Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Sevim Karbüken, uzun süren ve kondisyon olarak güçsüz kalınan kış aylarından sonra, önlenebilir risk faktörlerinden kaynaklanan kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önerilerde bulundu. İnsanın fiziki ve ruhsal değişimiyle birlikte atmosferde yaşanan ısı ve basınç değişimi, polenlerdeki artış ve güneşin de etkisiyle kalp hastalıklarından alerjiye bağlı sorunlara, cilt hastalıklarından böbreklere kadar birçok organı etkileyen sağlık sorunlarına daha sık rastlanabildiğini ifade eden Karbüken, bu dönemde özellikle kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda olan kişilerin dikkat etmeleri gerektiğini belirtti.

“BAHARLA BİRLİKTE KALP HIZINDA SIKLIKLA BİR ARTIŞ OLUR”

Doç. Dr. Sevim Karbüken, şu bilgileri verdi: “Aslına bakılırsa soğuk kış mevsimi ve sıcak yaz mevsimine oranla bahar mevsiminin kalp hastalıkları üzerinde daha olumlu bir etki yapması beklenir. Zira kalp krizi riskinin düşük olduğu 12-26 derece sıcaklık ortalamalarını genelde bahar ayında yakalarız. Bahar ayı aynı zamanda bir uyanış ayıdır. Çiçeklerin, börtü böceklerin canlanma mevsimidir. Vücudumuzun kış uykusundan uyanacağı bu mevsime giriş ne yazık ki her zaman sağlıklı şekilde olmuyor. Özellikle baharın ilk 2 haftasında enfeksiyon ve alerjik hastalıklara daha sık rastlanıyor. Kış ayından bahara geçerken kalp krizi riskinde yüzde 15’lik bir yükselme izleniyor. Bahara olumsuz şekilde girişimizin en önemli sebebi aslında mevsim değişikliği. Bu riski süreç yazdan sonbahar ayına geçişte de yaşanıyor. Gece ve gündüz arasında oluşan sıcaklı farkı, artan nem ve sıcaklık, alerjenlerin havada sıklaşması ve havadaki iyon dengesinin değişmesi baharın kalp ve damar hastaları üzerinde ek risk oluşturmasına sebep oluyor. Günden güne 15 derecelere varan ani sıcaklık değişimleri de gribal enfeksiyonların sıklaşmasına yol açıyor. Havadaki iyon, toz ve polen yoğunluğu da alerjik akciğer hastalıklarını sıklaştırır. Baharda oluşan bütün bu değişimler kalp üzerinde ek yük oluşmasına yol açar. Özellikle kalp yetersizliği olan kişilerde kliniğin kötüleşebilir. Kışın bitimiyle gribe veda ettiğimizi zannederken tekrar gribe yakalanmamız sürpriz olmaz. Özellikle gezginlerin yakalandığı griplerde hastalığın yayılarak kalbi tutma ihtimali mümkün. Bu durum kalp gribi olarak nitelendirilebilecek bazen kalp krizini taklit eden şiddetli göğüs ağrılarına yol açabilir. Kalp üzerinde artan yükün diğer bir sebep ise kıştan kalan vücudumuzu direk baharın hızlı temposuna adapte etme isteğidir. Kış döneminde sıklıkla terk edilen egzersizler, alınan kilolar ve yavaşlayan metabolizmayı birden hızlandırmanız oldukça zordur. Güneşin görüldüğü ilk hafta sonu yapılacak mangal sonrası futbol aktiviteleri ritim bozuklukları, yüksek tansiyon ve kalp krizi ile sonlanabilir. Yüksek rakımda yapılan piknik ve sporlarda bu şikayetler daha belirgin hale gelebilir. Vücut yüksek rakıma ve neme hızlı ayak uyduramadığından ciddi nefes darlığı atakları saptanabilir. Baharla birlikte kalp hızında sıklıkla bir artış olur. Bu durumun temel sebeplerinden biri de havadaki iyon dengesizliğidir. İyonlar gözle görülmeyen, kokusuz küçük moleküllerdir ve sıklıkla solunum ile vücuda alınır. İyonlar nem, sıcaklık, basınç değişikliklerinde havada daha sık oluşur. Rüzgarlı havalarda negatif iyonlar daha ağırlıktadır. Bu iyonlar vücuda alındığında sıklıkla vücudun elektriğini nötralize eder. Kişiden kişiye değişmekle birlikte negatif iyonlar genelde vücutta antidepresan etki yaparken; pozitif iyonlar yorgunluk, halsizlik, kaygı ile seyreden bahar yorgunluğunu tetikler. Positif iyon maruziyetinde çarpıntı şikayetleri sıklıkla izlenir.

