Kimi insanlar emekliliği köşesine çekilip yaşamayı tercih ederler, kimileri de hayatının tüm bilgi ve birikimini öğrenmek isteyenlere aktarır, üretir ve asıl yaşamanın bu olduğunun farkına varır. Makine mühendisi ve emekli binbaşı Candan Seçkin de emekliliğini üreterek yaşamayı tercih edenlerden. Felsefe mezunu olan Seçkin, ahşap boyama, ahşap oymacılığı, ebru sanatı ile birçok eser ortaya çıkarıyor. Biz de Başkent Gazetesi olarak Seçkin ile hayata kattığı eserleri ve hayvan dostlara insanca dokunuşlarını konuştuk. Seçkin, “Alışagelmiş bir emekli gibi köşemde oturmak yerine hayatın içinde olmayı ve üretmeyi seçtim. İnsanların her yaşta üretken olabileceklerine olan inancım ve bu yöndeki çabalarım sonucu evde ve iş yerinde amatör olarak ürettiğim ebru, ahşap, mini heykel ve bibloları sergileyebileceğim uygun bir yer bularak atölye olarak faaliyete geçirmeyi hedefledim” dedi.

Özellikle sokak hayvanlarının insan dokunuşuna ihtiyacı olduğunu aktaran Seçkin, “Yaklaşık bir yıl içinde Çubuk ve Kazan/Saray bölgesindeki boş arazilerde yaşam savaşı veren köpekler için 36, şehir içinde mahalle aralarında yaşam savaşı veren kediler için 53 adet barınak/yuva yaptım. Bunun yansıra kendi yaşam alanlarındaki sokak hayvanları için barınak yapmak isteyen insanlarımıza malzemelerini temin etmeleri koşulu ile ücretsiz olarak barınak/yuva yapıyorum” diye konuştu.

Bir hobi tasarım eviniz var bu ev nasıl oluştu?

Ortaokul yıllarımda başladığım hobi çalışmalarımın belli bir sayıya ulaştığını emekli olduğum 2004 yılında fark ettim. Ürettiklerimi sergilemek, depolamak ve daha fazla üretmek için bir mekâna ihtiyacım vardı. Alışagelmiş bir emekli gibi köşemde oturmak yerine hayatın içinde olmayı ve üretmeyi seçtim. İnsanların her yaşta üretken olabileceklerine olan inancım ve bu yöndeki çabalarım sonucu evde ve iş yerinde amatör olarak ürettiğim ebru, ahşap, mini heykel ve bibloları sergileyebileceğim uygun bir yer bularak atölye olarak faaliyete geçirmeyi hedefledim. Hayvan sever dostlarımın da katkısı ile şu anki atölyemi hayata geçirmiş oldum.

Atölyenizde neler yapıyorsunuz?

Genellikle patili dostlarımızın figürleri ile mumluk, tütsülük, ahşap abajur, mum yapımı ve yaşadığımız mekanlara değer katacağına inandığım diğer dekoratif ürünleri tasarlayıp üretmeye ağırlık veriyorum. Ahşap boyama, ahşap eskitme, ahşap yakma, ahşap lazer kesim, mikro mozaik çalışmaları, ebru, silikon kalıp alma ve taş tozundan döküm yapıyorum. Bunun yanı sıra artık kullanılmayacak olan her türlü eşya veya malzemenin dekoratif olarak geri dönüşümlerini sağlıyorum. Doğadan elde ettiğim ağaç kökü, taş gibi malzemeleri yeni formlara dönüştürmek hayal gücümü geliştiriyor. Ayrıca çeşitli yollarla elde ettiğim ahşap ve plastik paletler ile sokaklarda yaşayan can yoldaşlarımız patili dostlarımız için kulübe ve mama istasyonu yapıyorum. Yaklaşık bir yıl içinde Çubuk ve Kazan/Saray bölgesindeki boş arazilerde yaşam savaşı veren köpekler için 36, şehir içinde mahalle aralarında yaşam savaşı veren kediler için 53 adet barınak/yuva yaptım. Bunun yansıra kendi yaşam alanlarındaki sokak hayvanları için barınak yapmak isteyen insanlarımıza malzemelerini temin etmeleri koşulu ile ücretsiz olarak barınak/yuva yapıyorum. Ürün satışından elde ettiğim gelirin yüzde 25 i ile sokak hayvanlarına mama alıp dağıtıyor veya çeşitli barınaklara bağışlıyorum.

Eserlerinizde ne tür malzemeler kullanıyorsunuz?

Doğal ahşap, kavak kontrplaklar, mermer ve taş tozu, su bazlı boya ve vernikleri tercih ediyorum. Solvent bazlı ürünler kullanmıyorum.

Ebru yaptığınızı da biliyoruz ebru serüveniniz nasıl başladı?

