· Duygusal yeme nedir?

Duygusal yeme davranışı genellikle stres, endişe, korku, öfke, can sıkıntısı, üzüntü, yalnızlık veya yetersizlik duygularının hissedilmesinin sonucu olarak meydana gelir. Olumsuz duyguların dışarıya çıkma durumunu engelleme isteği ile yemek yeme arzusu ortaya çıkar. Bunun nedeni vücut hep kendini korumak ister bu duygu halinden koruma amaçlı zihinsel meşguliyet yaratır. Stresli anlarda metabolizmada bir o kadar hızlı çalışır dolayısı ile yemek yeme güdüsü yaşarız. Birde fiziki ve duygusal açlık vardır. Duygusal açlık ve fiziksel açlık arasında belirgin farklar vardır. Duygusal acıkma bir anda ortaya çıkar ve hemen yemek yeme ihtiyacı hissettirir. Fiziksel açlık ise yavaş yavaş kendini belli eder. Açlığa daha fazla tolerans vardır. Duygusal açlığın zamana tahammülü olmadığı için hızlı, kolay şekilde tüketilebilecek yiyeceklerin arzulanmasına neden olur. Daha karbonhidratlı, şekerli, paketli ya da fast food gıdalar tüketilir. Duygusal yemenin en zorlayıcı kısmı doyma hissidir. Çünkü duygusal yeme de doyma hissi genelde hissedilmez. Ancak fiziksel bir acıya dönüştüğünde

fark edilir. Yemek yeme davranışından sonra sıklıkla pişmanlık, suçluluk, utanç gibi duygular hissediyorsanız bunun bir duygusal yeme davranışı olduğunu anlayabilirsiniz. Bu iki ayrımdan da kişinin kendini tanıması için bu davranışlara bakmasını tavsiye ediyorum.

· Duygusal yemenin nedenleri ve tetikleyicileri nelerdir?

Stres bazı hormonlar veya kortizol seviyesi üzerinde yükselmeye neden olur. Bu yüzden vücut kendini dengelemek için yoğun tatlı ya da aşırı yağlı gıdalar tüketme arzusu duyar. Yoğun hissedilen öfke, endişe, kaygı, stres kendini uyuşturmak, uyku haline geçebilmek adına vücudun stres adı altında verdiği bir reaksiyon 'çok yemek yeme davranışı' olarak görülür. Can sıkıntısı, kişilerin yoğun yaşamlarından sonra gelen boşluk hissi sonucu oluşan bir yemek yeme davranışıdır. Ayrıca 0-6 yaş grubunda beslenme ve psikoloji tüm bireylerde o kadar çok önemlidir ki yetişkin çağına eriştiğimizde bu en ufak bir streste meydana çıkacaktır. Bağışıklık sisteminiz her şeyi hatırlar tıpkı beynimiz gibi…

'BEDENSEL VE DUYGUSAL DEĞİŞİMLER İYİ YÖNETİLMELİ'

· Ergenlik dönemi ve sınav stresine bağlı olarak gençlerde yeme problemleri nasıl ortaya

çıkar?

Ergenlik süreci başlıca bir değişim zamanı olduğu için bu sürecin gençlere getirdiği bedensel ve duygusal değişimleri sıklıkla görülmekte. Yeme bozukluklarının, özellikle hormonlardan kaynaklı beden değişimlerinin yaşandığı ve karşı cins tarafından beğenilmeye başlamanın önem kazandığı, çocukluktan çıkış dönemine denk gelen ergenlik sürecinde daha çok ortaya çıkar. Ergenlik sürecinin getirdiği bedensel ve duygusal değişimleri yönetmekte zorlanma, akranlar tarafından kabul edilme ve beğenilme arzusu, sınav stresi, iyi bir lisede eğitim alma çabası ve gelecek kaygısının yanı sıra gelen aile baskısı, çok yiyip kilo alma ya da sıkı diyetlere başlayıp yemek yemeyi kısıtlama döngüsüne, özetle yeme bozukluğuna neden olabilir. Son dönemlerde ergenlik çağında olan genç kızlarımızda görünen 'anoreksiya' gibi yeme bozukluğu da sıklıkla görülmüştür.

· Anoreksiyayı biraz daha açar mısınız?

Anoreksiyanın temelde iki farklı çeşidi bulunur. Bunlardan ilki bulimia adı verilen yeme bozukluğudur. Bulimia hastalığı olan kişiler aşırı derecede yemek yerler ve yemek yedikten sonra bilerek yediklerini çıkarırlar. Bu hastalar, aynı zamanda bağırsakların temizlenmesi için müshil ya da çeşitli ilaçlar da kullanabilir. Anoreksiyanın diğer türünde ise kişilerin yemek yeme konusunda kendilerini aşırı derecede kısıtladığı görülür. Özellikle karbonhidrat ve yağ içerikli besinlerden uzak dururlar. Anoreksik kişiler kendi vücut ağırlıkları ve yedikleri besinlere karşı bir çeşit obsesyon (takıntı) geliştirmiştir. Başkalarıyla beraber yemek yememe, tabaktaki yiyeceklerin yerlerini düzenleme gibi farklı alışkanlıklar, anoreksiya hastalarında ortak görülen özellikler arasında yer alır. Anoreksiya hastaları, yemek yemeyi önemsiyor gibi gözükmelerine rağmen, çoğunlukla aşırı sıkı diyetler uygulayarak aşırı spor ve egzersiz yapma eğilimi gösterirler.

