• Pandemi süreci sizin için nasıl geçti? Belgesel projenize nasıl etkisi oldu?

Pantemi süreci herkes için çok zor geçti. Benim gibi sürekli tedavi gören kronik hastaları ayrıca zorladı. Bu süreçte tedavilerim aksadı. Halen hastaneye gidip gitmemek konusunda endişeliyim. Nisan ayındaki sergilerimi iptal ettim. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu'ndan ödül törenim olacaktı iptal oldu. Geçtiğimiz Mayıs ayında da 'Kendime Engel Olamıyorum' belgesel projem için Küba'ya gidecektim. Sanırım 1 sene sonraya kaldı.

• Sosyal medya üzerinden yapmış olduğunuz söyleşilerden bahseder misiniz?

Pandemi sürecinde sosyal medya üzerinden birçok kişiye canlı sohbet ediyordum. Bunlardan biri de Betül Arım. Kendisiyle o kadar samimi olduk ki artık ona 'abla' diye hitap ediyorum. Bir gün beni aradı, benimle canlı yayın sohbeti yapmak istediğini söyledi. Ve çok keyifli geçmişti. O zamana kadar izlediğim birçok canlı yayın sohbetlerini sıkıcı bulmuştum. Ama Betül Abla çok keyifli söyleşiler yapıyor, sıra dışı konuları ele alıyordu. Tabi bana da önerdi yapmam için. Sonra kendi kendime, 'Televizyonculuk deneyimin var. Belgesel de çekiyorsun. Neden olmasın Elif' dedim ve böylelikle başladım. Aslında ben böyle bir programı yıllar önce bir TV kanalında yapmak istedim. Ama maalesef ki, Türkiye'de basın ve medyada sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde ve Mayıs'ın 2'inci haftasında sadece engellilerin başarı hikayesi anlatılıp geçiliyor. Engelli bir haber spikeri gördünüz mü? Ya da habere bağlanan engelli bir muhabir veya engelli bir program sunucusu? İşte basın benim sadece haberimi yapıp geçiyor ama fırsatlar vermiyor. Ben de bu sayede program yapma şansı buldum ve ilerletmeyi düşünüyorum. Sponsorluklar bekliyorum.

• Söyleşilerinize katılan kişiler kimler? Bu kişilerden ne gibi olumlu tavsiyeler aldınız?

Daha yeni başladım. Engelsiz Filmler Festivali Koordinatörü Ezgi Yalınalp, Devlet Tiyatro Sanatçısı Turgay Tanülkü, Klinik Psikolog ve Engelli Kadın Derneği Beyza Ünal ve son olarak başarılı Engelli Arkadaşımız Burak Sakçı. Haftada bir kez Çarşamba akşamları saat 21:00'da yapıyorum. Çok uzun tutmamaya çalışıyorum insanlar sıkılmasın diye…

'BU SÜREÇTE BİR ŞEY ÖĞRENEMEDİK'

• Normalleşme süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kontrolsüz bir süreç. Halen bu yaşadığımız süreçte bir şey öğrenmedik. Bir günde 10 bin ton çöp çıkardık. Doğa bizi uyardı. Yıllarca aynı hayatı paylaştığımız can dostlarımızı evcil hayvanlarımızı sokağa attık. Evde iki kedim var. Onlara bakınca biz insanların ne kadar onlara zarar verdiğimizi görüyorum. Ve bu süreçte birbirimize daha saygılı ve daha dikkatli davranmalıyız.

• Normalleşme sürecinin ardından ne gibi çalışmalarınız olacak?

Şu an üzerinde çalıştığım bir kitap var. Bu sene yeni kitabımı çıkarma planındayım. Pandeminin gidişatı belli olur olmaz Küba belgeselimi de bitirmek istiyorum. Ve milletvekili olmak için uğraşacağım.

'MECLİSTE KADIN SAYISI AZ'

• Siyasete ilginiz nereden geliyor?

Hep vardı. Gazetede çalıştığım günden bu yana, sürekli iç içe olduğunuz halk sorunlarıyla ilgili haber yapıyorsunuz. Hem engelli hem de kadın olmam nedeniyle, çoklu ayrımcılık var ülkede ve Meclisteki koltuk sayısında erkek siyasetini daha güçlü görüyoruz. Ben engelli kadın olarak, bu durumdan hoşnut değilim. Bu yüzden de mecliste olmak istiyorum.

• Eğer milletvekili olursanız ne gibi kararlar alınmasına öncülük edersiniz?

Engellilerin 'Bağımsız Yaşam Hakkı' için, 'Erişebilirlik' konusunun yıllarca ötelenmesi, kadın cinayetleri, engelli kadınların istismara uğraması, hayvan hakları için, çocuk istismarı, işçi hakları ve birçok sosyal sorunlarımız için çaba sarf edeceğim.

Editör: Haber Merkezi