Fransızca “abat-jour” sözcüğünden gelen abajurun tarihi 17. Yüzyıla dayanıyor. “Işık kısar" ya da "lamba siperi" anlamlarına gelen abajurlar, estetik görüntüleriyle özellikle evlerin salonlarını süslemeye başlıyor. Ancak endüstrinin gelişmesiyle kumaş abajur şapkalarının yerini estetik kaygıdan uzaklaştığı düşünülen plastik şapkalı abajurlar almaya başlıyor. Fakat yine de her alanda olduğu gibi abajur yapımında da zamana direnen isimlere rastlamak mümkün.

Ankara’nın tarihi Kale Mahallesi’nin sokaklarında gezerken, butik bir atölye dikkatimizi çekti. Hem atölye hem satış ofisi olarak kullanılan bu işletmenin sahibi, 40 yılını abajur yapımına adamış Gülseren Güney. Kendisi, henüz gençken meslek edinmek adına başladığı abajur yolculuğunda zamana direnen isimlerden. Kendini “Işığı Giydiren Kadın” olarak tanımlıyor. İki yıldır Kale Mahallesi’ndeki atölyede hem abajur üreten hem de satışa sunan Güney, kendi tasarımlarını yapan ve kumaş abajur üreten nadir isimlerden.

“RÜŞTÜ ASYALI’NIN ABAJURLARINI YAPTIM”

Bir aydınlatma firmasında uzun yıllar atölye şefi olarak çalışan Güney’in meslek hayatında çok sayıda ünlü müşterisi de olmuş.  Keloğlan karakterine yıllarca hayat veren tiyatro sanatçısı Rüştü Asyalı, TRT spikerlerinden Mehpare Çelik, Ayşe Egesoy, sanatçı Zekai Tunca, Alpay onlardan birkaçı. Gülseren Güney’e meslekteki ilginç anılarını sorduğumuzda şunları anlatıyor: Rüştü Asyalı’nın, Muazzez Ersoy’un annesinin abajurlarını yaptım. Sunucu Mehpare Çelik, şarkıcı Alpay, Ayşe Egesoy geldi. Hatta Egesoy’a minik bir eleştiride bulundum. ‘Çok güler yüzlü görünüyorsunuz ekranda; ama gerçekte hiç öyle değilmişsiniz’ dedim. Ama Mehpare Çelik olduğu gibi, ekranda nasıl görünüyorsa öyle. Zekai Tunca ile bizzat tanıştık, onun abajurlarını yaptık.”

BÜYÜK FİRMALARLA REKABETİM YOK

Güney’e büyük firmalarla rekabet edip edemeyeceği sorusunu yönelttiğimizde ise şu yanıtı alıyoruz:

“Büyük firmalarla rekabetim yok, çünkü onların çalıştığı işler farklı. Onar daha çok proje işi avize ve PVC abajur çalışıyorlar. Benim yaptığım iş tamamen kumaşa dayalı. Butik yani. Benim işe başladığım dönemde yapılıyordu bunlar ama artık kalmadı. Bizden sonra (çalıştığı firma) hiç kimse kumaş çalışmadı. Biz o konuda tektik ama bayrağı ben devraldım. Şimdi bu konuda tek benim. Kumaş çalışan arkadaşlar var ama bu kadar teferruatlı yapan yok.” 

ATÖLYEDEKİ EN PAHALI ABAJUR 7 BİN LİRA

Güney’in atölyesinde el emeğiyle yaptığı abajurlarının fiyatı ise kullanılan malzeme ve modele göre değişkenlik gösteriyor. Ortalama bin 500 liradan başlayan fiyatlar 7-8 bin liraya kadar çıkıyor. Şu anda atölyenin en pahalı abajurunun fiyatı ise 7 bin lira.  Güney, müşterilerin en çok hangi modelleri sevdiğine ilişkin de şunları söylüyor: “Eskiye dayalı, klasik modeller seviliyor genellikle. Mesela anneannelerinin kullandıkları abajurların fotoğrafını getiriyorlar, ‘Bunun aynısını yapabilir misiniz?’ diye…”

Kaynak: Merve US ACIOĞLU