Türkiye 31 Mart seçimlerini henüz tamamlamak üzere… Malum günlerdir İstanbul oylarının sayımı ile meşgulüz. En önemli gündemimiz oy sayma… Büyükçekmece, Maltepe… Habire oy sayıyoruz. Oy sayma devam ederken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da ekonomi paketini açıkladı malumunuz… Seçim değil geçim derdi gerçeğiyle. Her ne kadar oy sayma gündeminin gölgesinde kalmış olsa da, paketin gözden kaçamayacak detayları var, çalışma yaşamını epeyce sıkıntıya sokacak nitelikte.

Albayrak, ekonomiyi düzlüğe çıkaracağım hedefiyle yeni bir finans kaynağı oluşturmanın peşinde… Dolayısıyla kıdem tazminatı ile ilgili bir operasyonla 'bir süre idare edebiliriz' diye düşünülüyor…

Hani fon yönetimine yönelik sicilimize de diyecek yok geçmişe bakarsak! Ama yine de vazgeçmiyoruz fonlardan…

Bakan Albarak'a göre, herkes mutlu olacak kıdemle ilgili yeni durumdan!

Ancak görünen gerçek, işçi de, işveren de kıdeme dokunulmasından hoşnut olacak gibi değil.

Konunun uzmanı Prof. Dr. Sayım Yorgun, Türkiye'nin fonlar tarihinin çok da iç açıcı olmadığını vurgularken, bugüne kadar fonların amaç dışı kullanılmasının ve de anlık ihtiyaçlara göre dönemsel olmasının, kıdem ile ilgili yeni düzenlemenin dirençle karşılanmasının en temel gerekçesi…

Yorgun'un tespitlerine göre, fonlarla ne yapılmak istendiğinin de yanıtı net değil. Bu konudaki soru işaretleri ise şöyle:

'Amaç kıdem tazminatını yaygınlaştırmak ise fonların tasarlanış biçimine göre bu amacın ortada olmadığını görüyoruz.

Kıdem tazminatı gün sayısının yarı yarıya düşürülmesi ve tazminatın yararlanma şartlarında ciddi sıkılaştırma söz konusu.

Kıdem tazminatı sadece işçiyi değil, işvereni de koruyan bir mekanizma. Bu dengeyi dikkate almadan yapılacak düzenleme çok da faydalı olmayacak.

Kayıt dışını kayıt altına alma ayrı bir süreç ve o süreçle fon arasında ilişki kurmak çok zor.'

Yorgun, tarafların iradesine aykırı bir düzenlemenin, güven problemini ortaya çıkaracağının da altını çizerken, cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, geçmişte 'taraflar anlaşmadan ben bu sistemi işletmeyeceğim' dediğini hatırlatıyor.

Mevcut kıdem tazminatı sisteminin sorunlu taraflarının olduğuna da değinen Prof. Dr. Yorgun, kıdem tazminatının, tüm işçilerin kullanabileceği bir hak haline getirilmesi, yararlanma şartlarının düzenlenmesi ve de (fonun lehinde olanlar-kıdem tazminatının lehinde olanlar) diye bir ayrıma gidilmemesi gerektiğinin altını çiziyor…

Bir kısım sendikaların kıdem tazminatı ile ilgili yeni düzenlemeye 'evet' dediğine ve memnuniyetlerini açıkladıklarına da vurgu yapan Yorgun, bu bağlamda neye evet denildiğinin bilindiği kanaatinde olmadığını söylüyor…

Konunun DİSK, Türk-İş ve Hak-İş ile bir araya gelinerek baştan sona ele alınması ve iktidara yol gösterilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor Prof. Dr. Yorgun, kıdem ile ilgili yeni düzenlemeye işverenin de sıcak bakma ihtimalinin sıfır olduğunu söyleyerek…

Tüm bu gerçekler karşısında; işçisiyle, işvereniyle karambole getirmemek gerek kıdemi…