• Motorlu taşıtlarda ÖTV (Özel Tüketim Vergisi)- KDV (Katma Değer Vergisi) desteğinin kaldırılması sıfır araçlarda satışlarınızı nasıl etkiledi?

Çok ciddi şekilde etkiledi. Şu anda normal ÖTV'li satış yapmadık. Sadece ÖTV muafiyetli araba satılıyor.

'İKİNCİ ELDE DE SATIŞ YOK'

• Sıfır araçlardaki ÖTV'nin kalkması ikinci el araç satışlarını canlandırdı mı?

İkinci elde piyasa çok yüksek. ÖTV arttığı için ikinci el fiyatları da çok yüksek, o yüzden şu anda ikinci elde de satış yok. Daha doğrusu ikinci elin fiyatı yüksek olduğu için alamıyoruz o yüzden de satamıyoruz. Şu an dışarıdan alıp satabileceğimiz hesaplı bir araba bulamıyoruz. Yani rakamlar çok yüksek. Örnek veriyorum 100 bin TL olan arabanın ikinci eline 90 bin TL isteniyor, o da yüksek. Faiz yüksek. İnsanlar 50 bin TL kredi çekiyor, yıllık 10 bin TL faiz ödüyor. Vadeli olduğu zaman 90 bin TL olarak kendisine geri ödüyor. Bu nedenle kimse krediye girmek istemiyor. Genelde 25 bin-30 bin TL'lik değere sahip arabalar satılıyor. İnsanlar birikimleriyle nakit olarak bu araçları alabiliyor. Ama fiyatı yüksek olan ikinci eller satılmıyor şu anda bitik…

'EN ÖLÜ SEZONU YAŞIYORUZ'

• Sektörünüzün son birkaç yılını değerlendirirseniz genel açıdan ne söylersiniz?

2019 yılı faizlerin yüksek olması nedeniyle satışlarımız düşüktü, ama ÖTV indirimi yapıldı, biraz orta yollu oldu diyebilirim. Zaten rakamsal olarak geçen seneye oranla baktığımızda satışlarımızda ciddi düşüşler var. Yani ÖTV indirimi olmadan 2018'e baktığımızda yine 2019 yüksek dolar kuruna bağlı olarak araç fiyatları yükseldi, faizler çok yükseldi, alım durdu. ÖTV indirimi ile biraz hareketlendi ama şu anda o da bittiği için durdu. Geçmiş yıllara göre kıyasladığımızda en ölü sezonu yaşıyoruz diyebilirim. Hem sıfır hem ikinci el için bunu söylüyorum.

• İkinci el ekspertiz raporu veren firmalar için yeni koşullar getirildi. Bu sürecin 13 ağustosa kadar uzatılması gündemde. Bunun getirileri tüketiciler için ne olacak?

İkinci el alıcılar için süreç daha iyi hale getirildi. Yapılan bütün yenilikler, değişiklikler tüketiciyi koruyan maddelerden oluşuyor. Ekspertiz zorunluluğu 8 yaş veya 160 bin kilometreyi aşmamış araçlar için geçerli. Bu sınırların altındaki araçlarda böyle bir zorunluluk yok. Bu yaş ya da kilometre sınırını aşan araçlarda yetkili ekspertiz olan yerlerden yapılması hem satıcıyı hem de alıcıyı koruyor. Bu zorunluluk ile birlikte artık alımı yapılmış ikinci el araçta herhangi bir sorun karşısında ekspertizi yapan firma sorumlu oluyor. Bu, iki taraf için de iyi bence. Özellikle tüketiciyi koruma açısından iyi. Satıcının da üstünden bazı sorumlulukları alması yönünden de olumlu bir adım olarak görüyorum. Ayrıca garanti vermek gerekiyor. Garantiyi de bazı firmalara bir bedelle yıkabiliyoruz. İkinci el araçlara 5 bin kilometre veya 6 ay garanti vermek gerekiyor. Biz buna 6 ay veya bin kilometre olarak yapıyoruz. Hyundai bu konuda bize yardımcı oldu, bir garanti firması ile anlaştı. Buradan garanti belgelerini doldurup gönderiyoruz. Parasını da yatırıyoruz 250 TL ile araç garantili olmuş oluyor.

• Karamsar bir tablo çizdiniz. Sektörün gidişatını gelecekte nasıl görüyorsunuz?

