'Okul öncesi eğitim dönemi, ebeveynlerin çok ciddiye alması gereken bir eğitim dönemidir.' diyen Seçilmiş Anaokulu Kurucu Müdürü Sema Seçilmiş, bu dönemdeki eğitimin önemini ve bireyin geleceğine büyük katkılar sağladığını Başkent'e anlattı. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Bölümü'nden mezun olan ve 35 yıldır anaokulu müdürlüğü yapan Sema Seçilmiş ile okul öncesi eğitimi, bu eğitimin insan ve toplum hayatına etkilerini konuştuk. Sema Seçilmiş, okul öncesi eğitiminin kişinin tüm geleceğini etkilediğini, özgüven ve yapabilme becerilerinin bu yaşlarda geliştiğini kaydederek, 0-6 yaş arası çocuklar için okul öncesi eğitim de kalitenin, güvenin, markanın adresi olduklarını ifade etti. Sema Seçilmiş, okul öncesi eğitimin hayati önem taşıdığını, bir çocuğun öğrendiklerinin yüzde 90'ının 6 yaşına kadar olduğunu belirterek, 'Bu süreçteki eğitim kaliteli ve güvenli bir ortamda olmalı. Bu nedenle bu dönem şansa bırakılmamalı.' diye konuştu.

• Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben Sema Seçilmiş. Hacettepe Üniversitesi (H.Ü.) Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Bölümü'nden 1986 yılında mezun olduktan sonra özel bir anaokulunda yönetici olarak 3-6 yaş grubu çocuklarla çalışmaya başladım. Ardından 1988-1992 yılları arasında Karayolları Anaokulu'nda Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı olarak görev yaptım. 1992 yılında Türkiye Kalkınma Bankası Anaokulu'nda müdür olarak göreve başladım. Aynı zamanda H.Ü. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü'nde yüksek lisans eğitimimi tamamlayarak, 'Bilim Uzmanlığı' derecesini aldım. 2019 yılına kadar Kalkınma Bankası Anaokulu'ndaki görevime devam ettim. Emekliliğimin ardından çocuklardan uzak kalamayacağımı fark ettim ve 'Seçilmiş Anaokulu'nu açtım. Çocukların gelişim ve eğitimleriyle ilgili çalışmalara devam ediyorum.

• Okul öncesi eğitim neden bu kadar önemli?

Okulöncesi 0-6 yaş dönemi, öğrenmenin en yoğun olduğu, temel alışkanlıkların, zihinsel yeteneklerin en hızlı geliştiği ve biçimlendiği çok önemli bir dönemdir. Dünyaya gelen çocuğumuz 6 yaşa hatta 3 yaşa kadar öğrenebileceklerinin yüzde 80 ile yüzde 90'nını kazanıyor. Bu dönem asla şansa ve fırsatlara bırakılmamalıdır. Çocuk çevresiyle beraber öğrenir. Bu nedenle çocuklukta kazanılan davranış biçimleri, tüm yaşam boyunca devam eder. Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri olur. Okul öncesi eğitimin amacı çocuğun gelişim özeliklerine uygun olmalıdır. Bunun yanında uygun bir eğitim sistemi ve bu eğitim sistemine uygun sağlıklı bir çevre ile çocuğun gelişimi sağlanmalıdır. Eğitimde, sistemle birlikte çevre şartlarının da önemi ve katkısı büyüktür. Çocuklar için yaratılacak çevre, onların her yöndeki gelişimine uygun olmalıdır. Okul öncesi eğitim, sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını, sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar. Bu eğitimle, duygusal olarak, çocuğun işlerini kendisinin yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi sayesinde kendine güveni artar, düşüncelerini dile getirebilme ve başkalarına iletebilme becerisini elde eder. Bu sayede özgüven gelişimi ile çocuk kendisini yetenekli, önemli, başarılı ve değerli bir birey olarak görür. Anaokulunda çocukların fiziksel olarak kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin düzenli olarak yapılması sonucu ince motor becerileri gelişir, koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi faaliyetlerle de kaba motor gelişimi desteklenir. Zihinsel olarak, nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerileri kazanır. Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak dikkat ve konsantrasyonun artmasına, erken okuma ve yazma yetilerinin gelişmesine yardımcı olur. Diğer yandan çocukların beslenme ve sağlık durumunda iyileşme görülür. Tüm bunlar da ilkokula hazır olması ve okul başarısı açısından önem taşır.