· Özellikle gençlerde beğenilme duygusunun anoreksiyaya sebebiyet verdiğini söyleyebilir miyiz?

Tek sebebi bu değil ama en önemli sebeplerinden bir tanesi beğenilme duygusu... Daha çok kadınlarda görülen anoreksiya nevroza, çekici ve güzel olmanın zayıf olmakla bağlantılı bulunduğu endüstrileşmiş toplumlarda, stres verici yaşam olaylarından sonra ve birinci dereceden akrabalarında anoreksiya olan bireylerde daha sık görülmektedir. Ya hep, ya hiç düşünce biçimi, düzelmek için düşük motivasyon, anoreksiya olan bireylerde mevcuttur. Bulimiya Nervoza'da ise; tıkınırcasına yeme atakları, yemek ve kilo ile aşırı uğraş, kilo almaktan duyulan yoğun korku, tıkınırcasına yeme atakları sırasında alınabilecek yüksek kaloriyi dengelemek için yapılan uygunsuz davranışlar gözlenmektedir. Kilo fazla ya da normal olabilmektedir. Bulimiya nervoza başarılı ya da başarısız diyetten sonra başlar. Kilo kaybı anoreksiya nervozadaki düzeye ulaşmaz, kısıtlı yeme, tıka basa yeme atakları, karında şişlik ve ağrı, kusma, kendini kusturma, suçluluk hissi, depresyon, kilo kontrolu için laksatif, diüretik kullanımı mevcuttur. Yemeyi durduramayacağından korkma, tekrarlayan katı diyet dönemi, katı diyeti takiben kontrol kaybı ve yeme atakları, kiloda aşırı oynama, beden imajı, şekli ve kilo ile aşırı uğraş ancak anoreksiya nervozadaki kadar kilo verememe, psikolojik ve davranış sorunları, dürtü kontrolünde güçlük bulunur. Her iki bozuklukta da ortak temel nokta sonuçları ne olursa olsun, karşı konulamaz, zayıf olma isteği ve benlik değerinin tümüyle beden algısına bağlı olmasıdır. Mükemmeliyetçilik, düşük benlik değeri, olumsuz duygularla baş edememe yeme bozukluğu olan bireylerin psikolojik yapılarında gözlenmektedir. Üniversite öğrencileri arasında yeme tutumlarında bozukluk daha yaygın görülmektedir. Erken müdahale ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları beden ve ruh sağlığı için oldukça önemlidir. Sorunun dışarıdan anlaşılmaması için gayret içinde olan bireyi profesyonel destek almaya ikna etmek çoğu zaman kolay olmamaktadır. Profesyonel destek sürecinde tekrarları önleyecek programların seçilmesi ve süreci destekleyecek aile ve arkadaşların varlığı oldukça önemlidir.

'MUTFAĞIMIZ SAĞLIK KOKMALI'

· Aileler bu konuda nasıl destek vermeli?

Her şey hanede yani ebeveynde başlar. Stres yaşanılan anlarda bile mutfağımız sağlık kokmalı. Değişim önce zihinde sonra da mutfakta başlar. Yeme bozukluğunun özellikle yetersiz hissettirilen, önüne yüksek hedefler konulan, sadece başarılı olursa veya belli görüntüde olursa sevilebileceği mesajı verilen çocuklarda ortaya çıkar. Ailelerin bu sürecin zorluklarını kabul edip çocuklarına karşı anlayışı elden bırakmaması gerekir. Aileler, özellikle bu süreçte çocuklarına baskı yapmak yerine, sağlıklı sınırlar çizerek destek olmalıdır. Çocuklara, stresi sağlıklı şekilde yönetme becerileri kazandırmak ve her koşulda onlara değerli, sevilebilir, yeterli olduğunun mesajını vermek gerekmektedir. Kendini değerli ve yeterli hisseden çocuklar, kendilerine gerçekçi hedefler koyup onlara ulaşma yolunda daha emin adımlar atarken hayatı çok daha huzurlu yaşar. Yeme bozukluğunun gelişim üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak, bu süreçte zorlanan çocukların, mutlaka hekim kontrolünde olup psikolojik destek alması gerekmektedir.

· Duygusal yeme ile başetmenin yolları nelerdir?

Sorun yiyecekler de değil zihnimiz de… Zihin kontrolü ile zayıflamak ve yiyecekleri kodlayarak onların sizi kilo aldıramamasını sağlamak mümkün. Aynı şey bu duygusal yemeye sebep veren duygumuzu kontrol etmek için de geçerli. En başa dönüp sorunun tam ne olduğunu çözmeli, bu durum karşısında bedenimizi değer vermeyi öğretmeli ona fazla kızgınlığımızı belli etmemeliyiz. Kesinlikle bir uzman aracılığı ile bunu çözüme kavuşturabiliriz. Basit yöntemler ile ilk adımı farkındalıkla çözüm sağladıktan sonra, yemek yemek yerine o duygu halinde kendimizi doğaya çıkartmalı, derin nefes egzersizleri ile sakinleşmeyi sağlamalıyız. Vücudunuzun işaretlerine kulak verin. İlk adım, vücut açlığı ile zihinsel açlık arasında ayrım yapmak için vücudunuzu dinlemektir.

Editör: Haber Merkezi