• Okullar kötü alışkanlıklar için öğrencilere nasıl bir ortam hazırlar? Bu ortamı engellemek için ne yapılmalıdır?

Okullar, aile dışında sosyalleşmenin olduğu ilk ortamlardır. Bu kişilik gelişimi açısından önemlidir. Faydalıdır. Ancak bu ortamlarda homojenlik olmadığı için farklı aile özelliklerine, değerlerine, kültürlerine sahip ailelerde yetişmiş birçok öğrenci vardır. Her biri kültürünü, değerini beraberinde bulunduğu ortama getirir. Genel anlamda bir zenginlik çeşitlilik olarak görülse de sakıncaları olabiliyor. İhmal edilmiş, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı olan öğrenciler maalesef okullarda olabiliyor. Bu öğrenciler bir risk faktörüdür. Bu ortamlar nasıl engellenir? Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda yaptığı çalışmalar oluyor. Bu çalışmaların paydaşları ile doğru bir iletişim kurulmalıdır. 'Benim çocuğum yapmaz' düşüncesinden sıyrılmak gerektiğini düşünüyorum. Bu düşünce ciddi bir savunma mekanizmasıdır. Aile bu savunma mekanizmasını kullandığında bu işle mücadele çok zor bir hale gelmektedir. Hiçbir anne baba çocuğunun kötü alışkanlıklar edinmesini istemez ancak çocuklarının da zaman zaman hata yapabileceği düşüncesinde olurlarsa böyle istenmeyen bir durumla karşılaşıldığında etkin bir mücadele edilebilir. Okullarda bu ortamı engellemek için okul ve ailenin işbirliği çok önemlidir.

• Hangi tür ailelerin çocukları bağımlılık açısından daha meyillidir?

Çocuğu kötü alışkanlıklar edinmiş bir ailenin tutum ve davranışları nasıl olmalı? Belki de en önemli etken ailedir diyebiliriz. Aile içi iletişim, karşılıklı saygı ve aile bireylerinin birbirlerine verdikleri değer çok önemlidir. İnsan olarak doğuştan getirdiğimiz bazı ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçlardan birisi kabul görmektir. İnsan kabul görmek ve önemsenmek ister. İnsan olarak her birimizin ilk kabul gördüğü ortam aile ortamlarıdır. Bu nedenle ailesi tarafından kabul görmüş, kaile alınmış bir birey sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olarak topluma karışır. Ancak ihmal edilmiş, ötekileştirilmiş, dışlanmış ve aidiyet duygusu gelişmemiş bireyler kabul görme ihtiyacını aile dışında aramaya başlarlar. Bir gruba dahil olmak ve orada kendisini güçlü görmek arzusuna kapılabilirler. Bu hissiyat ve arayış ile yola çıkan bir çocuk kötü alışkanlıklara bağımlı hale gelebilirler. Eğitim bilimlerinde bu aile tutumu 'ilgisiz aile' tutumu olarak adlandırılır. Bu ailelerde yetişen çocuklar bağımlılık açısından daha meyilli olabiliyor. Çocuğu kötü alışkanlık edinmiş aileler, öncelikle çözüme odaklanmalıdır. Evet, ortada bir yanlış var ancak öncelik o yanlıştan çocuklarını kurtarmak ve bu amaçla uzman yardımı almak olmalıdır. Uzman yardımı alırken bu durumun bir süreç olacağını da unutmamalılar. Ayrıca anne babalar çocuklara davranışları konusunda da dikkatli olmalıdır. Sürekli eleştirmek, yaptığı yanlışı yüzüne vurmak gibi süreci baltalayacak söylemlerden kaçınmak gerekmektedir.

• Sizin şahit olduğunuz bir bağımlı ya da kötü alışkanlıklar edinmiş öğrenci vakası var mıdır?