OYUN DOSTU BİR ANAOKULU

• Çocuk eğitimleri nasıl olmalı?

Her çocuğun kendine özgü düşünme tarzı olduğunu, çocukların çevrelerini hem keşfederek, hem de gözlemleyerek öğrendiklerini biliyoruz. Bu nedenle programlarımız çocukların bireysel ilgi ve yeteneklerine göre düzenlenir. Böylelikle çocuklar kendilerine daha çok güven duyarlar. Bizler burada çocukların öğrenme süreçlerini özgüven ve mutlulukla yaşamaları için destekleriz. Bu sayede hiç bir şeyin zor olmadığını, istedik lerinde başarabileceklerini görmekteler. Çünkü biz, çocuklara ne yapacaklarını söylemiyor, gelişimlerine uygun yönlendirmelerle en uygun kararları alabileceklerini gösteriyoruz. Amacımız Özgün Seçilmiş Eğitim Sistemimizle (ÖSES) çocukta var olan potansiyeli açığa çıkarmak ve desteklemektir. ÖSES programı; çocuk odaklı, oyun merkezli, sanat destekli bir programdır. ÖSES Programı; sanatsever, entelektüel, çalışkan, inceleyen, lider, mutlu, iletişim kurabilen, şefkatli çocuklar yetiştirmek için planlanmıştır. Biz, 'Seçilmiş Anaokulu' olarak çocukların 'oyun dostu'yuz. En önemli öğrenme aracı olan oyunu, çocukların kendilerini keşfetmesi, öğrenmesi ve iletişim becerilerini geliştirmesi doğrultusunda kullanmaktayız. Okulumuzda onların güvende, mutlu ve özgürce hareket edebilecekleri ortamlar sağlıyoruz. Ayrıca eğitimlerimizi çeşitli tekniklerle de destekliyoruz.

• Okul öncesi eğitimde kullandığınız teknikler nelerdir bunu detaylandır mısınız?

STEAM (Science-bilim, Technology-teknoloji, Engineering- mühendislik, Art-sanat, Mathematics-matematik) eğitimi adı altında bir eğitim tekniği var. STEAM eğitimi, bilişsel gelişimi, girişimciliği ve ürün geliştirme becerilerini destekleyen bir eğitimdir. Bu eğitim fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik konularının bütünleşmesinden oluşmaktadır. Eğitimimizde, çocuklarımızın bilişsel, dilsel, toplumsal, duygusal ve sanatsal gelişimlerini destekleyen fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik etkinlikleri kullanılmakta ve bu eğitim modeli ile onların eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme becerilerini artırmayı hedeflemekteyiz. Yine SCAMPER tekniğinden de söz etmeden geçemem. SCAMPER (Substitude-yer değiştirme, Combine-birleştirme, Adapt- uyarlama, Modify- değiştirme, küçültme, büyütme, Put to other uses- başka amaçlarla kullanma, Eliminate-yok etme, çıkarma, Reverse, Rearrange-tersine çevirme ya da yeniden düzenleme) aşamalarının hepsini kullanarak var olan durumdan yeni bir ürün ortaya koyabilmeyi amaçlayan bir tekniktir. SCAMPER, yedi adımdan oluşur. SCAMPER ile seçilen nesne değiştirilir, geliştirilir, bölümlerine ayrılır veya başka objelerle ile birleştirilir. Birbirinden farklı özgün fikirlerin gelişmesi için çocuklara, yönlendirici nitelikte sorular sorulur. Bu sorularla çocukların, standart zihinsel kalıpların dışına çıkmaları ve özgün fikirler geliştirmelerini hedeflemekteyiz. Böylece çocuklarımızın yaratıcı düşünme becerileri gelişir. BPÇ (Ben Problem Çözebiliyorum) tekniği ile çocuklara, sorunları fark edecek ve ortaya çıkan sorunları da çözebilmelerine yardım edecek düşünme becerilerini öğretmek amaçlanmaktadır. Ne düşüneceklerini değil, nasıl düşüneceklerini öğreten bir yöntemdir. Türkçe dil etkinlikleri ile okul öncesi eğitimde kazandırılması gereken önemli alanlardan birisi de dili doğru ve etkili kullanma becerisidir. Biz çocuklarımızın dili doğru ve etkili kullanma becerisini kazanması, uygun modeli gözlemlemesi ve gözlemlediklerini uygulayabilmesi için uygun eğitim ortamları düzenlenmekteyiz.

