Sporun zirvesinde artık yeni bir isim var: Mehmet M. Kasapoğlu…

Başbakanlık müşavirliği yaptı ama kamuoyu onu daha çok Spor Toto Teşkilat Başkanı olarak tanıdı…

Ama bu tanıma yeterli değildi…

Çünkü, çoğu kez ön plana çıkmadı.

Çalışmalarını medyayla fazlaca paylaşmadı.

Popülerlikten uzak durdu.

İşte bu nedenle Kasapoğlu, asıl bundan sonra yapacağı icraatlarla kendini tanıtacak…

Önünde uzun ve zorlu bir süreç var!

Lafı uzatmadan Bakan Kasapoğlu'nu bekleyen sorunlara değineceğim.

* * *

Hemen hemen her bakan, göreve getirildiği zaman, 'Türkiye'nin olimpiyatları gerçekleştireceğine inanıyorum' demiştir.

Elbette olimpiyatları düzenleyebiliriz; bundan kimsenin kuşkusu yok…

Ama bunun gerekliliği tartışılmalıdır.

Çünkü, Türk Sporu'nun birincil sorunu olimpiyat düzenlemek değildir…

Kasapoğlu'nun da temel meselesi bu olmamalıdır.

Çünkü sporumuz uzun bir süredir tam anlamıyla bir 'Sorunlar yumağı' haline gelmiştir.

* * *

'Bize kimse karışamaz; özerkiz' havasında olan federasyonlar sırtını hala devlete dayamış durumdalar. Sponsor bulamadıkları için maddi sıkıntılarını kendi olanaklarıyla çözemiyorlar. Çare hala Spot Toto'nun desteğiyle yani devlet tarafından bulunmaktadır. Toto desteğini çektiği an, bunların çoğu kapısına kilit vurur!

Bu da gösteriyor ki, gerçek manada özerlik sadece lafta kalmıştır.

Ne var ki, 'Özerk olmak', federasyonların 'Serbestçe harcamalar' yapmasına olanak vermektedir!

Bu nokta çok önemlidir ve mutlaka 'Tarafsız bir denetim-kontrol mekanizmasının kurulmasını' gerektirmektedir.

* * *

Gelelim seçim sistemine…

Federasyon başkanlığı seçimleri, mevcut statü ile yapıldığı sürece asla 'Demokratik' olamaz.

Delege sisteminin değiştirilmesi, görevdeki federasyon yönetimlerine seçimlerde sağlanan avantaj ve imkanların kaldırılması, adaylara tarafsız ve eşit yaklaşılması, teşkilatın baskısının sıfıra indirilmesi gerçekleşmedikçe, seçimlerin bir anlamı olmamaktadır!

Her seçim sonrası büyük bir kaos oluşmakta, yeni hasımlar, düşmanlar türemekte, karşılıklı suçlamaların ardı arkası kesilmemekte, sporun içine nifak tohumları serpilmektedir!

Türk Sporu, federasyon seçimleri yüzünden 'Derin yaralar' almaktadır.

Bu konuda hemen herkes 'Ortak bir paydada' birleşmesine rağmen, 'Adil hükümlerle donatılmış özgürlükçü yeni bir statünün hazırlanmaması', anti demokratik hükümleri içinde barındıran mevcut ana statüde ısrar edilmesi, hayli düşündürücüdür!

* * *

Federasyonlarda son zamanlarda 'Çığ gibi büyüyen' yanlış bir uygulama var…

'Kendi öz evladını adeta dışlayan, yabancı sporculara büyük bir iştahla kucak açan' bu anlayış, bir süre sonra hemen her branşta büyük arızalar oluşmasına neden olacaktır.

Profesyonel futbolda görülen 'Kaliteli Türk sporcu bulma' zorluğu, alt yapıya verilmeyen önem ve bunun Milli takımlara olumsuz yansıması, şimdi maalesef tüm branşlarımız için tehlike haline gelmiştir.

Kendi sporcularımız, hiçbir kritere bağlı olmaksızın takımlarımıza alınan yabancılar yüzünden bir kenara itilmiştir.

* * *

Bakan Kasapoğlu'na çok bir önerim olacak...

Teşkilatın bünyesinde 'Spor Kontrolörleri' var.

Harıl harıl çalışan bir ünite burası…

Hemen hepsi, ülkeyi karış karış dolaşmış, bölgeleri incelemiş, raporlar hazırlamış, projeler sunmuş insanlar ve Türk Sporu'nun sorunlarını en ince detaylarına kadar biliyorlar.

Türk Sporu'nun röntgeni ellerinde…

Bana kalırsa bakanın yapacağı ilk iş, bu kişileri çağırıp görüşlerini almak olmalıdır.

Bu; hem kendisinin detaylı ve yeterli biçimde bilgilenmesini sağlayacak, hem de sporumuzun sorunlarına uzun vadeli, planlı- programlı çözümler üretilmesinin yolunu açacaktır.

Benden hatırlatması…