Elbette!

Hayal içinde akıp geçti bunca yıl, bir gün gibi… / Kalbim yine üzgün seni andım da derinden… Sönmez artık yüreğimde bu sonsuz ateş… / Nereden sevdim o zalim kadını…

Sormadın halimi hiç, kalbimin esrarı nedir…/ Anladım sen beni sevmeyeceksin nazlı çiçek…/Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar…/Bir çapkın elinde oyuncak oldum…

Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık…/ Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin/ Göze mi geldik sen mi unuttun gelmiyorsun ah…/ Akşam oldu hüzünlendim ben yine…

Dünyada biricik sevdiğim sensin… / Rüzgar söylüyor şimdi o yerde bizim şarkımızı/ Açık bırak pencereni, örtme perdeyi bu gece… / Şarkılar seni söyler huysuz ve tatlı kadın…

Elbet bir gün buluşacağız (demiştin)…/ Aylar geçiyor sen bana hala geleceksin…/ Saçların hayatımın neşesiyle örgülü… / Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır…

Ayrıldı gönül şimdi bir tek eşinden…/ Ayrılık ateşten bir ok…/ Ayrılık yarı ölmekmiş…/ Sensiz kalan gönlümde bil ki hayat virane…

Yalnız benim ol el yüzüne bakma sakın…/Dil yaresini andıracak yare bulunmaz…/ Tadı yok sensiz geçen ne ba- harın ne yazın…/ Hastayım yaşıyorum görünmez hayalinle…

Ümidini kirpiklerine bağladı gönlüm…/ Geçti ömrüm hala ben o bin derdileyim…/ Bir gönül vardı bende henüz aşkı tatmamış…/ Söylemek istesem gönüldekini dilime dolanan ıstırap olur…

***

Bu şarkılarda hemen hemen her birimizin bir yarası var: bunu da ancak 'gönül yarasından acı duyanlar' anlar.

Ömrümüzün son altmış yılına damgasını vuran ölümsüz şarkılar bunlar: Romantik, dramatik, lirik, yakaran, yürek burkan, iç sızlatan nağmeler hepsi: Böyle şarkılar pek yazılmıyor artık…

Anımsadıysanız, mırıldanarak okursanız tat alarak, duygulanarak okuyacağınızdan eminim. Bu şarkılarda ne var biliyor musunuz? Yaşamın ta kendisi. Şairin şarkılaşan şu dizesiyle anlatayım:

'Bitmez tükenmez bu dert, ömür diyorlar buna…'

Annem söylemişti bu sözü: 'Dertsiz bir kaya dibi varmış, orada da damladan durulmazmış.'