• Okul öncesi eğitimde öğretmenin rolünün büyük olduğunu biliyoruz öğretmen seçme kriterleriniz nelerdir?

Öğretmen seçimlerinde özellikle dikkat ettiğimiz ilk nokta öğretmenin Çocuk Gelişimi ve Eğitimi ya da Okulöncesi Öğretmenliği mezunu olmasıdır. Öğretmen ya da çalışanların çocukları çok sevmesi, gereken hoşgörü, sabır ve iletişim becerileri konularında oldukça yetenekli olmalarını göz önünde bulunduruyoruz. Tüm öğretmen adaylarımız ilk olarak pedagojik formasyon ve yeterlilik açısından kısa bir deneme sürecinden geçtikten sonra, okulumuzun vizyon ve misyonuna uygun olarak eğitim sürecine dahil olurlar. Sonrasında ise yaş gruplarına göre sınıflarda görevlendirilirler. Çocuklarımızın tüm öğretmenlerimizin kişisel farklılıklarından oluşan özelliklerinden faydalanmaları için her yıl grupları değişmekte, zaman zaman yer değiştirerek okulumuzda bulunan tüm öğretmenler ve çocuklar bir araya gelmektedirler. Bunun yanında okulumuzda bir koordinatör öğretmenimiz var. Sınıf öğretmenleri de sınıflarda öğrencilerle özel olarak ilgilenmekte. Her yaş grubu için (3-4-5-6 yaş), her sınıfta (en fazla 15 çocuk için), bir sınıf öğretmeni ve native (yerli) İngilizce konuşan bir öğretmen olmak üzere iki öğretmen, ayrıca bebek grubunda (1-2 yaş) her 4 çocuk için bir öğretmen ve bir yardımcı personel görevlendirilmektedir.

ATÖLYELERLE DESTEKLENEN EĞİTİMLER

•Uzmanlar, çocukların gelişimi için atölye çalışmalarının önemine dikkat çeker, buradaki atölye çalışmalarından söz eder misiniz?

Eğitim programımızı, müzik, satranç, jimnastik, resim, bale, drama ve kil drama eğitimleri ile desteklemekte, çocuklarımızın gelişimlerinin takibi ve aile rehberliği ile psikolojik danışmanlık çalışmalarını önemsemekteyiz. 'Müzik Atölyesi' ile çocuklarımızın dil, ritim, hareket gelişimleri desteklenmekte, Orff yöntemi ile temelinde var olan potansiyellerini ortaya çıkarmak için her türlü olanak sağlanmaktadır. 'Sanat Atölyesi' ile çocuklarımızın zengin hayal dünyalarını sınırsız ifade edebilecekleri ortamlar ve malzemeler sunulmaktadır. 'Cimnastik ve Bale Atölyesi' ile çocuklarımıza oyun, hareket ve denge çalışmaları için, rahatça hareket edebildikleri, kendi yeteneklerinin farkına varabildikleri güvenli, fiziksel bir ortam sağlanmaktadır. 'Drama ve Kil Drama Atölyesi' ile oluşturulan öykülerden yola çıkarak canlandırılan oyunların sonunda işlenen konu, kil yapımı ile sonuçlanmakta, bu yöntem ile çocuklarımızın hayal gücünü çamurla birleştirmek amaçlamaktadır. 'Satranç Atölyesi'nde dikkatli olmayı, zamanı ekonomik kullanmayı, öngörülülüğü, kapsamlı, bütüncül ve seçenekli düşünmeyi öğrenen çocuklarımızın oyun dünyalarına, satrancı son derece zevkli, eğlenceli bir etkinlik olarak katmaktır. Çocuklarımızın var olan potansiyelini açığa çıkarmak ve desteklemeyi amaçlamaktayız. Eğitimlerimiz ve atölye çalışmalarımızla ilgili daha geniş bilgiler www.secilmisanaokulu.com adresli internet sitemizde de daha detaylı yer alıyor.

