STK'ler, Doğa Koruma ve Milli Paklar Genel Müdürlüğü'nün kapatılması halinde, Türkiye doğasının korunamayacağına dikkat çekti. Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği, Çevre Hukuku Derneği, Doğa Derneği, Ekolojik Denge Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın içinde olduğu 123 sivil toplum kurumu (STK) Cumhurbaşkanlığı'na onaylanmak üzere sunulan Kararname Taslağı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün kapatılarak Orman Genel Müdürlüğü altında daire başkanlıkları olarak yeniden düzenlenmek istenmesine tepki gösterdi. STK'lar yaptığı açıklamada, 'Bu değişiklik ülkemiz doğasının korunmasını zaafa düşürecek, uluslararası platformda ülkemizin itibar kaybetmesine, AB katılım sürecindeki görüşmelerde ülkemizin elinin zayıflamasına sebep olacaktır' vurgusu yaptı. Açıklamada şöyle denildi: 'Yeryüzündeki en önemli 7 gen merkezinden biri olarak bilinen Türkiye biyolojik çeşitlilik bakımından bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkesidir. Stratejik konumu ile Türkiye çok sayıda türün varlığını sürdürebilmesi bakımından anahtar ülke konumundadır. Bu nedenle Türkiye'nin doğa koruma alanındaki sorumluluğu herhangi bir ülkeninkinden daha fazladır. Bu zenginliğin korunması için toplam alanı 3,2 milyon hektarı aşan ve aralarında milli parkların da bulunduğu 598 koruma alanı ilan edilmiştir. İlk kurulduğu yıllarda Orman Genel Müdürlüğü altında faaliyet gösteren doğa koruma ve milli park çalışmaları, dünyada ve ülkemizdeki korunan alanlara yönelik yükselen algı ve korunan alanların sayısındaki artışa paralel olarak 1976 yılında Orman Bakanlığı bünyesinde 'Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlüğü' olarak yapılandırılmıştır. 1982 yılında bugün olduğu üzere Tarım Bakanlığı ile Orman Bakanlığının birleştirilmesini takiben bu Genel Müdürlük kapatılmış ve Orman Genel Müdürlüğü altında 'Milli Parklar Daire Başkanlığı' olarak düzenlenmiştir. Kurumun Genel Müdürlük düzeyinden Daire başkanlığı düzeyine indirildiği bu dönem Türkiye doğa koruma tarihinin en etkisiz olduğu dönemlerden biri olarak hala anılmaktadır. Nitekim 1991 yılında bu birim tekrar Genel Müdürlük düzeyine yükseltilmiştir.'

'ENDİŞELİYİZ'

'Yıllardır, doğa korumayla ilgili daha güçlü bir yapının oluşturulması beklenirken daha önce denenen ve doğa koruma adına çok başarısız olan bu yapıya yeniden dönülmesi ülkemiz doğasına yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır. Çünkü doğa koruma orman alanlarının dışında sulak alanları, bozkırları, denizleri ve bu yaşam ortamlarında varlıklarını sürdürmeye çalışan tüm canlıları kapsamaktadır. Bu değişiklik ülkemiz doğasının korunmasını zaafa düşürecek, uluslararası platformda ülkemizin itibar kaybetmesine, AB katılım sürecindeki görüşmelerde ülkemizin elinin zayıflamasına sebep olacaktır. Yakın zamanda kurulmuş olmalarına rağmen bu iki Genel Müdürlük Türkiye'de başta arazi kullanımı planlaması, arazi tahribatının önlenmesi ve dengelenmesi gibi geleceğimiz için büyük öneme sahip konularda kritik ilerlemeler kaydetmiştir. Nüfusun da artışıyla birlikte giderek azalan doğal kaynaklarımızın planlanması ve yönetilmesi konusunda öncü rol oynayan ve küresel ölçekte kabul gören politikaları ülkemize kazandıran bu kilit kurumların da Daire Başkanlığı düzeyine indirgenmesinin bu önemli kazanımların kaybedilmesine neden olacağından endişe etmekteyiz.'

STK'LERDEN ÖNERİLER

STK'ler yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

*Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile halen Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü birleştirilsin.

*Birleşmenin ardından günümüz ihtiyaçlarına cevap veren bir çerçeve doğa koruma yasasının çıkarılsın.

*Biz aşağıda imzası bulunan Sivil Toplum Kuruluşları bu yönde yapılacak çalışmalara her türlü katkı ve desteği vermeye hazır olduğumuzu bildirmek isteriz. Öte yandan, HDP milletvekili Meral Danış Beştaş da, Meclis'e soru önergesi verdi.

Beştaş, konuya dair Meclis'e verdiği soru önergesinde, şöyle dedi: 'Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yer alan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü'nün Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kapatılarak tüm görev ve yetkilerinin Orman Genel Müdürlüğü'ne devredilmesine yönelik yürütülmekte olan çalışmaların neden olacağı sorun ve meydana gelecek olan telafisi imkansız zararların yaratacağı mağduriyetin araştırılması ve bu bağlamda alınacak önlemlerin tespiti elzemdir. Son aylarda artan orman yangınlarında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın sorumluluğunu yerine getirmemesi, Kazdağları, Salda Gölü gibi doğal alanların özel sermaye için ranta dönüşmesi tartışmalarının tam ortasında böylesi bir kararnamenin gündeme gelmiş olması son derece manidardır. Bu nedenle parlamento derhal görev almalı ve gerekli çalışmaları yürütmelidir.'

Editör: Haber Merkezi