Art Doll, çeşitli malzeme ve tekniklerin bir arada kullanılmasıyla oluşturulan tür, biçim ve tarz bakımından farklılıklar gösteren aynı zamanda heykelin özelleştirilmiş bir türü olan el yapımı sanatsal bebeklerdir. Bu bebeklere can verenlerden biri de Hatice Dönmez. Bebek yapım sanatı (Art Doll) alanında yaptığı çalışmalarla büyük beğeni toplayan Hatice Dönmez, “El, yüz ve ayak modellemelerimi polimer kil ile yapıyorum. Kukla bebeklerimde genelde seramik hamuru kullanıyorum. Aslında hangi bebeği yaptığım ile orantılı olarak malzemeler çeşitleniyor. Doğadan malzemeler ya da kızımın oyuncaklarından dönüştürebildiklerimi de sanat bebeklerimde kullanabiliyorum.” diye ifade etti.

“Kendimi bildiğimden beri resim yapmayı, değişik malzemeler kullanarak üç boyutlu çalışmalar  yapmayı hep çok sevdim.” diyen Hatice Dönmez ile sanatla olan hikayesini ve sanatsal bebek (ArtDoll) yapımını konuştuk.

• Eğitiminiz ve kısa bir özgeçmişinizle başlayalım isterseniz. Hatice Dönmez kimdir? Bize kendinizi anlatır mısınız?

1982 Ankara’da doğdum.1999 yılında Ankara Lisesini bitirdikten sonra 2001 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’ne girdim. 2005 yılında mezun olduktan sonra 2013 senesine kadar çeşitli atölyelerde anıt heykeller yaptım ve birçok sergiye katıldım. 2014-2015 seneleri arasında İstanbul’da galerist olarak çalıştığım sanat galerisinde, sanatın uzak kaldığım, renkli dünyası (resim) ile yakından tanışma fırsatı buldum. Bu renkli dünyanın; heykellerimin bir parçası olması gerektiğine o zaman karar verdim.

2015 Ankara’ya döndükten sonra heykel ve resmi harmanladığım renkli ve üç boyutlu bir dünya yarattım kendime. Araştırmalarımın sonunda yoğunlukla yurtdışında yapılan, sanat bebekleri ile tanıştım. 2019 yılına kadar yoğun bir araştırma ve deneyimleme süreci yaşadım. (Hala daha öğrenme aşamasındayım. Öyle bir alan ki her yeni yaptığınız çalışmada başka bir deneyim kazanıyorsunuz.)

2019 yılında kızımın doğumu ile ruhsal anlamda gelişmemin tavan yaptığı süreç aslında benim için onunla birlikte çalışmalarımın çözümleyemediğim her noktasını çözmeye başladım. Nedendir bilemiyorum hayal dünyam serbest kaldı. Bu olaya doğumun vücudumda bıraktığı mucize olarak bakıyorum :)

“ÜÇ BOYUTLU ÇALIŞMALAR YAPMAYI HEP SEVDİM”

• Çizgi ile olan hikâyeniz nasıl başladı?

Kendimi bildiğimden beri resim yapmayı, değişik malzemeler kullanarak üç boyutlu çalışmalar  yapmayı hep çok sevdim. Profesyonel olarak çizime, üniversiteye hazırlık için, Mersin Silifke de  Ressam Halit Aker'in sanat atölyesinde başladım. Heykeltıraş Malik Bulut’tan dersler aldım. Çizim hayatıma ve heykele adım atmamda en büyük şansım oldular. O günden bugüne çizmeyi, heykel yapmayı, üretmeyi hiç bırakmadım.

• Yaptığınız bebekler kitre bebek mi?

Kitre Anadolu’da yetişen Geven bitkisinden elde edilen bir zamk türüdür. Kitre bebeğe ismini vermesi bu bebeğin ana malzemesi oluşundandır. Bebeklerimde kitre kullanmıyorum. Ana malzeme olarak Polimer kil (ev fırınında pişirilen türü) kullanıyorum. Malzemenin kolay şekil alışı benim için önemli. Aceleci bir yapım olduğu için :) Kitre benim için uygun bir malzeme olmadı. Tek tek elde modellenmeleri, üretim sürecinin zor olması, heykeltraş usullerine göre çalışılıyor olması, kalıp kullanmaksızın hepsinin tek tek elde modelleniyor oluşları kitre bebeğin ve diğer sanat bebeklerinin ortak noktasıdır.

• Bize yaptığınız bu sanatın inceliklerinden bahsedebilir misiniz? Belli teknikleri ve özellikleri nelerdir?

Sanat bebeği (ArtDoll), çeşitli malzemelerin ve çeşitli sanat dallarını (heykel, resim, tekstil...) bir araya toplayan, deneyim ve duygularınızı, renkli, üç boyut haline getirebileceğiniz bir sanat dalıdır. Her sanat bebeği ustasının kendine özel şekilleri, figürleri, kumaşları vardır.