• Çalışan anne ve babanın artmasıyla okul öncesi eğitim arttı bu nedenle veliler okul öncesi eğitimde neye dikkat etmeli?

Çocuklarımızın gelişimlerinin desteklenmesi için en önemli kriterlerden biri de onların bulundukları sosyal ve fiziksel çevreleridir. Biz eğitimciler çocukların fiziksel çevrelerinde bol uyarıcı olmasını, çocukların dışarı çıkmalarını ve farklı uyaranlarla karşılaşmalarını istiyoruz. Çalışan anne babalar çocukların artık evlerde bakıcılarla değil, kreş ve anaokullarında bol uyaran ve arkadaşlarıyla büyümelerini istiyor. Bu noktada okul öncesi eğitim çocukların gelişim özelliklerini vaktinde kazanmalarına destek olur. Okul öncesi eğitimle ailenin çocuğunun gelişim özelliklerini, duygularını öğrenmesi ve gelişimine destek vermesi kolaylaşır. Aile, öncelikle okulun alanında uzman kişiler tarafından kurulmuş olmasına, okulun şeffaf olmasına dikkat etmelidir. Aile, çocuğunu bir eğitim kurumuna verdiğinde okuluna güvenmeli, herhangi bir durum olduğunda mutlaka, her ne olursa olsun okulla iletişimde olmalı ve konuyu aktarmalıdır. Aileler okul seçimlerinde okulun fiziksel ve güvenlik koşullarının çocukları için uygun olup olmadığına dikkat etmeliler. Aynı zamanda çocuklarının sosyal, duygusal, fiziksel gelişimlerine destek veren, bireyselleşmelerine ve sorun çözme becerilerine katkı sağlayan okul programlarına dikkat etmeliler.

ÇOCUKLARSIZ YAPAMADIM

• Emekli olduğunuzdan bahsettiniz, evde emekliliğin tadını çıkarmak yerine bir anaokulu açma kararı aldınız bunun nedenini anlatır mısınız?

Çocuklarla birlikte olmak, onlarla birlikte yaşamak bambaşka bir duygu. 35 yıldır anaokulu yöneticiliği yapmaktayım ve mesleğimi çok seviyorum. Bunca yılın birikimini aktarmak ve bıkmadan her gün yeni yaşantılar içinde olmak istedim. Biz okulda sevgiyle, saygıyla, heyecanla çocuklarımızla tek vücut oluyoruz. En önemli amacım her bir çocuğumuza dokunmak ve onların var olan potansiyellerini doğru biçimde ortaya çıkarmak.

• Hepimizin bildiği gibi bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Pandemide hijyenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettik. Bununla ilgili neler anlatırsınız?

epimiz belirsiz ve sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı, aşırı titiz, koruyucu kollayıcı yaklaşımları olabilmekte. Bu konuda uzmanlar, kaygı ve tedbirin aşırı uçlara götürülmemesi gerektiğini söylüyor. Biz de okulumuzda tedbiri ve hijyeni elden bırakmıyoruz. Okulumuzda sosyal mesafe kuralı ile ilgili yönlendirme ve işaretlemeler yapılarak bilgilendirici afişler asıldı. Ortak kullanım alanlarımızda da gruplar birbirleriyle temas etmiyor. Birden fazla işlemde kullanılacak malzemeler kullanım öncesinde dezenfekte ediliyor. Şüpheli vaka tanımına uyan personel ya da çocuk tespit edilmesi ihtimaline karşılık önceden belirlediğimiz izole edilmiş odayı her zaman hazır bulunduruyoruz. Aynı zamanda okuldaki tüm ortamların planlanan çerçevede periyodik olarak dezenfekte edilmesi ve sınıflarda kontenjanının yarısı kadar sayıda öğrenci bulunması sağlanıyor.

Editör: Haber Merkezi