Şeker hastalığı oluşmadan önceki safhalarda genelde kişilerin bir kısmında sadece açlık kan şekeri yüksektir. Bir kısmında ise sadece tokluk kan şekeri yüksektir. Bir kısım hastada ise reaktif hipoglisemi denen yemek yedikçe kan şekerinin düşmesi vardır. Bu olayların temelinde insülin hormonunun iyi ve düzenli çalışmaması yatmaktadır. Hipoglisemi gün içinde kan şekerindeki düşmeler nedeniyle ortaya çıkan ve insanda şeker, çikolata veya tatlı gıdalar yeme ve atıştırma ihtiyacı yaratan bir durumdur. Yüksek glisemik indeksli, yani kan şekerini hızla yükselten karbonhidratlar yendikten sonra, önce kandaki şeker ve arkasından da insülin hormonu hızlıca yükselir. Kanda artan insülin, 2 saat sonra kan şekerini normalin de altına indirdiği için, halsizlikle birlikte aşırı bir yeme isteği, titreme, terleme, mide kazınması gibi belirtiler verir işte bu duruma reaktif hipoglisemi denir. Kişi, tatlı gıdalar yediğinde kan şekeri tekrar yükselir; ancak yükselen insülin seviyesi yüzünden 2 saat sonra kan şekeri yeniden düşer. Bu durum bir kısır döngü şeklinde devam eder ve kişi hızla kilo almaya da başlar.

DOĞRU BESLENME PROGRAMI

Şekerin yüksekliği kadar düşüklüğü de yaşam kalitesini ve iş performansını olumsuz etkiler. Sık aralıklarla azar azar yemeyi önerdiğimiz hipoglisemi tedavisinde, amaç tatlı veya şekerli gıdayı yeme isteği ortaya çıkmadan önlem almak çünkü şekerin düşüklüğü; halsizlik, baygınlık hissi, ellerde titreme, kalp çarpıntısı, konsantrasyon bozuklukları, dikkati verememe, gibi şikayetlerle kendisini gösterip tedavi edilmediğinde şiddeti artarak sizi şeker hastalığının pençesine düşürüyor. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Beslenme ve Diyet Uzmanı Arzu Şen, 'Hipoglisemi diyeti şeker hastalığı diyeti mantığındadır. Kesinlikle kişiye özel hazırlanmalı ve hastanın takibi bir süre yapılmalıdır. Uygun enerji sağlandıktan sonra mutlaka saatinde, sık aralıklarla, ana ve ara öğünlerden oluşan beslenme düzeni kurulmalıdır' diyerek doğru bir beslenme programıyla bu hastalığın önüne geçilebileceğini belirtti.

•Reaktif hipoglisemi nedir?

Reaktif hipoglisemi, kişinin diyabet (şeker hastalığı) tanısı olmamasına rağmen yemeklerden bir süre sonra kan şekerinin hızlıca düşme halidir. Aslında diyabet öncüsü bir durum denilebilir. Yemek yenildikten sonra kan şekerini düşüren insülin hormonunun hızlı ve dengesiz bir şekilde salınımı sonucu oluşur. Hızlıca düşen kan şekeri bireyde halsizlik, bitkinlik, baygınlık hissi, uyuma isteği, huzursuzluk, karıncalanma, terleme, ellerde titreme, kalp çarpıntısı, konsantrasyon bozulmalarına sebep olur. Yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren bir durumdur. Gün içerisinde bu gelgitler gerçekten yorucu olabilmektedir. Diyabet ve insülin direncindeki belirtilerin birçoğu bu olayda da net bir şekilde gözlenir. Hatta bir insülin direncine göre belirtiler çok daha keskindir. Hastanın yeme eğilimini de ciddi bir şekilde değiştirir.

•Tanı nasıl konuluyor?

Ailede diyabet öyküsü varsa, bu belirtiler başka bir sebebe bağlı olmadan sık sık yaşanıyorsa mutlaka kişinin reaktif hipoglisemi kontrolü yaptırması gerekmektedir. Diyabet hastalığı için uygulanan tanı yöntemleri yardımıyla reaktif hipoglisemi tespit edilebilir (kan testleri özellikle tokluk kan şekeri ölçümü).