2003 yılında katıldığım bir etkinlikte tanıştım Ebru ile. Renklerin suyla dansının büyüsünü gördüm burada.  Yoğunluğu artırılmış su yüzeyine toprak boyaların at kılından yapılan fırçalar ve gül ağacından yapılan fırça sapları ile serpilmesin muhteşem güzellikte renk desenleri ortaya çıkarması ilgimi çekti. Ayrıca kullanılan tüm malzemelerin doğal olması solvent tiner gibi insan sağlığı için zararlı olan kimyasalların kullanılması ilgimi daha da artırdı.  O anki ruh haliniz ve hayal gücünüz ile oluşturduğunuz bir ebrunun birebir aynısını yapmanız mümkün değildir. Ebrunun tekrarı ve geri dönüşü olmayan bir değişik bir sanat olması etkiledi beni.

“KEDİ VE KÖPEK EVLERİ YAPIN”

Canla başla çalışan bir hayvanseversiniz bu konuda halkımıza neler söylersiniz?

Sokağınızdaki, şehrinizdeki ve dünya üzerindeki bütün hayvanları korumak için yapabileceğiniz sizin için küçük, hayvanlar dostlarımız için oldukça büyük şeyler var.  5199 sayılı kanun gereğince; sokakta yaşayan hayvanların sadece aşılama, kısırlaştırma ve tedavi maksadıyla yaşadıkları bölgeden alınarak sonrasında aynı bölgeye bırakılması yasal zorunluluktur. Bir evcil hayvan istiyorsanız satın almak yerine yuvaya ihtiyacı olan bir hayvanı sahiplenin. Evcil hayvan beslemek çocuk sahibi olmaktan farksızdır. Evcil hayvanınız sizin için bir hobi ve dönemsel duygusal boşluğunuzu dolduracak bir araç değildir. Doğanın sadece sizin değil hayvanların da evi olduğunu ve çevre kirliliğinin sizin için olmasa bile hayvanlar için ölümcül olabileceğini unutmayın. Hayvanların sadece size kürk, çanta, ayakkabı olmak için öldürülmesinin karşısında durun. Hayvanlar için çalışan sosyal sorumluluk projelerine katılın. Bir gününüzü hayvanlara hizmet etmeye ayırın. Hayvanlara ev sahipliği yapan yeşil alanlar, hayvanların barınabilmesi ve yiyecek bularak yaşamlarını sürdürebilmesi için çok önemli. Yeşil alanların korunması konusunda bilinçli olun, yetkili organizasyonlarla birlikte çalışın.

Hayvanlar için her bireyin asgari müşterekte yapması gereken şeyler nelerdir?

Yapabileceğiniz belki de en basit şey sokağınızda bulunan hayvanların başını okşamak, yemek ve su vermek, hasta veya muhtaç bir hayvan gördüğünüzde otoritelere haber vermek.

Yaşadıkları sokakları hayvanların yaşam şartlarına uygun hale getirmek, özellikle kış aylarının zorlu koşullarında hayatta kalabilmeleri için kritik derecede önemli. Kalın mukavva kartonlar, sunta, strafor gibi malzemelerden yapabileceğiniz yuvaları naylonla kaplayıp, altına bir yükselti yerleştirerek su geçirmez bir hale getirebilirsiniz. Evinizde kullanmadığınız battaniye, kazak gibi eşyalarınızı da bu evlerin içine koyabilir, sokaktaki dostlarınız için sıcacık ve konforlu bir sığınak oluşturabilirsiniz. Hangi mevsim olursa olsun, sokaktaki hayvanların su ya da mama bulması, özellikle şehir koşullarında, gittikçe zorlaşıyor. Bu sokaktaki dostlarımızın yetersiz beslenme sonucu hastalanmalarına yol açıyor, bu da ömürlerini kısaltıyor. Burada bize düşen görev, kurduğumuz kedi ve köpek evlerinin yakınlarına periyodik olarak mama ve su koymak. Siz de özellikle yaz aylarında kapınızın önüne bir kap su, bir kap mama koyabilir, dostlarımızın sokaktaki yaşamına destek olabilirsiniz. Küçük dostlarımızın bizden en büyük beklentileri sevgi! Gördüğünüz bir kedinin ya da köpeğin başını okşamanızın onu ne kadar mutlu ettiğini tahmin bile edemezsiniz! Unutmayın, onlar bizleri karşılıksız seven kadim dostlarımız! Emin olun sokak hayvanlarını sevmek, onlara olduğu kadar size de iyi gelecek. Bulunduğunuz bölgedeki barınaklara mama desteğinde bulunmak sokaktaki canlara yardım eli uzatmanın en güzel yollarından biridir. Hayvanseverler Etimesgut İlçesi Şehit Ali Mahallesinde bulunan PATİKO (Patileri Koruma Derneği) Valilik onaylı yasal yardım toplama izinli hayvan koruma kurtarma derneğine yardımda bulunabilir.

Kaynak: Zehra ŞAHİNDOKUYUCU