Hayvan hakları savunucuları, hayvanlara dönük artan şiddet ve işkence nedeniyle uzun süredir caydırıcı yaptırımların hayata geçirilmesini talep ediyor. Hayvan Hakları Yasası'nın bir an önce çıkarılması gerektiğini vurgulayan HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, 'Henüz hazırlanmış bir yasa taslağı yok. Sadece bir araştırma komisyonu kuruldu ve bu komisyonun tavsiye kararları oldu. Bir kanun değişikliği yapılacak mı ve bu komisyonun kararları bu kanuna yansıyacak mı, bunu şimdiden kestirmek güç çünkü 16 yıldır aynı süreci yaşıyoruz.' dedi. HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan ile 16 yıldır çıkarılacak olan Hayvan Hakları Yasası'nı, geleneksel hayvan dövüşlerini, petşhoplarda kedi köpek satışını, üretim çiftlikleri ve ırk derneklerinden hayvan edindirmenin özendirilmesini, sahipli sahipsiz hayvan ayrımını konuştuk.

• Hayvanları katleden kişilere sadece para cezası veriliyordu. Ama son dönemde hapis cezaları da verilmeye başlandı... Bu aşamaya gelene kadar ki mücadelelerinizi anlatır mısınız?

Kanunda ve uygulanışında bir değişiklik yok. Son yaşanan vakalarda zehirleme yapıldığı ve bu zehirleme yapılan yer çocuk parklarına yakın olduğu için TCK 181 üzerinden dava açma şansımız oldu. Bu nedenle hapis cezası verildi. Yine TCK 151'e göre sahipli hayvana zarar vermek sahipli mala zarar vermek kapsamında değerlendirildiği için öldürülen hayvanlar sahipli ise bu madde üzerinden ceza veriliyor. Mevcut kanuna göre hayvana şiddet Kabahatler Kanunu kapsamında görülüyor ve sadece basit bir idari para cezası veriliyor. Türkiye'de artış gösteren hayvana şiddet vakaları karşısında mevzuat maalesef yetersiz kalmaktadır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunun hayvanı korumaktan çok uzak. Yasa sahipli/sahipsiz hayvan ayrımı yapmakta, hayvana şiddeti yasak yerde sigara içmekle aynı kategoride değerlendirmektedir. 16 yıldır mücadelesini verdiğimiz kanun değişikliğinin Meclisten ivedilikle geçmesi, hayvana şiddetin Ceza Kanunu kapsamına alınması, katillerin mahkemelerde yargılanması ve hapis cezası alması gerekmektedir. Hayvana yönelik şiddet Kabahatler Kanunu kapsamında olduğu için canilerin siciline işlenmemekte, bu kişiler basit bir idari para cezasıyla kurtulmakta ve aramızda yaşamaya devam etmektedir. Sadece hayvan hakları savunucuları değil, toplumun geniş bir kesimi bu katillerle bir arada yaşamak istememekte, cezasız kalan bu katliamlar kamuoyu vicdanını rahatsız ettiği gibi, güvenliğini de tehdit etmektedir. Mevzuat da hayvanların eşya statüsünden çıkarılıp ıstırap çekme yetisi olan bir hukuk öznesi olarak tanımlanması zaruridir.

• Hayvan Hakları Yasası nedir? Ne tür değişiklikler var?

Henüz hazırlanmış bir yasa taslağı yok. Sadece bir araştırma komisyonu kuruldu ve bu komisyonun tavsiye kararları oldu. Bir kanun değişikliği yapılacak mı ve bu komisyonun kararları bu kanuna yansıyacak mı, bunu şimdiden kestirmek güç çünkü 16 yıldır aynı süreci yaşıyoruz. Nedir bu tavsiye kararları? Hayvanları Koruma Kanunu'nun isminin 'Hayvan Hakları Kanunu' olarak değiştirilmesi, hayvanların sınıflandırılmasında 'ev hayvanı, yaban hayvanı, şehir hayvanı, çiftlik hayvanı' gibi tanımlamalar getirilmesi, şehirlerdeki sahipsiz hayvanların sayımının yapılması ve kısırlaştırma seferberliği başlatılması, bunun için gerekli bütçe ve personelin tahsis edilmesi, hayvanların ölümüne sebebiyet veren mobil kısırlaştırma ünitelerinin kaldırılması, hayvana şiddetin Ceza Kanunu kapsamına alınması ve ceza alt sınırının para cezasına tecil edilememesi için iki yıl bir ay olarak belirlenmesi, internetteki hayvan dövüş sitelerine erişimin engellenmesi, hayvanlara yönelik şiddetin cezalandırılmasında sahipli-sahipsiz hayvan ayrımına son verilmesi, kat Mülkiyeti Kanunu'nda yapılacak bir revizyonla apartmanlarda evcil hayvan beslenmesine getirilen kısıtlamaların ortadan kaldırılması, istifçiliğin önüne geçilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığınca mevzuat çalışması yapılması, üzerine kayıtlı olan hayvanların sorumluluğunu almayan ve sokağa terk eden kişilere en az 10 bin TL para cezası uygulanması, hayvanların mikroçip yöntemiyle kimliklendirilmesi, hayvan Hakları Fonu oluşturulması, hayvan kolluğu kurulması, kısırlaştırma ve hayvanların korunmasına yönelik uygulamaları gereği gibi yapmayan yerel yöneticilere adli ve idari yaptırım uygulanması, belediye bakımevlerinde eğitimli ve sertifikasyon sahibi personelin çalıştırılması ve 7/24 nöbetçi veteriner hekim bulundurulması, hayvan bakımevlerinin kamuoyu tarafından internet üzerinden 7/24 kamerayla izlenebilmesi.

