• Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Hakan Tunç, 1987 İstanbul doğumluyum. İlkokul ve lisenin ardından farklı sektörlerde iş tecrübelerim oldu. Cam ile tanışmam ise 10 yıl öncesine dayanıyor aslında. Cam sanatını meslek olarak yapmaya karar verdikten sonra ise hayatımda radikal kararlar aldım diyebilirim. Şu anda büyük bir zevkle bu sanatı icra ediyor, insanların beğenisine sunuyorum.

• Cam sanatının köklü bir geçmişe sahip olduğunu biliyoruz. Sizce bu ihtiyaç ne için doğdu?

Cam, soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle oluşan saydam veya yarı saydam halde kullanılan genellikle kırılgan yapıya sahip olan malzemedir. Cam, antik çağdan beri inşaat malzemesi, süs eşyası gibi çeşitli yerlerde kullanılmaktadır. Camın ilk defa ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor fakat eski bir tarihe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Üzerinde tarih olan en eski camın ise yaşayan Firavun Amenhotep'e ait olan iri bir boncuktur. Aslında buradan baktığımızda ihtiyacın yanı sıra şu anda olduğu gibi süs eşyalarına olan ilgi sebebiyle bu sanatın ortaya çıktığını görüyoruz.

'KENDİMİ KENDİM İLE KIYASLIYORUM'

• Camı işleyip hediyelik eşya yapma süreciniz nasıl başladı? Sizi diğerlerinden ayıran özellikler neler?

Cam sanatına hem amcam hem de ustam olan Nasuf Cömert ile başladım. Camın şekillenip hayal gücü ile birleştikten sonra ortaya çıkan o tasarımları ve bunu yaparken aldığım keyfi de bir araya getirince aslında ilgi alanımı bulduğumu fark ettim. Sonrasında her geçen gün bu alanda kendimi geliştirmeye başladım. Aslında cam ile tanışma sürecim bu şekilde oldu diyebilirim. Bu sanatla uğraşan diğer kişiler ile kendimi kıyaslamak yerine, kendimi kendim ile kıyaslamayı tercih edenlerdenim. Her geçen gün bu sanat alanında yeni şeyler öğreniyorum ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Her yaptığınızın bir diğerinden daha yaratıcı, daha renkli ve daha cezbedici olmasını bekliyorsunuz. Bu sanatta yapılan, ortaya çıkan her ürün tektir, aynısını yapmak mümkün değildir ve yapılan her bir ürün eşsizdir.

• Tasarımlarınızı üretirken özellikle dikkat ettiğiniz hususlar neler? Genellikle hangi teknikleri uyguluyorsunuz?

Tasarımları meydana getirirken önceliğim her zaman camın nasıl şekilleneceği oluyor. Buradaki en önemli husus camı ateşten uzaklaştırdıktan sonraki süreçtir aslında. Saatlerce uğraşıp şekillendirdiğimiz, tasarımlarını oluşturduğumuz camların ateş ile ilişiğini kestikten sonra çatlama durumu vardır. Bu durumun yaşanmaması için belli teknikler vardır. Kullandığımız camların tansiyonları ve üretim aşamasında farklı dereceleri oluşur. Tasarımlarda kullandığımız ve şekillendirdiğimiz farklı camların eşit tansiyonlarda ve eşit derecelerde olması gerekmektedir. Bununla birlikte şekillenme aşamasında camın tamamen soğumaması ve ateş ile ilişkisinin tasarım bitene kadar devam ediyor olması gerekir. Bu sürecin ardından ise tamamen soğumaya bırakırız ve biten tasarımın çatlamaması için tamamen soğuyana kadar herhangi bir ısı veya farklı bir işlem uygulamayız.

• Cam üfleme tekniği hakkında bilgi verir misiniz? Bu tekniği uygularken nelere dikkat edilir?

Cam üfleme sanatının tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Bu teknikle cama farklı şekil, motif ve desenler verilerek muhteşem eserler ortaya çıkar. Son zamanlarda bu teknikle orijinal vazolar, aydınlatma lambaları ve hediyelik eşyalar üretilmektedir. Cam üfleme dikkat ve sabır isteyen bir sanattır. Cam üflemeden önce uygulanması gereken bazı teknikler vardır. Özellikle el kıvraklığının iyi olması gerekir. Cam hiçbir zaman alevden uzaklaşmamalıdır. Ufak bir uzaklaşmada dahi ani ısı kayıpları nedeniyle tüm emekler boşa çıkabilir. Ayrıca sürekli hareket ettirilerek camın her noktasına aynı derecede ısı gelmesi sağlanmalıdır. Cam sert ve katı bir malzemedir. Gevrek bir yapıya sahip olan cam, sert bir yüzeyle karşılaştığında kırılmaya meyillidir. Ancak kimya literatüründe sıvı olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, sıvı koymak için tasarlanan bir bardak aslında yine sıvının kendi formudur.

• Tasarımlarınızı genellikle nerelerde sergiliyorsunuz? Geri dönüşler nasıl oluyor?