Çocuklarda göz sağlığı için "30" kuralı Çocuklarda göz sağlığı için "30" kuralı

“DAMARLAR SOĞUK HAVALARDA BÜZÜLÜR SICAK HAVALARDA GENİŞLER”

Mevsim geçiş dönemlerinin insan sağlığı üzerinde bazı etkileri olur. Bu dönemde değişen hava şartları doğal olarak vücut dengemizi de etkiler. Bu ektilerden biri de kalp sağlığı ile ilgili olan kalp nezlesi vakalarının artmasıdır. Dondurucu kış aylarından bahara geçtiğimiz bugünlerde ani ısı değişimlerinin kalp krizine davetiye çıkarır. Damarlar soğuk havalarda büzülür, sıcak havalarda ise genişler. Risk faktörü olan kişilerin kalbi bu değişime ayak uyduramayarak kalp krizi geçirebilir. Sıcaklarla birlikte havadaki nem oranı da artar, bunun sonucunda da terlemeyle birlikte su ve mineral kaybı meydana gelir. Vücutta sıvı kaybı yaşanması ile kanda koyulaşma ve pıhtılaşma meydana gelebilir ve bu durum da kalp krizi ve felç riskini artırır. Vücudumuza dakikada yaklaşık 5,5 litre kan pompalayan kalbimiz ile ilgili rahatsızlıklar her an kapımız çalabilir. Bu noktada önemli olan ise rahatsızlık kapıyı çalmadan önlem almak. Kalp hastalıkları açısından riski azaltmak için kan basıncı yüksekliğinin de kontrol altında tutulması gerekir. Özellikle tansiyon hastalığı olanların ve risk grubunda yer alan kişilerin ayda bir kez, aynı gün içerisinde tansiyonlarını belirli aralıklarla birkaç kez ölçmesinde yarar var. Ölçülen değerin büyük tansiyon için 140 kan basıncı, küçük tansiyon için ise 90 kan basıncı ve altında olması gerekir. Bu değerleri aşan durumlarda ise mutlaka bir uzmana danışılmalı. Tansiyon ilacı kullanan kişilerin de tedavilerine aksatmadan devam etmeleri gerekir. Aşırı tuz tüketimi başta böbrekler ve kalp olmak üzere birçok organı ve dolayısıyla genel sağlığımızı olumsuz yönde etkiler. Fazla miktarlarda alınan tuz tansiyonun yükselmesine neden olurken bu durum damar sağlığını olumsuz etkiler. Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak adına yemeklere tuz atmadan önce bir kez daha düşünün. Sigara kullanımı damarlarda tıkanmaya yol açarken aynı zamanda kanı koyulaştırarak pıhtılaşma eğilimini artırır. Bu nedenle sigara kullanan kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda yer alan kişilerin en kısa sürede sigarayı bırakmak için çözüm aramalarını gerekir. Fazla alkol tüketimi ise idrar söktürücü etkisi ile kanın koyulaşmasına ve pıhtılaşmaya sebep olurken, kullanılan ilaçların etkilerini de değiştirebilir.

“D VİTAMİNİ TAKVİYESİ İÇİN BAHAR GÜNEŞİ ALIN”

Öncelikle üstümüzdeki ölü kış giysimizi birden çıkarıp atmamız mümkün değildir. Bu bir geçiş sürecidir ve sabırlı olmak gerekir. Bahara zinde girmenin en önemli yolu spor yapmaktan geçiyor. Sabah yapılacak esneme ve gevşeme hareketleri sonrasındaki 30 dakikalık orta tempo yürüyüş ile bahara merhaba diyebiliriz. Birkaç gün içinde yürüyüş temposunu arttırarak kondisyon düzeyini arttırmak mümkün. Egzersiz yapmanın en keyifli yollarından biride bahçe işleri... Bahar ayında bahçenizi ekerek hem doğal sebze yetiştirebilir hem de kalp damar sağlığınızı koruyabilirsiniz. Bahçede ortalama bir saat çalışma, yaklaşık altı kilometre yol yürümeye eşdeğer tutulmakla birlikte, vücuda esneklik ve direnç kazandırıyor. Özellikle gün ışığı ve toprakla ilgilenmek gerginlik ve kaygının da azalmasına katkı sağlıyor. Bahar güneşinden faydalanma zamanı. Vücudumuzun direnci ve kalp damar sağlığı için önemli bir vitamin olan D vitamini genelde şubat ayında dip yapar. Baharla birlikte D vitamini depolarını doldurmanın en doğal yolu ise bahar güneşi. Öğle saatlerine doğru 20-30 dakika kol ve bacaklardan alınacak güneş ışınları günlük D vitamini ihtiyacını karşılayacaktır. Nefes alma egzersizleri ile bahara daha sağlıklı bir giriş yapabilirsiniz. Doğru nefes alma tekniği ile kalp ve damar sağlığında düzelme izlenir. Derin soluk alındığında kan basıncında düşme ile birlikte kalbe gelen kan miktarında artış olur. Bu durum vücuttaki ödemin azalmasına ve daha çok kanın akciğerler tarafından temizlenmesine yol açar. Nefes tutulduğunda ve verildiğinde kalp ritminde düşme izlenir. Doğru nefes taktiği ile çarpıntı sıklığında azalma meydana gelir. Bütün akciğeri çalıştırarak alınacak doğru nefes ile özellikle kalp yetersizliği hastaları ciddi derecede fayda görebilir. Doğru nefes tekniği sadece kalp ve damar sağlığını değil bütün vücut sağlığına katkı sağlar. Kaygı ve depresyon sıklıkları azalır. Ağrılı kas hastalıkları ve migren atak sıklığında azalma sağlar. Akciğer kapasitesinde artış yapar. Sindirimi kolaylaştırır. Zihinde canlılık uyandırarak dikkat ve hafızayı güçlendirir. Uyku öncesi yapılacak nefes egzersizi ile uyku kalitesinde artış sağlanır. Nefes egzersizinin yoga yada meditasyon ile birleştirilmesi vücutta genel rahatlama sağlayarak ek fayda getirebilir. Günlük önerilen nefes egzersizi süresi 15-30 dakika arasındadır. Nefes egzersizinin toz ortamı düşük fresh bir ortamda yapılması alınacak faydayı katlayacaktır. Açık havada güneş altında yapılacak nefes egzersizi ile ek olarak vücudun günlük D vitamini ihtiyacı da karşılanmış olacaktır. Nefes egzersizleri ile alınacak negatif iyonlar vücudun bahar yorgunluğunu çabucak atlatmasını sağlayacaktır.

