kural; açıktan koyuya doğru çalışma bütün tekniklerde iyi sonuç verir.

'RENKLERİN ENERJİSİNİ VE RUHUNU YORUMLUYORUM'

• Çalışmalarınızda vapurlar, deniz, peyzajlar var... Neden yansımalar..?

Deniz çok cazip ve en büyük tutkum. Renklerin enerjisini ve ruhunu kendince yorumlayarak, özgün çalışmalar yapmaya çalıştım. Çalışmalarımda toprak renklerini kullanmayı da çok seviyorum.

• Resmi insan yaşamının genel akışı içinde nasıl bir yere yerleştiriyorsunuz?

Resim yaşamın genel akışında her zaman varlığını devam ettiriyor, hayatı renklendirmeye, bize bir şeyler anlatmaya çalışan argüman olarak hep hayatın içinde!

• Çalışmalarınızı yaparken ne tür referanslar ya da hangi sanatçılar sizi etkiliyor?

Çalışmalarımın ana referans kaynağı doğa. Etkilendiğim çok fazla sanatçı var, gerçekten yetenekli sanatçılarımızın sayısı da oldukça fazla.

'YOGAYI DA HİÇ BIRAKMADIM'

• Resmin yanı sıra neler yapıyorsunuz?

1992 yılında yogaya başladım. Bir ara yoga dersleri de verdim. Ankara'da o zamanlar hiç kimse yoktu bir tek İranlı genç bir çocuk vardı yoga hocası olarak. Ben de yogayı ondan öğrendim. Sonrasında hiç bırakmadım.

• Katıldığınız sergiler neler?

Kişisel sergiler: 2019 İsmail Altınok Sanat Merkezi

Karma Sergiler: 2010 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 2011 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 2013 TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, 2015 CEPA AVM, 2019 Galerim Sanat Galerisi Armada AVM

Editör: Haber Merkezi