'HAYVAN DENEYLERİ TAMAMEN YASAKLANMALI'

Deney hayvanlarının koşullarıyla ilgili birtakım iyileştirmeler. (Elbette itiraz ediyorum ve bu temelsiz bir itiraz değil. Hayvan deneylerinin yerini tutan ve çok daha sağlıklı sonuçlar veren bilimsel yöntemler var artık; hayvan deneyleri tamamen yasaklanmalıdır) Geleneksel hayvan dövüşleri konusunda ilgili kurumların hassasiyet göstermesi gerektiği düşüncesi (Bu kadar yuvarlatılmış ifadelere ne gerek var? Seçim bölgesi nedeniyle duyulan oy kaygısı mı? Her türlü hayvan dövüşü yasaklanmalı!) Faytonların tüm yurtta bütünüyle kaldırılması uygundur ama tarihî, kültürel miras değeri taşıdığı noktalarda standartları iyileştirilmelidir. (Adalar'da faytonların -sayılarının azaltılarak- kalması için uğraşıldığını bir önceki yazımda ifade etmiştim, neyse ki ve maalesef ki ruam salgının patlak verip 105 atın hayatını kaybetmesiyle son anda bu yanlıştan dönüldü ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP'li konuşmacılar Adalar'da faytonların kaldırılacağı müjdesini nihayet verdi.)

'PİTBUL ÖN YARGISI DEVAM EDİYOR'

'Yasaklı ırk' kavramı yerine 'tehlikeli ırk' vurgusu yapılması, sorumluluğun hayvana değil, sahibine yüklenmesi. Yıllarca Meclis koridorlarını aşındıran kinoloji uzmanları ve köpek eğitmenleri saçını başını yoluyor olabilirler şu an. 'Tehlikeli köpek ırkı yoktur, tehlikeli insan vardır.' demekten dillerinde tüy bitti fakat siyasilerimiz hala, pitbull ön yargısına sürüklenen yurdum insanına göz kırpma zaafından vazgeçemiyor sanırım. Her ırktan köpek için tasmasız gezdirme yasaklanır ve hayvanların vereceği zarardan ötürü sahiplerine hapis cezası öngörülürse bu sorun zaten çözülecektir. Irkçılığın lüzumu var mı?

• STK'lar öncelikle, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun isminin 'Hayvan Hakları Kanunu' olarak değiştirilmesini talep etti. Neden?

Hak, hukuk sistemi tarafından korunan menfaat demektir. Hak olmadan hukuk olmaz. Hayvana şiddetin önüne geçebilmek için hayvanların haklarının olduğunu kabul etmek gerekir. Hayvanların hukuk sistemi tarafından korunabilmesi, caydırıcı cezaların uygulanabilmesi için hak kavramına önem veriyoruz. 'Koruma' kelimesini üsten bir ifade olarak görüyorum. Hayvanlarla dünyayı birlikte paylaşıyorsak, kendimizi dünyanın efendisi olarak tanımlamıyorsak hayvanların da tıpkı bizim gibi hakları olduğunu kabul etmemiz gerekir.

• Peki bu yasa ile sahipli sahipsiz hayvan ayrımına son mu verilecek?

Temennimiz bu yönde.

'DEVE GÜREŞİ VE HOROZ DÖVÜŞÜ DE SUÇ KAPSAMINA ALINMALI'

• Hayvanları dövüştürenler ve bahis oynatan kişiler de suç kapsamına alınacak mı?

Köpek dövüşlerine karşı çıkan milletvekillerinin aynı duyarlılığı geleneksel hayvan dövüşlerinde de göstermesini bekliyoruz. Deve güreşi, horoz dövüşü vs. de suç kapsamına alınmalı.

• Yasa da belediyeler de hayvanların korunması ve bakımı için bütçelerinden pay ayırmak zorunda. Hayvan hakları önlemlerini almayan belediye başkanları da yargılanacak mı?

Henüz bir kanun taslağı oluşturulmadığı için bilemiyoruz.

'APARTMAN YÖNECİLERİ YASALARI ÇİĞNEYİP GEÇİYOR'

• Artık apartman yöneticileri de kedi-köpek besleyemezsin yasağı koyamayacak değil mi? Apartman Genel Kurul Kararı ile evcil hayvanlar evden gönderilebilir mi?