“ISI DEĞİŞİMLERİNE KARŞI TEDBİRLİ OLUN”

Bahara sağlıklı girmenin diğer önemli öğesi ise sıvı tüketimi, yani su… Kış aylarında genelde terk ettiğimiz su içme alışkanlığını tekrar kazanmamız gerekir. Baharın vücuda getireceği hareket ile vücudun su ihtiyacı artacaktır. Su kanın kıvamını ayarlayan temel etkendir. Yeterli su içmek demek kanın akışkanlığının iyi olması ve damar sağlığının korunması anlamına gelir. Günlük yeterli miktarda su içmeyen kişilerde nefes darlığı ve çarpıntı şikayetlerine daha sık rastlanılır. Ayrıca böbrek fonksiyonlarımızı korumak, su-mineral seviyesini optimal düzeyde tutmak için günde 2 litre su tüketimine önem vermemiz gerekir. Baharın canlandırıcı havasına merhaba derken bu havayı sigara ve tütün ürünleriyle kirletmemek şart. Kışın getirdiği yakıt kirliliğine ek olarak ciğerlerini sigara dumanı ile dolduran kişiler baharın temiz havasıyla detoks yapabilirler. Sigaranın azı çoğu her şekilde zararlıdır. Günde 3-4 sigara içen kadınlarda ve 6-7 sigara içen erkeklerde kalp krizi riski ikiye katlanmaktadır. Baharla birlikte daha rahat ulaşacağımız taze sebze ve meyve tüketimi ile kalp ve damar sağlığınıza olumlu katkı sağlayabilirsiniz. Günde iki porsiyon mevsim meyvesi, 2 porsiyon salata ve 1 porsiyon sebze yemeği ile günlük lif, antioksidan ve vitamin ihtiyacını karşılamak mümkün. Baharla birlikte spora başlayacak kişiler vücudu güçlendiren ve bahar yorgunluğunu yok eden smoothie içecekleri tercih edebilirler. Elbette bu içecekleri kendilerinin evde yapması koşulu ile. 1 elma, 1 muz, 2 adet kivi, 1 adet greyfurt ve 5 adet ceviz ve 2 bardak su ile vitamin ve antioksidan değeri yüksek iki kişilik smoothie içeceği hazırlayabilirsiniz. Bu birleşime yarım avokado ekleyerek omega-3 oranını artırmak mümkün. Bahara merhaba diyeceğimiz dönemlerde enfeksiyonlardan uzak kalmak için ısı değişimlerine karşı uyanık olmak gerekir. Sabah güneşle güne başlarken öğleden sonra yağmurla ıslanma ihtimali hep akılda tutulmalıdır. Havada iyonları dağıtan rüzgarın etkisine karşı sıkı giyinilmelidir. Özellikle kalabalık ortamlarda enfeksiyon ajanlara havada asılı halde onları solumamızı beklerler. Özellikle öksürük, hapşırık ile bu mikroplar havaya daha rahat salınır. Hasta olduğunu düşündüğünüz kişilerle tokalaşmamak, kucaklaşmamak ta korunma amaçlı çözüm olabilir. Uyku düzenini bozmamak hem genel vücut sağlığı hem de kalp damar sağlığı için önemlidir. Günlerin uzaması ile birlikte uyku düzeninde aksaklıklar sık izlenir. Günde 6 saatten az uyuyan kişilerde ve kalitesiz uykuya sahip kişilerde ritim bozukluğu ve tansiyon atakları daha sıktır. Amerika’da yapılan bir araştırmada yaz saatine geçilen hafta sonu sonrası pazartesi günlerinde kalp krizi riskinde artış olduğu ve bunun bozulan uyku düzenine bağlı olabileceği söylenmiştir. Sürekli yaz saatinde kalan ülkemizde bu durum sağlık açısından geçici bir avantaj sağlıyor olabilir.”

Muhabir: Hatice GÜREL