Prof. Dr. Altuntaş, dün  21 Nisan Akut Miyeloid Lösemi Dünya Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Akut Miyeloblastik Löseminin bir tür kan kanseri olduğunu belirtti.

"Bugün 21 Nisan, Akut Miyeloid Lösemi Dünya Farkındalık Günü. Dünyanın her yerinden insanların bu kanser hakkında farkındalık oluşturmak, bilgilendirme ve bilinçlendirme yapmak için bir araya geldiği bir gündür." ifadesini kullanan Prof. Dr. Altuntaş, AML'nin bir tür kan kanseri olduğunu ve kan hücrelerinin üretildiği kemik iliği ve dolayısıyla kanı etkileyen bir kanser türü olduğunu kaydetti.

Kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin kontrol dışı aşırı çoğalmaya başladığı zaman löseminin ortaya çıktığını, löseminin yetişkinlerde 10 kat daha fazla görüldüğünü aktaran Fevzi Altuntaş, "Erişkinlerde en sık gözlenen akut lösemi türü Akut Miyeloid Lösemidir." ifadesine yer verdi.

Daha önce alınan kanser tedavisi, genetik hastalık ve moleküler bozukluklar, bazı kan hastalıkları, bağışıklık sistemi bozuklukları, yüksek düzeyde ışına maruz kalmanın, benzen gibi bazı kimyasallara maruz kalmanın, sigara, obezite, ailede lösemi öyküsü ve bazı virüslerin lösemi riskini artırabileceğini belirten Altuntaş, bu risk faktörlerini ortadan kaldırmanın veya azaltmanın lösemi gelişim riskini de azaltabileceğini vurguladı.

- "Başarı oranı yüzde 60'ları aştı"

Tıp ve diş hekimliği uzmanlık eğitimine ilişkin taslak müfredat erişime açıldı Tıp ve diş hekimliği uzmanlık eğitimine ilişkin taslak müfredat erişime açıldı

Lösemide yenilikçi yaklaşımlarla başarı oranlarının yüzde 60'ları aştığını, bu bağlamda bireyselleştirilmiş tedavinin gerekli olduğunu ifadesini kullanan Prof. Dr. Altuntaş, lösemi tedavisinde son 30 yıla bakıldığında genel anlamda yüzde 10'larda olan başarı oranının bugün yüzde 30'ların üzerine çıktığını, bazı alt gruplarda da 60'ları geçtiğini kaydetti.

Altuntaş, klinik araştırmalar sonucu, hastalık nedeniyle ölüm oranlarının yüzde 0,5 oranında azaldığını belirterek, "Hastalar açısından yenilikçi tedavilere ulaşım bir şanstır, bunun asla 'denek' gibi algılanmaması lazım. Standart tedavileri tüketen her hasta yenilikçi tedavilere erişim için klinik araştırmalara katılmalıdır." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA