Koruyucu uygulamalar birincil, ikincil ve üçüncül koruma olmak üzere üçe ayrılır. Birincil koruma sağlığı bozan durumları, hastalık nedenlerini, belirleyici öğelerini ortadan kaldırarak sağlığı korumayı esas alır. Birincil koruma ile hastalık görülme sıklığının, erken ölümlerin azaltılması, sağlık tehlikelerinin ortadan kaldırılması, birey ve toplumların sağlığının korunması amaçlanır. Hastalık etkenlerinin eradikasyonu, aşılama, sütün pastörizasyonu, iş yerinde sağlığa zararlı etkenlerin yok edilmesi birincil koruma uygulamalarıdır.

İkincil koruma hastalıkların erken tanısı anlamına gelir. Hastalıkların ortaya çıkmasından, geri dönmeyen değişikliklerin ve olumsuzlukların oluşmasından önce belirlenmesini ve tedavisini, hastalık ve sakatlıkların yinelenme sıklığını azaltmayı amaçlar.

Üçüncül koruma ise ortaya çıkmış olan hastalık ya da sakatlıkların komplikasyonlarını ya da ilerlemelerini engellemeye yönelik uygulamalardır.

Koruyucu önlemler:

1. Herkes için geçerli olanlar

2. Seçici uygulamalar

3. Gerektiren durumlar olmak üzere üç gurupta incelenebilir.

Herkes için geçerli olanlar genellikle herkesi kapsamaktadır ve uygulanmasında herhangi bir uzmanlık becerisi gerekmemektedir(Otomobil kemerleri, sigaranın bırakılması, ağız ve diş sağlığıyla ilgili uygulamalar vb).

Seçici uygulamalar demografik, mesleki ya da diğer bazı bağımsız değişkenler esas alınarak belirlenen alt guruplara yöneliktir. Yaşlılara uygulanan grip aşısı, makinistlere verilen koruyucu gözlükler buna örnektir.

Koruyucu gereklilik (endikasyon) ise yapılan muayeneleri sonucunda ki bulguların ve değerlendirmelerin kişileri yüksek risk gurubuna soktuğu ve zorunlu olarak müdahalenin gerektiği durumlardır. Hipertansiyon tedavisi, deri testi değişimi olanlarda antitüberküloz tedavi gibi uygulamalar buna örnek olarak verilebilir.

Tarama ikincil koruma uygulamalarında önemli bir araçtır. Tanısı konulmamış özel bir hastalığı ya da bozukluğu olan kişilerin bulunabilmesi amacıyla görünüşte sağlıklı olan toplumda tek bir test ya da yöntemin uygulanmasıdır.

Taramanın amaçları etkin olarak tedavi edilebilecek bir hastalığın risk faktörlerini taşıyan ya da hastalığın belirti vermediği gözükmezlik döneminde olan kişilerin bulunmasıdır. Bu yolla hastalığı doğal hikayesi içerisinde en erken dönemde belirleyerek hastalık sürecinin geriye çevrilmesini, durdurulmasını ya da geciktirilmesini amaçlamaktadır.

Bazı taramalarda hastalık biyoizlerinin belirlenerek ortadan kaldırılması böylece hastalığın belirti verecek biçimde ortaya çıkmasından önce müdahaleyi öngörmektedir.

Tarama testinin amacı tanı koymak değildir. Kendilerinin hastalığa yakalanabileceklerini düşünmeyen ya da böyle bir sorun üzerinde durmayan kişilerde konuyu belirlemeye yönelik bir uygulama niteliğindedir.