Sektörün çok daralacağını düşünüyorum. Bu benim kendi görüşüm. Araba sektöründe eskiden plazaları kaldıracak satışlar yapabiliyorduk. Ayda 150-200 araç satışı yapabiliyorduk. Yılda 2-3 bin araç satabiliyorduk ama şu anda satabilecek kadar arabayı satacak olsak bile distribütör veremiyor. 210 bin TL sattığım ürünün fiyatı 113 bin TL. Bu neredeyse 20 bin dolara tekabül ediyor. Distribütör zaten aracı Avrupa'da 30-32 bin dolara çok rahat Hyundai markası adı altında satabiliyor. O yüzden Türkiye pazarına bu aracı vermek istemiyorlar. Mesela bize bu ay 27-28 tane araba verebildiler. Yani bizim burada ayakta durabilmemiz için 150-200 araba satmamız gerekirken, distribütörün politikası nedeniyle satamıyoruz. O nedenle bence bu ÖTV indirimi olmazsa, faizler düşmezse kesinlikle plaza olayları bitecek. 80'li-90'lı yıllardaki gibi küçük bir showroomda satış yapılacak gibi geliyor bana. Çünkü bulunduğumuz tesisin gideri aylık 300 bin TL'yi buluyor. Bunu karşılamamız bu şartlarda mümkün değil.

'VERGİ İNDİRİMİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL'

• Vergi indirimleri sizce tek başına çare midir?

Kesinlikle değil. ÖTV indirimi bazı araçlarda 13 bin TL, bazı araçlarda ise 18 bin TL fark etti. Şu anda da bir hurda indirimi var. Eğer o da biterse rakamlar 30 bin TL fark edecek. Aslında burada rakamdan ziyade faizlerin yüksekliği çok önemli. Dediğim gibi 50 bin TL kredi aldığınız zaman neredeyse yüzde yüz faiz ödemiş oluyorsunuz. O nedenle şu anda ticaret durmuş noktada. ÖTV-KDV indiriminden ziyade faiz oranlarını düşürüp, doları bir istikrara sokup, o şekilde bir pazar oluşturulursa sektör tekrar canlanabilir.

• Dolar kurundaki dalgalanmalar, en çok motorlu taşıt sektörünü etkiliyor diyebilir miyiz?

Direkt fiyatlarımızı etkiliyor. Çünkü sattığımız modellerin yüzde 80'i dışarıdan geliyor, sadece yüzde 20'si burada üretiliyor. Ama onların büyük çoğunluğu da dışarıdan gelen malzemelerden oluşuyor. Dolar oynadığı anda bizim fiyatlarımız da tamamen değişiyor.

• Sektör açısından faiz oranları ve dolar kurunda ciddi bir istikrar mı bekliyorsunuz?

İstikrar olması lazım. Mesela dolar yükseliyor, insanlar dolar alıyor, yatırımı dolara yapıyor ya da bekliyor. Sonra dolar düşmeye başlıyor, 'biraz bekliyim dolar belki yükselir' diyor. Bu nedenle ticaretin hiçbir alanında bir alışveriş sağlanamıyor. Bu nedenle de iç ve dış pazarda para dönmediği için daralmalar başlıyor. İstikrar olursa insanlar ellerindeki paraları rahatlıkla piyasaya sürebilir.

'BAYİLERİN PRİMLERİ DÜŞTÜ'

• Motorlu taşıtlar sektörü borsa gibi işliyor diyebilir miyiz?

Borsa gibi diyebiliriz ama tabi bu istikrar konusu, sektörümüz açısından bir günde kendini belli etmiyor. Yani hemen etkilemiyor. Dolar 5 buçuk TL'ye çıktığında bile biz hala 4 buçuk TL'den araba sattık. Aldığımız arabayı stoklarsak zam yapmadan satabiliyoruz. Ancak ne oluyor? Distribütörün elinde stoklar tükendiği zaman yeni gelen arabanın zaten maliyeti yüksek oluyor. Bu sefer, bu piyasayı ısıtabilmek için distribütör, fiyatı aşağı çekmeye çalışıyor. Araç 20 bin dolarsa, bu arabanın fiyatını 18 bine çekiyor ki araç satılabilsin. Ama bazen de distribütör, kar etmediği için bayinin prim sistemini değiştiriyor. Örnek veriyorum cironun yüzde 5'ini sana verecekken yüzde 2'sini prim olarak sana veriyor. İşte böyle şeyler olduğu zaman da bayi kazanamıyor.

Editör: Haber Merkezi