Dünya Doğayı Koruma Vakfı (World Wide Fund for Nature -WWF) 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle bir açıklama yaparak yaban hayvanlarının karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekti. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, gezegenimizi paylaştığımız tüm canlıların yaşamının birbirine bağlı olduğuna dikkat çekerek 'Türkiye'nin Canlarını korumazsak kaybederiz' dedi. WWF-Türkiye'den 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, yaban hayvanı popülasyonlarının dünyada ve Türkiye'de hızla azaldığı belirtildi. WWF tarafından yayınlanan Yaşayan Gezegen Raporu'na göre 1970'den bu yana dünya genelinde omurgalı tür popülasyonlarının ortalama yüzde 68 azaldığı ifade edilen açıklamada, en büyük kaybın ise yüzde 84 ile sulak alan türlerinde yaşandığı aktarıldı.

TEHLİKE ALTINDAKİ TÜR SAYISI 10 YILDA DÖRT KAT ARTTI

Bugün karaların yüzde 75'inin, denizlerin yüzde 60'ının insan tarafından değiştirilmiş durumda olduğu belirtilen açıklamada, dünya tarihinde insanın doğa üzerinde bu kadar baskın olduğu bir dönem yaşanmadığı ifade edildi. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) verilerine göre Türkiye'de de küresel düzeyde tehlike altındaki tür sayısının son 10 yılda dört kat artarak 400'e ulaştığı kaydedilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: 'Başta sulak alanlar olmak üzere yaban hayvanlarına yuva olan ormanlar, makilikler, fundalıklar, meralar, bozkırlar gibi birçok doğal yaşam ortamı ekolojik yapısını hızla kaybediyor. Yaşam ortamlarının yol ve enerji ağları, taş ve maden ocakları, enerji santralleri, ormancılık, tarım ve mesire alanı açma gibi faaliyetler sebebiyle parçalanması ve bozulmasının yanı sıra avcılık, trafik kazaları, elektrik çarpması, vahşi köpek saldırıları, zehirlenme gibi olaylar da yaban hayvanları için hayatı daha da elverişsiz hale getiriyor.'

'YABAN HAYVANLAR BU YIL ÇOK SAYIDA AFETLE KARŞI KARŞIYA KALDI'

WWF'ten yapılan açıklamada konuya dair şöyle söylendi: 'Ülkemiz coğrafyasını paylaştığımız yaban hayvanları, bu yıl orman yangınları, sulak alanların kaybı, eş zamanlı seller ve petrol sızıntısı gibi çok sayıda afet ile de karşı karşıya kaldı. İç Anadolu'nun en büyük gölü olan, flamingolara ev sahipliği yapan Tuz Gölü'nün kuraklık nedeniyle geri çekilmesinin ardından binlerce flamingo yavrusu yaşamını yitirdi. Hemen ardından son 20 yılda yanan toplam alan kadar orman alanını neredeyse iki hafta içinde kaybettik. Yangınlarda bazıları endemik yüzlerce türe ev sahipliği yapan ormanlarımızla birlikte aralarında IUCN verilerine göre tehdit altındaki türlerin de bulunduğu binlerce yaban hayvanını yitirdik. Son olarak Suriye'den yayılan petrol sızıntısı tehlike altındaki yeşil deniz kaplumbağaları başta olmak üzere, yunuslar, balinalar ve kıkırdaklı balıklar gibi pek çok hassas türün yaşam alanı olan Doğu Akdeniz kıyılarımıza ulaşarak bölgedeki denizkıyı ekosistemleri ve biyoçeşitlilik üzerinde ciddi bir tehdit oluşturdu.'

'BU GİDİŞATA DUR DEMEK GEREKİYOR'

Açıklamada görüşlerine yer verilen WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, yaban hayvanlarının popülasyonları hızla azalırken, tehlike altındaki türlerin sayısının arttığını, bu gidişata 'dur' diyebilmek için türlerin ve onların doğal yaşam ortamlarının tehditlere karşı en iyi şekilde korunması gerektiğini belirtti. Tüm canlıların yaşamının birbirine bağlı olduğunu ifade eden Pasinli, 'Türkiye'nin canlarını korumazsak kaybederiz.' değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi