Eğitim Sen, yurtlara yerleşemeyen öğrencilerin artan ev kiraları ve özel yurt fiyatlarının yüksekliği nedeniyle yaşadığı barınma sorununa dair yaptığı açıklamada 'Eğitim bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır. Öğrencilerimizin insanca yaşayabilecekleri beslenme ve barınma hakkı, anayasal bir hak, kamusal bir sorumluluktur. İktidarın ve TOKİ'nin önceliği, Türkiye'de ve Dünya'nın çeşitli ülkelerinde lüks konut yapmak değil, öğrencileri barınma ve yurt sorununa acilen çözüm bulmak olmalıdır.' dedi. Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada AKP'nin, 'her ile bir üniversite' projesi ile birlikte 2002'de 93 olan üniversite sayısının, 2020'de 203'e yükseldiği, öğrenci sayısının 1 milyon 882 binden, 8 milyon 241 bine çıktığı belirtilen açıklamada 2002'de Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (KYK) bağlı 191 yurt varken 2020'de bu sayının 773'e çıktığı, ancak yurt sayısının öğrenci sayısı ile orantılı artmaması sonucunda çok sayıda öğrencinin barınma sorunu yaşadığı belirtildi. Aynı dönemde özel yurtların sayısının iki kat artışla 2 bin 210'dan 4 bin 406'ya yükseldiği, özel yurtların 2 bin 894'ünün dernek, 416'sının vakıf yurdu, 368'nin şahıs yurtları, 666'nın ticari yurt ve üniversite yurtları olduğu belirtildi. Eğitim Sen pandemi ile birlikte ekonomik krizin yıkıcı etkilerinin özellikle yoksul halk kitleleri üzerindeki etkisini vurgulayarak, 'Öncelikli kaygının aç kalmamak olduğu bu günlerde, kira ve konut fiyatlarının özellikle büyük şehirlerde neredeyse yüzde 100 artması, öğrenciler başta olmak üzere krizden en fazla etkilenen alt gelir gruplarının kiracı olarak tutunmasını da neredeyse imkansız hale getirmiştir. Piyasa koşularının kira ve konut fiyatlarını dayatması ve müdahale edecek ne sosyal devlet politikaları ne de mekanizmalarının olmaması, devletin ranta dönük neoliberal politikaları, halkın barınma gibi en temel haklara ulaşmasını bile imkansız kılacak derin bir krizi yaşamasına neden olmuştur.' dedi.

'ÖNCELİK LÜKS KONUT YAPMAK DEĞİL, YURT SORUNUNU ÇÖZMEK'

Eğitim Sen yaptığı açıklamada son olarak şöyle dedi: 'Ekonomik olanakları yetersiz öğrencilerin eğitim alma haklarını kullanmalarını sağlamak sosyal devlet olmanın ve toplumsal adalet ve fırsat eşitliği ilkelerinin temel gereklerindendir. Bunun için talep eden tüm öğrencilere her kademede, ama özellikle orta ve yükseköğ- retimde yurt olanağı sunmak sosyal devletin temel sorumluluğudur. Eğitim bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkıdır. Öğrencilerimizin insanca yaşayabilecekleri beslenme ve barınma hakkı, anayasal bir hak, kamusal bir sorumluluktur. Öğrenciler, siyasi iktidarla içli dışlı olan çeşitli dini grup ve cemaat yurtlarına mecbur bırakan bu sistemden acilen kurtarılmalıdır. İktidarın ve TOKİ'nin önceliği, Türkiye'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde lüks konut yapmak değil, öğrencileri barınma ve yurt sorununa acilen çözüm bulmak olmalıdır.'

'73 CEMEVİNİ ÖĞRENCİLERE TAHSİS EDİYORUZ'

Öte yandan, Alevi Vakıflar Federasyonu Başkanı Haydar Baki Doğan da yaptığı açıklamada, kendilerine bağlı 73 cemevini, günlerdir Türkiye'nin dört bir yanında parklarda sabahlayan üniversite öğrencilerine açtıklarını ve cemevlerindeki misafirhanelerde 400'le 700 kişi arasında öğrenciye hem barınma hem de ücretsiz yemek karşılayacaklarını söyledi. Alevi Vakıfları Federasyonu olarak Türkiye genelinde 12 vakıf bileşenlerinin olduğunu belirten Haydar Baki Doğan, 'Bu cemevleri Edirne'den tutun Aydın, Manisa, Eskişehir, Malatya, Kayseri, Bingöl'e kadar Türkiye'nin her yerine yayılmış durumdalar. Devletin üniversite öğrencilerine yönelik yurtlarındaki bir sıkıntıdan dolayı biz Alevi Vakıflar Federasyonu olarak bu konuya son derece duyarlı davranıp, ihtiyacı olan tüm öğrencilerimize hiçbir karşılık beklemeden bütün cemevlerimizi barınma amaçlı tahsis ediyoruz.' açıkladı. Barınma ihtiyacının yanı sıra, cemevlerinde her gün yapılan yemeklerin de ücretsiz bir şekilde verileceğini belirten Doğan, 'Bununla ilgili hem bizim federasyonumuzun genel merkezinde bulunan telefonlar ve e mailler bütün gün çalışmakta. Buraya gelen bütün başvurulara cevap vermeye çalışacağız. Her cemevimizde misafirhane olarak kullanılan 5-10 kişinin kalabileceği yerler mevcut. Bunu da hesapladığımız zaman 400'le 700 kişi arasında öğrenciye hizmet verebileceğimizi düşünüyoruz. Bütün kurumların duyarlı davranmasını ve öğrencilerimizin mağdur edilmeden üniversite hayatlarına devam etmelerini arzu ediyoruz' dedi

'HER 5 ÖĞRENCİDEN 4'Ü BARINACAK YER BULAMIYOR'

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için barınma hakkının korunması gerektiğini belirterek 'YÖK verilerine göre örgün şekilde önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi alan 3 milyon 801 bin 294 öğrencimiz varken bu öğrencilerin barınabileceği yurtların kapasitesi sadece 719.567. Yani her beş öğrenciden yalnızca 1'i yurtta barınma imkanı bulurken, kalan 4 öğrenciye AKP sırtını dönüyor.' eleştirisinde bulundu. İktidarın yurt kapasitelerine ilişkin vaatlerini hatırlatan CHP'li Şeker, '2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda görüşülürken dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, 'KYK'daki yatak kapasitesini 2020'de 900 bine ulaştıracağız' vaadinde bulunmuştu. Ancak bugün geldiğimiz noktada YÖK verilerine göre ülke genelinde 3 milyon 800 bin üniversite öğrencisi varken yurt yatak kapasitemiz yalnızca 719 bin 567' dedi. İstanbul'da 2014 – 2015 eğitim öğretim döneminde örgün eğitimde öğrenci sayısının 581 bin 954 iken, 2020-2021 eğitim öğretim döneminde yine örgün eğitimde okuyan öğrenci sayısının 802 bin 131'e yükseldiğini, yabancı öğrenci sayısında da önemli bir artış yaşandığını belirten Şeker, 'Yurt sayılarına baktığımızda ise 2013 – 2014 eğitim öğretim yılında KYK'nin İstanbul'daki yatak kapasitesi 13 bin 304 iken bu kapasite bugün itibariyle yalnızca 24 bin 651 olmuş. İktidar tabela üniversite açmakla övünürken bu üniversiteleri tercih edecek gençlerin barınma sorununu görmezden geliyor. Özellikle de, yurt bulamadığı için kız öğrencilerin eğitim hayatından koparılmasına sebep oluyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi