TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atalık, TÜİK verilerine göre son bir yıllık enflasyon yüzde 11,10 olduğunu ifade ederek, 'Buna karşın aynı dönemde Et ve Süt Kurumu (ESK) verilerine göre; yem fiyatlarındaki artış yüzde 21 ile yüzde 53 arasında oldu. Yoncadaki bir yıllık fiyat artışı yüzde 21 olurken, süt yemi yüzde 26, besi yemi yüzde 28, silajlık mısır yüzde 29, saman yüzde 38, korunga yüzde 53 oranında artış gösterdi. Girdi fiyatlarındaki en düşük artış yüzde 17 ile üre gübresinde görülürken, mazotta yüzde 27, DAP gübresinde ise yüzde 39 oldu.' diye konuştu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine değinen Atalık, 'Bu verilere göre ülkemizin 74 milyon ton kaba yem ihtiyacı bulunmaktadır. Bunun 59 milyon tonu üretilebilmekte olup 15 milyon ton kaba yem açığımız bulunmaktadır. Fabrika yemi ihtiyacımız ise 9 milyon tondur. Bunun 4 milyon tonu üretilebilmekte olup 5 milyon ton fabrika yemi açığımız bulunmaktadır. Üretebildiğimiz yemin hammaddesi mısır ve soyanın da yarısı yurtdışından GDO`lu olarak ithal edilmektedir.' ifadelerinde bulundu. Atalık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'En ucuz yem kaynağımız meralarımız, her geçen gün amaç dışı kullanımlara tahsis edilerek hayvancılık sektörünün yem ihtiyacını karşılamaktan uzaklaşmaktadır. Piyasadaki yem yetersizliği fiyatları hızlı bir şekilde yukarı çekmekte, yem üretimini planlamaksızın sektöre giren işletmeler birbiri ardına iflas etmektedir. Kullanılan girdiler açısından Türkiye'nin yurtdışına bağımlı oluşundan dolayı döviz kurundaki en ufak artış üretim maliyetlerini çok hızlı bir şekilde artırmaktadır. Gerek yem fiyatlarındaki gerekse girdi fiyatlarındaki artış enflasyonun çok üzerinde gerçekleşirken Edirne Ticaret Borsası verilerine göre canlı dana fiyatındaki artış yüzde 7, Ankara Ticaret Borsası verilerine göre dana karkas fiyatlarındaki artış yüzde 1 ile enflasyonun oldukça altında kalmıştır. Buna karşın ESK`nın satış fiyatları değişmemiştir; kıyma 28,75 TL, kuşbaşı 31 TL. Ülkemizin hayvancılık politikası serbest piyasada tüketici fiyatlarına odaklanmış, artan fiyatlara çözüm olarak da ithalat yolu seçilmiştir. TÜİK verilerine göre sığır ithalatı 2017 yılının ilk 4 ayına göre 2018 yılının ilk 4 ayında yüzde 110 artış göstermiştir. Aynı dönem için koyun ithalatı 23 kat, kırmızı et ithalatı 11 kat artış göstererek 2010 yılından beri devam eden ithalat rekora gitmektedir. Bu durum yurtiçi üretimimizi daha da zorlaştırmaktadır.'

Üreticilerin sorunlarının çözülmediğini aktaran Atalık, şunları söyledi: 'Sekiz yıldır artarak devam eden ithalata rağmen üretici kanadındaki sorunlar çözülememiş ve serbest piyasada fiyatlar bir türlü kontrol altına alınamamıştır. Üreten bir sektör ve tüketicinin uygun fiyatla ürünü alabilmesi için bize serbest piyasayı dayatan ülkelerin kendi ülkelerinde yaptıkları gibi tarımımızı desteklememiz, çiftçimizi üretime, kalite ve standarda yönlendirmemiz, örgütlenmesini sağlamamız, ürününü işleyerek kooperatif yapılar üzerinden tüketiciye ulaştırarak aracıyı azaltmamız, yem sorununu çözmemiz, meralarımızı korumamız ve ıslah ederek yem maliyetlerini aşağı çekmemiz, yurtdışına bağımlı olduğumuz girdi maliyetlerini destekleyerek düşürmemiz gerekmektedir. ESK da ithalatçı bir şirket hüviyetinden kurtarılarak asli görevi olan üretimi ve kaliteyi hedefleyen, bu doğrultuda üretim maliyetlerini düşürerek tüketicinin sağlıklı, kaliteli ve ucuz ürüne ulaşmasını sağlayan bir kamu kurumuna dönüştürülmesi gerekmektedir.'

Editör: Haber Merkezi