• Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, adım Suna Bahar Şengöz. 6 Ekim 1981 yılında Ankara'da doğdum. Çocukluğumun bir kısmını Atatürk Orman Çiftliği lojmanlarında geçirdim. Şanslı bir dönemdir benim için… İlköğrenimi Atakent İlköğretim okulunda, liseyi 1995-98 yılları arasında Yenimahalle Anadolu Kız Meslek Lisesi Resim bölümünde okudum.

'SANATIN BÜTÜN KOLLARI BİRBİRİNİ DESTEKLİYOR'

• Resim sanatıyla nasıl tanıştınız?

Annemin ve babamın katkıları çoktur bu konuda… Araştırma yaparak benimle ilgili doğru tespit ile böyle bir girişimde bulundular. İyi ki de bulunmuşlar. Lisede aldığım eğitim oldukça donanımlıydı. Görsel sanatların birçok kolunu kapsadı. Son 15 belki 20 yılki müfredat bu konuda daha kısıtlı. Lisede aldığım eğitim, şu anki çalışmalarımın temelini atmamda çok büyük katkı sağladı. 2001-2005 yılları arasında Gazi Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği bölümünü tamamladım. Ana sanat atölyesi olarak heykeli tercih ettim. Farklı malzemeler, formlar, boyut, doku sizi başka bir bakış açısına götürüyor. Somut dokunabildiğiniz, hissedebildiğiniz, başka bir gerçeklik... Sanatın bütün kolları birbirini destekleyici, besleyici öğeler barındırıyor. Kavrayıp sindirebildiğinizde de sizi bambaşka yerlere götürüyor. Okulu bitirdikten sonra uzun süre özel sektörde çalıştım.

• Dövme yapmaya ne zaman başladınız?

Uzun süre Ankara'daki stüdyoları ve kişileri araştırdım. Sonra bir stüdyoyu aradım. Herhangi bir yer değildi. Kendisinden saygıyla bahsedilen, işinin ne kadar ehli olduğu herkesçe bilinen birisiyle tanıştım. Araştırdım, kullandığı makineleri kendisinin yaptığını öğrendim. Gözlerim ışıldadı. Kullandığınız malzemeyi çok iyi tanımanız, dilinden anlamanız gerekir ki istediğiniz sonuçları alabilin, senkronize olarak birlikte çalışabilin... İletişime geçmeye çalıştım. Ömer Aydın Sarıağaoğlu bileziğimi taktı, dövme ve makineler hakkında bildiğim birçok şeyi öğretti. Ömer abimin yeri ayrıdır bende... Bir yıl boyunca sadece izledim. Dövme yapımı ve püf noktalar, bobinli makineler… 2016'dan beri dövme yapıyorum. Yaklaşık 3 yıldır Tattoo Kitchen'da Cem Utku Altinok ile birlikte çalışıyorum.

• Neden dövme?

Merakla başladı. Farklı materyaller tanımayı, özümsemeyi seviyorum. 'Farklı materyallerle derdimi nasıl anlatırım' arayışı diyelim buna... Yaratım süreçleri bazen sancılı olur. Kullandığınız materyallerden farklı bir şeyler kullanmak için hayal gücünüzü yaratım sürecinde destekleyecek elementlere ihtiyaç duyarsınız. O sıradaki açlığın getirdiği bir durum… Yani en azından bana hissettirdiği bu... Dövmeyi tanıdıktan sonra büyük bir keyif verdi, çıkmak istemedim, kendimi geliştirecek kanalları araştırmaya başladım.

• Dövmecilik sanatının insanlık tarihi açısından çok eskilere dayandığını biliyoruz. Sizde bu tutkunun sebebi ne?

Evet, dövmenin kökeni oldukça eskiye dayanıyor. Mistik yapılış nedenleri ve gerekçeleri var. Ayinler, kişinin topluluk içindeki unvanı, kimliği, avlanmak, kişinin nelere sahip olduğu, bezeme gibi oldukça fazla nedenlerde tarih boyunca dövme yapılıyor.

• Türkiye'de 'sanat karın doyurmaz diye' bir görüş var. Ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen değer konusunda eleştirileriniz var mı?

Bu cümleyi üniversiteye girmeden önce ilk olarak babamdan işitmiştim. 'Yaşadığımız ülkede sanattan ekmek yiyemezsin...' Acıdır bu durum, çok acı... Sanatçının her açıdan beslenmesi gerekir. Para sadece sanatçı için kişisel zevklerde harcanmaz. Çevre faktörleri, ulaşılabilir kaynaklar ve materyaller açısından sanatçının sorun yaşamaması gerekir. Çünkü sanatçı üretir. Bu demek değil ki elimizde imkanımız olmayınca bir şey yapamıyoruz, üretmek için ortaya bir şeyler koymuyoruz. Bir şey çıkarmak istiyorsanız kendi imkanlarınızı yaratmaya çalışıyorsunuz. Fırça yoksa bu görevi icra edecek kendi oluşturduğunuz malzemeleri kullanıyorsunuz. Tabi bir yere kadar… Sizi, çalışmalarınızı sekteye uğratan şey günümüz kafa yapısı, yozlaşan bakış açısı, el emeğine ve dimağa olan saygısızlık… Bu durum günden güne artmaya başladı. Önceden bir sanatçı, bir sergi için 4 senesini harcarken, şu an bir sene içerisinde 4 sergi açıyor. Bu seri üretim kaygısının neden kaynaklandığını sorgulamak gerek. Maddi geçim sıkıntısından mı kaynaklanıyor, yoksa başka durumlar mı? Açık bir konu incelemeye değer…

• Bu işi yaparken sizi en çok hangi durum mutlu ediyor?