Tasarımlarımı gittiğim birçok ilde el sanatları çarşısında sergiliyorum. Aynı zamanda tasarımlarımı oralarda işlemeye devam edebiliyorum. Bununla birlikte tabi ki artık herkes gibi ben de kendi sosyal medya hesabımda tasarımlarımı takipçilerim ve cam sanatına ilgili kişiler ile paylaşmaktayım. Aldığım geri dönüşler çok fazla oluyor. Bunun bir kaç sebebi var tabi ki. İnsanlar ateş ile eriyen ve adeta hamur gibi şekilden şekle girebilen bir cam gördüklerinde hayranlıkla o tasarım bitene kadar izliyorlar. Benimle birlikte 1 saat hiç gözünü ayırmadan yaptığım tasarımı izleyen müşterilerim oluyor. Bu kadar güzel dönüşler ve ilgi görmek beni de fazlasıyla mutlu ediyor.

• Kişiye özgü tasarımlar yapıyor musunuz? Genelde hangi tür tasarımlara ilgi var?

Aslında burada tamamen hayal gücüne bırakabiliriz tasarımları... Ben renkleri kendi hayal gücüme göre bir araya getirip şekillendiriyorum; fakat müşterilerimiz kendi istediği renkleri ve şekilleri seçerek kendi tasarımlarını oluşturabiliyor. Aynı zamanda yaptığım tüm çalışmalarda harf tasarımlar, isme özel tasarımlar da yaparak kişiselleştirebiliyorum.

'HAYAL GÜCÜNÜZÜ EN AKTİF ŞEKİLDE KULLANIYORSUNUZ'

• Son zamanlarda fabrikasyon üretimlere nazaran el yapımı olan ve daha doğal görünen ürünlere doğru ilgi artıyor. Bu sektörden birisi olarak bu dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cam, bizim hayatımızın her alanında kullandığımız önemli bir hammadde. İçtiğimiz su bardaklarından tutun yemek yediğimiz tabaklara kadar… Fakat burada yapılan bir sanat, el emeği ve hayal gücü. Bazen saatler süren tasarımlar yapıyor, hayal gücünüzü en aktif şekilde kullanıyorsunuz. Doğal olarak bu durum insanlar tarafından ilgi çekici karşılanıyor ve aslında gündelik hayatta tek tip olarak görmeye alıştıkları camın bu halini keşfettiklerinde sanata karşı olan ilgileri daha da artıyor. Zaten günlük hayatta kullandığımız diğer eşyalarda da daha doğal görünen ve tamamen el yapımı olan ürünlere doğru ilgi de artıyor. İnsanlar artık fabrikasyon ürünlerden sıkılmış durumda. Üstelik bu ürünlerin hem sağlamlık hem de sağlık açısından ne kadar kullanılır olduğu da tartışılır.

• Tasarımlarınızı yaparken yaratıcılık kısmı sizde nasıl şekilleniyor?

Ben ateşin karşısına oturup elime camı aldığımda aslında önce renkleri düşünüyorum. Farklı renklerin bir araya gelerek oluşturduğu o renk şölenini hayal ediyorum. Ardın- dan camı nasıl şekillendireceğime karar veriyorum. Zaman zaman mavi bir balık yapmaya karar verip başladığım tasarım bi anda şahlanan bir at olarak sonlanıyor. Bunu ancak o camı elinize alıp ateşin başına oturduğunuzda anlayabilirsiniz. İnanın o cam kendi kendine şeklini buluyor.

'EĞİTİMLER YETERSİZ'

• Cam sanatını öğrenmek için yeni neslin ilgisi nasıl? Bu konuda eğitimler veriyor musunuz?

Aslında büyük bir ilgi var desem çok doğru olmaz, ancak ben bunun sebebinin bu konu ile ilgili olarak yeteri kadar eğitim biriminin olmayışına bağlıyorum. Aslında ilgisi olan kişiler bu tarz eğitimler alabileceğini bilse veya bu tarz kurslar artsa, farklı üniversitelerde bu alanda bölümler açılsa aslında yeni neslin ilgisini daha iyi analiz ederiz diye düşünüyorum. Ben şu anlık eğitim vermiyorum ancak yakın zamanda bu konu ile ilgili olarak farklı çalışmalarımız olacak.

• Geleceğe dönük hedefleriniz nelerdir?

Tabi ki öncelikle cam sanatını 7'den 70'e her kitleye ulaştırmak isterim. Milattan öncesine dayanan bu sanatın kesinlikle yeteri kadar ilgi gördüğünü düşünmüyorum. Bununla birlikte ben de kendimi geliştirmeye devam edip görülmemiş, yapılmamış daha farklı ve daha özgün tasarımlar eklemek isterim portföyüme… Bunun için de sıkı çalışma ve tempo içerisindeyim zaten… Ve tabi Türkiye ile birlikte aslında dünya çapında görülmesi ve bilinmesi gereken bir sanat dalı olduğunu düşündüğüm cam sanatının globalde de yayılmasına destek olmak isterim. Tabi öğrenmek isteyen bu alana ilgi duyan kişiler için de ayrıca kurslar vermek, edinimlerimi paylaşmak da bir diğer hedefim.

Editör: Haber Merkezi