Maalesef var. Sigara alışkanlığı kazanmış bir öğrenci ile görüştüğümüzde bu alışkanlığın başlangıç öyküsünü anlatmasını istediğimizde, arkadaş çevresinde kabul görmek, popüler olma isteği, sosyal içicilik, kendini ispatlama ve bir grubun parçası olma gibi sebepleri görebiliyoruz. Burada dikkat çeken bir nokta ise 'bir kereden bir şey olmaz' düşüncesidir. Bu düşünce farkında olmadan kötü alışkanlıkların ilk ve en tehlikeli adımı halini almaktadır.

• Bazı gençler niçin sigara ve alkol kullanmayı toplumsal statü elde etmede bir adım olarak görür?

Bunun psikolojik ve sosyolojik açıklaması nedir? Biraz öncede bahsettiğimiz gibi kabul görmek çok önemlidir. Hele ki ergenlik dönemindeki bir genç için o sigara veya alkol bir basamak atlamanın, popüler olmanın neredeyse ön koşulu olarak görülmektedir. Öne çıkmak ve arkadaşları arasında bir yer edinmenin sigara ve alkol ile mümkün olacağı düşüncesine sıklıkla sahip olabiliyorlar. Ayrıca farklı deneyimler edinme, kendilerini yetişkin gibi görme ve aile içinde yaşanan bir duruma karşı tepki olarak ta yansıyabiliyor. Genellikle sosyal içicilik dediğimiz gençlerin alkol ve keyifli ortamları eş değer tutmaları da bağımlılık konusunda etkili olabiliyor.

'BAĞIMLILIKLA MÜCADELE TOPYEKÜN OLMALIDIR'

• Bağımlılıkla mücadelede topyekün nasıl bir politika izlenmelidir? Şu an verilen mücadeleyi yeterli buluyor musunuz?

Bu konu toplumu ilgilendiren bir konu ve gelecekte ciddi riskleri olabilecek bir durumdur. Şöyle bir araştırma yapıldığında dizilerin, sosyal medyanın, bilinçsiz teknoloji kullanımının ve gençleri zararlı alışkanlıklara itebilecek söylemlerden kaçınmak gerekmektedir. Bağımlılığın gençler arasında yaygınlaşmanın nedenlerinden birsi de teşvik edici ortamların olmasıdır. Bu konuda okullar aracılığı ile velilerin daha sık bilgilendirilmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyim. Bir de bakış açısında değişimin olması gerektiğine inanıyorum. Şu an verilen mücadeleyi yeterli bulmuyorum; çünkü bu mücadele sadece birkaç kuruma mal edilmiş durumda. Oysaki bu konu önemi gereği üniversiteler, okullar, sivil toplum kuruluşları gibi toplumun her kesimine etki edebilecek kurum ve kuruluşların işbirliğini sıkılaştırması gerekmektedir. Bu konuda yerel ve ulusal basında farkındalık artırılması da önemlidir. Böylece toplumun mücadeleye aktif katılması da sağlanmış olur. Bu konuda ailelere özellikle parantez açmak istiyorum. Ailelerin çocuklarına zaman ayırmaları, onlarla iletişim kanallarını açık tutmaları çok önemlidir. Çocuk anne ve babaya her durumda sıkıntısını anlatabilmelidir. Bunun yolu onu dinlemekten geçer. Ama zamanında dinlemek çok önemlidir.

'ÖNLEYİCİ REHBERLİK ÇOK ÖNEMLİ'

• Öğretmenler, zararlı alışkanlıkları engelleme adına donanım ve fiziki şartlar açısından yeterli düzeyde midir? Değilse ne yapılması lazım?

Aslında bu bir uzmanlık alanıdır. Öğretmenler bu konuda bilgi sahibi olabilir ancak zararlı alışkanlıkları engelleme adına okul psikolojik danışmanlarının etki ve önemi çok büyüktür. Doğru zamanda yapılacak önleyici rehberlik ile pek çok sorunun önüne geçilmesi olasıdır. İmkan ve şartlar her kurumda farklılık gösterebilir. Okulların bulunduğu muhit ve o muhitin sosyo-kültür ve ekonomik düzeyi de zararlı alışkanlıklarla mücadele etme konusunda oldukça belirleyicidir. Okul şartları ve öğretmenlere y-tanınan hakların geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Editör: Haber Merkezi