Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 2020 Yılı Faaliyet Raporu'nu yaptığı yazılı açıklamayla yayınladı. Raporda, Koronavirüs (Kovid-19) salgınından İstanbul Sözleşmesi'nin feshine kadınların içerisinde bulundukları ortama dikkat çekildi. 'Sosyal Destekler' başlığında telefon ya da e-posta üzerinden Vakfa başvuran kadınlarla yapılan görüşmelere değinilen raporda, 'Yürütülen sosyal çalışma ve bu esnada yapılan derinlemesine görüşmeler sayesinde kadının ihtiyaçlarını, güçlü yanlarını ve riskleri analiz etmeyi içerir. Yürütülen çalışmada kadınlar yargılanmadan dinlenir; yaşanan şiddetin patriyarkal sistemden kaynaklı olduğu, şiddetin sorumlusunun kadınlar olmadığı vurgulanır. Bu görüşmelerde kadınların güçlü yanları tespit edilir ve haklarıyla ilgili temel bilgiler, başvurabileceği sosyal desteklere ilişkin bilgiler paylaşılır' denildi. 'Hukuksal Destekler' başlığında, şiddete maruz kalan kadınların büyük bir çoğunluğunun, yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilemediği belirtilirken, kadınların bu ihtiyaçlarının gönüllü avukatlar tarafından karşılandığına dikkat çekildi. 'Psikolojik Destekler' başlığında ise, erkek şiddeti sonucu olarak kadınların yaşadığı yoğun çaresizliğin giderilmesi ve yeni yaşam seçeneklerinin oluşturulabilmesi için psikolojik destek sağlandığının altı çizildi.

3 BİN 936 GÖRÜŞME

2020 yılında Vakfa ilk kez başvuran kadınlardan 297'sinin yerine başkalarının iletişime geçtiği belirtilen raporda, görüşmelerin yüzde 83'ünün kadınlarla gerçekleştiği aktarıldı. Telefon, yüz yüze, e-posta, SMS, Whatsapp ve diğer çevrimiçi platformlar aracılığıyla görüşmelerin yapıldığına dikkat çekilen raporda, 'İlk defa başvuran bin 687 kadınla 3 bin 355 görüşme, geçmiş yıllarda destek verdiğimiz 161 kadınla 581 görüşme, toplam 3 bin 936 görüşme yapıldı. 2020 yılında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 2020 Yılı Faaliyet Raporu 395 başvuru e-posta ile, 24 başvuru yüz yüze, 1 başvuru mektup ile, bin 267 başvuru telefonla bize ulaştı. 639 kadın ile birden fazla görüşme yaptık' denildi.

BAŞVURU YAPANLARIN ÇOĞUNLUĞU GENÇ KADINLAR

Başvuru yapan kadınların daha çok 25-34 yaş aralığında olduğuna dikkat çekilen raporda, destek alanların yaş aralığının 0-75 yaş olduğu vurgulandı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: 'Geçtiğimiz yıl yaş aralığının en üstünde 70 yaş varken, bu yıl 75 olduğunu ve 65 yaş üstü sadece 4 kişi varken, bu yıl 10 kadın olduğunu gördük. 15 yaşından küçük 5 çocuk ise ya bize doğrudan ulaştı ya da kendisine ulaşmamız için biri aradı. Genç kadınların başvuruları arttı. Özellikle pandemiden dolayı üniversitelerin uzaktan eğitime dönmesi ve genç kadınların aile evine dönmek zorunda kalması, kadınların kök ailelerinden yaşadıkları şiddete dair bize başvurmalarına sebep oldu. Genç kadınların evlerine döndüklerinde ve yaşadıklarına dair paylaşımlarında, patriyarkal sistemin yeniden üretildiğini, kadınların yaşamına, hayat tarzına, davranış kodlarına müdahale edildiğini ve tüm bunları yapmak için şiddetin bir kontrol aracı olarak kullanıldığını görüyoruz. Başvuran kadınların 145'i boşanmış, 225'i evlenmemiş, 20'si dini nikahlı, 10'unun kocası ölmüş, 1 tanesi kuma, 695'i resmi nikahlı, 2'si sözlü/nişanlı.'

KADINLARA EN ÇOK ŞİDDET UYGULAYANLAR EN YAKINLARI!

Şiddetin nereden geldiği ise raporda şu şekilde sıralandı: '844 koca, 3 kız kardeş, 55 eski partner, 54 diğer (9 komşu, 8 iş yerinden kişiler, ve diğerleri), 81 aile, 97 baba, 28 yabancı kişiler, 21 kocanın/ partnerin akrabası, 16 anne, 1 arkadaş, 57 eski koca, 11 kurum, 64 partner, 7 çocuğu, 30 erkek kardeş, 16 akraba.'

'CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ ŞİDDETİ KATMERLEŞTİRDİ'

Şiddet biçimlerinin sistematik bir boyut aldığına dikkat çekilen raporda, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bu şiddeti katmerleştiğine değinildi. Başvuran kadınların yakın zamanda maruz kaldıkları şiddetin yanı sıra geçmiş dönemlerde maruz kaldıkları şiddeti de paylaştıkları aktarılan raporda, 'Kadınlar yaşadıklarını paylaşmak için aradıklarında genellikle şiddet türlerini doğrudan tanımlayabilmiyor. Bu tanımlayamama kendini kadınlar ilk aradıklarında 'nereden başlasam, nasıl anlatsam' diye sesli düşünmeleri esnasında da gösteriyor. Yaşadıkları şiddeti, 'anlaşmazlık, geçimsizlik' olarak anlatabiliyorlar. Tokat atma, sarsma, eşya ile fiziksel gücü gösterme şeklinde şiddet yaşamalarına rağmen kadınların 'öyle şiddet yok' diyerek yaşadıkları şiddeti görmezden gelip önemsizleştirebildiklerini görüyoruz' diye belirtildi.

PSİKOLOJİK ŞİDDET BİRİNCİ SIRADA

2020 yılında ilk defa başvuran bin 279 kadının farklı şiddet biçimlerine aynı anda maruz bırakıldığı kaydedilen raporda, diğer şiddet türleri şöyle sıralandı: 'Bin 164 kadın psikolojik şiddete, 61 kadın ısrarlı takibe, 849 kadın fiziksel şiddete, 44 kadın dijital şiddete, 374 kadın ekonomik şiddete, 8 kadın flört şiddetine 197 kadın cinsel şiddete maruz kaldı.' 2020 yılında da kadınların yaşadıklarını paylaşmak, sosyal ve hukuki hakları konusunda bilgi edinmek ile hukuki destek için Mor Çatı'ya ulaştığı belirtilen raporda, talep edilen destekler, 'Bin 42 şiddetle mücadele süreçlerine dair paylaşım, 3 okul/kreş, 23 kürtaj, 620 hukuki, 176 psikolojik, 22 ev bulma, 557 sığınak, 15 tıbbi yardım, 451 sosyal yardım veya sosyal destek, 57 iş bulma, 10 çocuğuna/ çocuklarına psikolojik destek yardımı' şeklinde sıralandı.

Editör: Haber Merkezi