İlk başta anahtar kelimeler istiyorsunuz, tasarımı sunuyorsunuz, daha sonra işliyorsunuz ve mutlu son… Tebessüm ve insanların kendi vücutlarında gördüğü çalışmaya hayranlıkla bakıp 'Bahar ne yaptın, harikasın sen' sözcükleri büyük bir haz... Yaptığınız çalışmalar hareket halinde sürekli… Sizin imzalarınızı taşıyorlar...

• Yetenek sizce doğuştan mı gelir, sonradan geliştirilebilir mi?

Yeteneğin bir yere kadar olduğuna inanıyorum. İstisnai durumlar hariç tabi… Her işte böyle değil mi? İşin hakkını vermeniz için çalışmanız, emek sarf etmeniz gerekli. Tabi her sarf edilen efor mutlu sonla bitecek diye bir kaide de yok. Verimli çalışmaktan, kendine karşı objektif olabilmekten ve eksiklerini tespit edebilme yetisinden bahsediyorum. Bazen o kumaş sizin için biçilmiş olamayabiliyor.

'ESTETİK KAİDELER GÖZ ÖNÜNDE TUTULMALI'

• Dövme yapabilmek için okullu olmak şart mı?

Her güzel sanatlar mezunu bu işin üstesinden gelebilecek diye de bir kaide yok. Çalıştığı malzemeyi iyi tanıması gerekir. Ciltten tutun makineye, iğneye ve boyalara kadar her malzemeyi… Sektörde GSF mezunu olmayan, alaylı çok başarılı arkadaşlarımız var. Yani okulunu okumak yetmiyor ama muhakkak katkı sağlıyordur. Hala dünya çapındaki hatırı sayılır dövmecilerin videolarını izliyoruz. Çalışma arkadaşlarımızla birbirimizi izliyoruz. Ben oldum derseniz yürümez bu iş. Gelişmeye kendini geliştirmeye açık olmalı insan… Mütevazi olmak gerekir benim gözümde… Ve çalışmak ama verimli çalışmak… Yaptığınız işe ticaret gözüyle bakarsanız yapmayın bu işi derim. Dövmede ne kadar iyi tasarım olursa olsun yanlış yere uygulandığında çöp benim için… Yani sadece iyi çizmeniz de yetmiyor, bu sanata geniş bir yelpazeden bakmak, kişi ile olan bağını kurmak gerekir ki o da tecrübeyle olur.

• Bir sanatçıda hayal gücü nasıl şekillenir?

Yani bir takım şeyleri genetik aktarım faktörüyle ediniyoruz. İstisnai örnekler de mevcut. Dağ başında, hiçbir kaynağa ulaşamayan, dünyadan bihaber bir çocuğun, günlük hayatını kolaylaştırmak için ortaya çıkardığı somut tasarımda da hayal gücünün etkisi var. Hayal gücü hepimizde mevcut, hangi boyutta ve nasıl somutlaştırabildiğimiz mühimmiş gibi geliyor bana. Bulunduğunuz çevre, toplumun eğitim düzeyi, insanlarla olan etkileşim, coğrafya, kaynak, içerik ve dahası hayal gücünü beslemede etken… Üretim sürecinde bazen bu dimağ dolu doluyken tıkanıp kalabiliniyor; bazı etmenlerden, duygusal çöküşlerden, kaygılardan... Var olan hayal gücünü nasıl devreye sokabileceğiniz önemli olmuş oluyor bence…

'HER DÖVMEYE TATLI BİR STRESLE BAŞLARIM'

• Daha çok hangi konularda hassassınız?

Daha öncede belirttiğim gibi estetik kavramlar önemli benim için. Her dövmeye stresle başlarım. Beni tanıyanlar bilir. Tatlı bir stres aslında… Hep heyecanı koruyabilmek için, ben de bununla besleniyorum. Çalışırken sanırım beni kısıtlayan müdahalelerden hoşnut olmuyorum. Eleştiriyi severim lakin kimin yaptığı önemlidir benim için... Bilirkişi deriz ya… O donanıma sahip olduğunu hissettirmeli bana, saygı duymalıyım, farklı bakış açılarını severim.

• Dövmede daha fazla şekil demek daha çok anlam demek midir?

Dövmede şöyle bir sorun var; birbirinden bağımsız birçok simgeyi, öğeyi ya da nesneyi bir araya getirdiğinizde, bir kompozisyon oluşturmamız istendiğinde daha anlamlıymış gibi bir algı var insanlarda... Üzgünüm, anlamlı değil. Karmaşadan başka bir şey çıkmıyor ortaya, anlam bütünlüğü de olmuyor.

• Uzman olmayan kişilere dövme yaptırmanın zararları neler?

İlerleyen dönemlerde geri dönüşü olmayan ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabiliyorlar. Çeşitli deri enfeksiyonları, hepatit, tetanoz, AIDS ve kan yoluyla bulaşan hastalıklar… Yaptırdıkları kötü dövmeyle de bir ömür yaşamak zorunda olmak tabi... Zannediliyor ki lazer var. Üzgünüm, lazer daha yeni yeni gelişmeye başladı. Zamanında dövmeyi yaptırırken kaçındığınız maddi tutar, lazerde 10 katı belki… Ayrıca çektiğiniz eziyete değmez. Sonuç bazen geri dönüşü olmayan cilt yanıklarına gidebiliyor.

• Geleceğe dönük hedeflerinizi anlatır mısınız?

Şu an yükseķ lisans programına yoğunlaşmış durumdayım. İleriki dönemlerde de kişisel bir sergi planım var.

Editör: Haber Merkezi