Mevcut uygulama şöyle: Apartman yönetim planında evcil hayvan beslenemez hükmü varsa hayvanın çevreye zararı olup olmadığına bakılmaksızın mahkemeler hayvanların tahliyesine karar verebiliyor. Bu ise hem özel bir kanun olan 5199'a hem de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı bir uygulama. Anayasa'mızın 90'ıncı maddesine göre imza attığımız uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde yani apartman yönetim planı anayasayı çiğneyip geçiyor. Mantıksız ve vicdansız bir uygulama.

• Ankara Sincan'daki Yenikent Necip Fazıl Parkı'nda, köpek ve kuşları zehirli tavuk ile katledilenlerin bulunması ve cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundunuz. Bize bu süreci biraz anlatır mısınız?

Sincan'a gidip ev ev dolaştık, mahalle halkıyla konuştuk. Köpeklerin sahiplerini bulduk, zaten onlar da karakola gidip suç duyurusunda bulunmuşlar. Biz de az önce bahsettiğim TCK 151 ve 181 üzerinden suç duyurusunda bulunduk ve bir basın açıklaması yaptık. Katillerin tıpkı Batıkent zehirlemelerindeki gibi hak ettiği cezayı almasını istiyoruz.

• Son olarak HAYTAP'ın çalışmalarını anlatır mısınız?

Biz HAYTAP olarak devletin görevini üstlenmiyor, devletin görevini yapması noktasında itici ve destekleyici bir güç olmaya çalışıyoruz. Tecrübe ve bilgi birikimimizi paylaşıyor, aynı zamanda kalıcı ve makro çalışmalara imza atıyoruz. Günü kurtaran çözümler bize uygun değil. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında eğitim çalışmaları, kısa filmler, eğitim tiyatrosu (Bremen Mızıkçıları), billboard çalışmalarına önem veriyoruz. Bakımevlerine çok ciddi yatırımlarımız mevcut, ameliyathane, röntgen cihazı, ilaç, kısırlaştırma desteği... Yakın zamanda emekli yük hayvanları çiftliğimiz açıldı. Çevre katliamlarına karşı davalar açıyoruz. Ticaret Bakanlığıyla imzaladığımız protokol sonucu kaçak yakalanan hayvanlar ihalesiz olarak HAYTAP'a teslim ediliyor, tedavilerini yaptırıp sahiplendiriyoruz. Bu bizim petshoplara karşı verdiğimiz mücadelenin çok önemli bir ayağını oluşturuyor. Sirklerden yunus parklarına, hayvanat bahçelerinden hayvan dövüşlerine kadar birçok alanda kampanya yürütüp başarılı sonuçlar elde ediyoruz. HAYTAP takvimleri ve haytapshop sitesinden elde edilen gelir tamamen sokak hayvanları için kullanılıyor. Yine, SOS Rooms üzerinden yapılan otel rezervasyonları veya HAYTAP düğün kartları ile bizlere destek olabilirsiniz.

'BİR SÜRE HAYVAN İTHALATI VE SATIŞI YASAKLANMALI'

İl Hayvanları Koruma Kurullarına ilişkin süreçleri yönetmek üzere 'Merkez Hayvan Hakları Kurulu' oluşturulması, evcil hayvan kaçakçılığının önlenmesi ve internetten hayvan satışının yasaklanması, pet shoplarda kedi köpek satışının yasaklanması fakat üretim çiftlikleri ve ırk derneklerinden hayvan edindirmenin özendirilmesi (Buraya bir şerh düşeyim: Bence bir müddet hayvan ithalatı ve satışı yasaklanmalı, toplum bakımevlerinden hayvan sahiplenmeye teşvik edilmeli), beslenme odakları oluşturulması, müfredata hayvan hakları eğitiminin eklenmesi.

'AVCILIK TAMAMEN YASAKLANMALI'

Hayvan hakları konulu yayınların zorunlu yayın kapsamına alınması, kaçak avcılıkla mücadele edilmesi için bir dizi önlemler alınması. (İkinci itiraz noktam burası: Kendini savunma imkanı olmayan bir hayvana silah doğrultmak spor değil, cinayettir, ahlaksızlıktır. Avcılık tamamen yasaklanmalıdır) Kuşların enerji nakil hatlarına çarpıp ölmelerinin engellenmesi, tarım uygulamalarının tarım alanlarına bağlı yaşayan türlerin yaşamasına olanak sağlayacak şekilde dizayn edilmesi, yaban hayatını desteklemek amacıyla su sondajları yapılması, sulak alanlar oluşturulması, kuşların zarar görmemesi için havai fişek kullanımına sınırlama getirilmesi. (Bir diğer itiraz noktam: Bu görgüsüzlük tamamen yasaklanmalı, bunun istisnası olamaz. Hayvanların 'Bu istisnai bir durum.' deyip kalp krizi geçirmekten vazgeçecek hali yok!) Su Ürünleri Kanunu'nda hedef dışı av hususunun tanımlanması ve gerekli yaptırımlara bağlanması, anız yakmaya ilişkin para cezalarının artırılması, yeni hayvanat bahçesi açılmaması, mevcutların koşullarının iyileştirilmesi, hayvanlı sirklerin yasaklanması, yunus parklarının yasaklanması, kürk hayvanı üretim ve ithalatının yasaklanması.

Editör: Haber Merkezi