Nursel Dilek Manavbaşı

Fotoğraf: Muhammed Ali Yahşi 

Ankaralı berberler “11 Mayıs Berberler Günü”nü kutlamaya hazırlanıyor Ankaralı berberler “11 Mayıs Berberler Günü”nü kutlamaya hazırlanıyor

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla kadına şiddeti kınadı. Ankara Barosu Kadın Hakları Merkez Başkanı Avukat Sevil Ceylan Erkat,  Ankara Adliyesi Ek Hizmet Binası önünde yaptığı açıklamada ‘Gerçek gündem kadına yönelik şiddettir’ dedi.

Açıklamaya katılan kadın avukatlar, ‘Kadın kadının yurdudur, Kadın Cinayetleri Politiktir’ yazılı pankartlar açarak kadına şiddeti kınadı.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ KADINA ŞİDDETİN SEBEBİDİR

Sevil Ceylan Erkat, kadına yönelik şiddetin temel sebebinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için İstanbul Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi bütüncül politikalar gerekli olduğunu ifade etti. Ancak siyasetin, gerçek gündemden çok uzakta olduğuna dikkat çekti. Erkat “Oysa gündemimiz şiddet olmalı, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın cinayetlerinin sona erdirilmesi olmalıdır. Gerçek gündemi hatırlatmak için buradayız.” dedi.

Erkat açıklamasında Gazze’de yaşanan savaşı hatırlattı. Savaşın ve göstermelik barış çabalarının kadın ve çocuklara yönelik çok ağır olduğunu belirtti.  Şiddetin zehrini reddetmek için burada olduklarını söyledi. 

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkez Başkanı Avukat Sevil Ceylan Erkat “Kadına yönelik şiddetle mücadele ediyoruz” cümlesini pek çok yönetenden duyduklarını ifade ederek  ‘Medeni Kanun başta olmak üzere yasalarda yapılmak istenen değişikliklerin ve yargı uygulamalarının mücadele etmekten öte şiddeti meşrulaştırmaya yönelik olduğunu görüyoruz.’ dedi. Erkat: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bu kadar derinken yoksulluk nafakasının kaldırılması kadına yönelik ekonomik şiddetin meşrulaştırılması demektir. Medeni Kanun’da değişiklik planları dayatmak ataerkinin cenderesinin sıkılması demektir, haklarımızdan geri dönüş demektir; yani eşitlik taleplerimizden vazgeçmek demektir, kadına karşı şiddetin meşrulaştırılması demektir. Reddediyoruz.”

Kadına yönelik şiddetle mücadele edildiği siyasi söyleminin gerçekle bağlantısı olmadığını söyleyen Erkat, ‘Birçok yargı uygulamasında, şiddet mağdurlarına yönelik kolluk ve diğer yargı çalışanlarının davranışları bu söylemlerin özde değil sözde olduğunu ortaya koymaktadır.’ Dedi.

Erkat, şiddetin önlenmesine yönelik yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Yargıda erkeklik savunmalarının dikkate alınmaması, şiddet faillerine caydırıcı cezaların uygulanması, koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkili şekilde uygulanması, etkili soruşturma ve kovuşturmaların yapılması, yargı mekanizmalarının eril bakış açısından sıyrılarak karar vermesi ile şiddetin önlenmesine yönelik mücadele olduğuna ikna olabiliriz.”

Editör: Ezgi Bardakçı