'HIZLI PSİKOLOJİK DEĞİŞİMLERİNE NEDEN OLUYOR'

•Belirtilerini nasıl anlarız?

Hipoglisemi biraz öncede belirttiğim üzere, dengesiz beslenmelere neden olabilir. Yeme atakları yapar, tatlıya yönelim artar, karbonhidratlı yiyecekler çekici gelir, kan şekeri düştüğünde fazla yeme eğilimi oluşur ve bu dengesizliğin içerisinde kilo artışları görülür. Bizlerin bir zayıflama diyetindeki en büyük hedefi kan şekerinin düzgün gitmesi üzerinedir. Kan şekeri düzgün gitmeyen bir kişinin yemek yeme dengesinin varlığı zordur. Hipoglisemideki en yanlış algı kan şekeri düşünce şekerli yiyecekle kan şekerini yükseltme çabasıdır. Kan şekeri düşer, kişi şekerli gıdalar tüketir kan şekeri hızlıca yükselir ve yükselen kan şekerine insülinin tepkisi büyük olur, çokça salgılanan insülin kişiyi tekrar hipoglisemiye sokar. Bu bir kısır döngü oluşturur, bütün bunların arasında da birey kilo almaya başlar ve diyabete doğru koşarak ilerler. Ayrıca o kadar sık değişen kan şekeri düzeni kişinin gün içerisine hızlı psikolojik değişimlerine neden olur. Hasta mutsuz, sinirli, sabah mutsuz uyanan bir insan olmaya başlar. Kişiliğinden uzak agresif hareketler gösterebilir, bu durumda küçük düzeydeki psikiyatrik hastalıklarla karıştırılabilir.

•Reaktif hipogliseminin tedavisi nasıldır?

Reaktif hipoglisemide direk diyet tedavisine başvurulur. Gün içerisinde beslenme döngüsünü düzenlediğimizde hipoglisemi ataklarını önleriz. Bunu en başta belirtmek isterim ki şeker düşüyor diye şeker tüketmek hipoglisemide en büyük hatadır.

•Bu hastalığın bir diyet programı var mıdır?

Hipoglisemi diyeti şeker hastalığı diyeti mantığındadır. Kesinlikle kişiye özel hazırlanmalı ve hastanın takibi bir süre yapılmalıdır. Uygun enerji sağlandıktan sonra mutlaka saatinde, sık aralıklarla, ana ve ara öğünlerden oluşan beslenme düzeni kurulmalıdır. Enerji düşük olmamalıdır, kişiye kilo da aldırmamalıdır. Proteinli yiyecekler kompleks karbonhidratlara eşlik edecek şekilde düzenlenmelidir. Diyetin karbonhidrat yüzdesi düzgün ayarlanmalı ve esmer grup tüketilmelidir. Posalı yiyecekler tercihtir. Günlük sebze meyve tüketimleri ayarlanmalıdır. Kan şekerini hızla yükselten glisemik indeksi yüksek besinler yerine mutlaka düşük glisemik indekse sahip olanlar tercih edilmelidir. Besin ve besin grubu çeşitliliği sağlanmalıdır. Su tüketimi güzel olmalı ve günlük fiziksel aktivite saatleri belirlenmelidir.

HANGİ BESİNLER ALINMALIDIR?

•Bu besinlere örnek verir misiniz?

Glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmelidir dedik ve buna birkaç örnek verelim. Glisemik indeks aralıkları: 40 ve altı-çok düşük, 41-55-düşük, 56-69- orta, 70 ve üzeri-yüksek…Birkaç örnek verecek olursak; glikoz-100, elma-38, muz-62, üzüm-25, karpuz-72, portakal-44, beyaz ekmek-70, çavdar ekmek-41, prinç87, bulgur-48, kuru fasulye-48, mercimek-28, havuç49, bezelye-48, haşlanmış patates-62…

Editör: Haber Merkezi