Kendimden örnekle; çalışmalarımda yoğun olarak (bir doğa aşığı olarak) doğanın renklerini ve antik renkleri kullanıyorum. Bilgi ve hatıra dolu olmaları nedeni ile insanın ve doğanın yıllanmışı benim için ayrı bir anlam taşıyor. Antik renkleri yoğun olarak kullanmamın sebebi de budur.

“ATIK MALZEMELER BENİM İÇİN MALZEMEYE DÖNÜŞEBİLİYOR”

• Ne tür malzemeler kullanıyorsunuz?

El, yüz ve ayak modellemelerimi polimer kil ile yapıyorum. Kukla bebeklerimde genelde seramik hamuru kullanıyorum. Aslında hangi bebeği yaptığım ile orantılı olarak malzemeler çeşitleniyor. Doğadan malzemeler ya da kızımın oyuncaklarından dönüştürebildiklerimi de sanat bebeklerimde kullanabiliyorum. Mesela bir sürpriz yumurtanın dış plastik kısmını sepete ya da abajura dönüştürebiliyorum. Ya da bu plastikler büyükse cadının kazanına çevirebiliyorum. Ya da cadının süpürgesinin sapını kurumuş ağaç dallarında kullanabiliyorum. Çevremizdeki atık diye baktığımız her şey, bana dönüştürülebilir bir sanat malzemesi olarak görünüyor.

• Çalıştığınız en farklı ve sizi en heyecanlandıran çalışma hangisi?

Aslında hepsi:) Her yaptığım figür, canlanmaya başladığında heyecanım artıyor ve yüzümde bir gülümseme ile bitiriyorum. Her figüre başka bir tecrübe ekleyerek ilerliyorum. Bu yüzden birini bir diğerinden ayıramıyorum. Hepsinin bana öğrettiği bir şeyler var.

“GÜNDELİK HAYATTAKİ HER ŞEY BENİM İÇİN İLHAM KAYNAĞI”

• Çalışmalarınızı yaparken ne tür referanslar ya da hangi sanatçılar sizi etkiliyor?

Belirli bir kişi ya da alan yok aslında. Bir illüstrasyon sanatçısının eserinde kullandığı o muhteşem kalp şekli, izlediğim bir Hayao Miyazaki çizgi sineması ya da birden karşıma çıkan üstü başı çamurlu ama o suratındaki eşsiz gülümsemesi ile bir çocuk fotoğrafı bana ilham oluyor. Gündelik hayatımızda bakıp ama görmediğimiz her şey benim ilham kaynağım.

• İlerleyen dönemlerdeki projeleriniz neler? Planlarınızdan ve hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?

Birkaç senedir sanat bebeklerimle fuar ve sergilere katılıyorum ve bu yönde çalışmalar yapmaya devam edeceğim. Tabii ki bir yandan hem kendimi daha da geliştirmeye (ki öğrendiğim hiç bir şey bana yetmiyor:) bir yandan da bu sanat alanını bilmeyen, tanımayan insanlara tanıtmaya devam edeceğim. Ülkemizde sanatın yeni tatlara ihtiyacı var. Çok yönlü bakabildiğimizde, sanatı tek bir alana sıkıştırmadığımızda, zenginleşeceğiz. Sanat dünyamız genişleyecek ve rahatlayacaktır.

“KADINLAR HER ALANDA KENDİ GÜÇLERİNİ ORTAYA ÇIKARMALI”

• Son olarak sanat dünyasında kadın olarak var olmak konusunda ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Kadın sanatçılar neden görmezden geliniyor?

Bizim yaşadığımız coğrafyada kadın üstüne yüklenen, ev işi, çocuk bakımı, ilgilenmesi gereken ebeveynler ve sonsuz huzur bulduğu sanatı arasında gelip gittiği için zorluklar yaşıyor. Bir kadın olarak, yaşamlarımızda, hayatın devasa sorunları ile baş etmeye çalışırken sanata ayırabildiğimiz zaman çok kısıtlı ve bu bizi daraltıyor. Ve her alanda olduğu gibi sanat alanında da gelişmemizin önüne geçiyor. Bir de üstüne kadınlar, ‘Erkeğin önüne geçemezsin’ bilinci ile de yetiştirildiği için, bastırılmış kişilikleri atılım yapmalarına izin vermiyor. Oysa kadınlar üretici, yaratıcı, çok yönlü ve çok güçlü varlıklar. Tek temennim bu güçlerinin farkına varmaları ve önce kendi yaşamlarının öncüleri olmalarıdır. Bu ülkenin görünmezi olmayı bırakıp her alanda kendi güçlerini ortaya çıkarmalılar.

Kaynak: Makbule AKGÜL